Küresel politik ekonomiye baktığımızda, genellikle küresel şirketlerin, özellikle de tedarik zincirlerindeki uygulamalar dikkat çekmektedir. Bu tür sorunlar genellikle haber değeri haline gelir ve iki endüstri ilgi odağı olur: cep telefonu (örneğin, Çin’de Foxconn için iPhone’lar inşa eden işçilerin durumu) ve konfeksiyon ticareti (en belirgin şekilde 2013 yılında Rana Plaza binasının çöküşündeki ölü sayısı). Bu durum tedarik zincirlerinin modadan etkilendiğini açık olarak gösteriyor: akıllı telefonların “sahip olunması gereken” en son modelle sürekli değiştirilmesi ya da Zara’nın yükselişi ve H&M’nin yeniden canlanması ile hızlı modaya geçişi gibi. Bununla beraber üretim hızlandı. Dahası, kitlesel pazar perakende modasının iş modeli, pazardaki markaların pazarlamalarını nasıl ele aldıklarını değiştirmeye başladı ve bazıları podyum gösterilerinden daha hızlı bir moda yaklaşımına geçildi. Tahmin edebileceğiniz gibi, bunun üretim ve dağıtım düzenlemelerinin zaten güvencesiz bir işgücünü nasıl etkilediği üzerinde çalışmalar mevcut. Bu nedenle, moda hakkında düşünmek politik ekonomiden veya küresel politikadan kopuk değildir ve bilgi toplumunun, işyerinin analizinde dijital teknolojilerdeki değişikliklerle ilgili konularla benzer şekilde dikkat edilmesini gerektirir. Ancak, burada incelenen kitap tarafından üstlenilen uluslararası moda politikası değildir.
Editör Andreas Behnke’nin Uluslararası moda siyasetine giriş: dünyanın tehlikeli bir fabrikaya dönüşmesinde, belirttiği gibi: Judith Butler’ın çalışmalarından etkilenen modanın edimsel kavramı etrafında dönüyor. Burada hem bilinçli hem de bilinçsiz kıyafet seçimleriyle benlik ve öteki için kimliğin nasıl oluşturulduğu olarak kabul edilir. Bu “seçimler” düzenleyici müdahale ile kısıtlanabilir veya şekillendirilebilir. Nihayetinde sosyal direnişi yansıtabilir ve katkıda bulunanlar için bir siyasi eklemlenme ve mücadele alanını temsil eder. Bu nedenle, uluslararası bir moda politikasının (IPF) neye benzeyebileceği konusunda bir görüşe sahipler. Esasen, bu kitabın temel argümanı:moda, yalnızca kültürel yorumcuların ilgisini çeken anlamsız bir marjinal faaliyet değil, daha ziyade derin ve uluslararası boyutlara sahip bir dizi politik ekonomik uygulamadır.
moda, yalnızca kültürel yorumcuların ilgisini çeken anlamsız bir marjinal faaliyet değil, daha ziyade derin ve uluslararası boyutlara sahip bir dizi politik ekonomik uygulamadır.
Editörün kapsamlı tanımını takiben, Rosemary Shinko’nun bedeni ve elbisesini hem sosyal ahlakların tekrarı hem de çoğaltılması için bir yer olarak ele almasıyla, aynı zamanda “alternatif muhalif bir benliğin” inşa edilebileceğini göstermesiyle başlar. Michel Foucault’nun çalışmalarıyla etkileşime girerek manken ile kıyafet tüketicisinin yaşadığı deneyim arasındaki etkileşimi kullanan Shinko, 1970’lerden 1980’lere kadar alt kültüre odaklamanın bazı kültürel argümanlarına dolaylı olarak paraleldir: stile isyan. Hem güç hem de yeniden tahsisat olarak giyinme konularını araştıran Shinko, modayı Dick Hebdige’nin alt kültür analizinin okuyucularına aşina olacak olası bir direniş alanı olarak vurgulamaktadır. Moda ve kültürel çalışmalara geri dönen bu bağlantı, Hazel Clark ve Molly Rottman tarafından kitabın son bölümündeki projesine yansımalarında da açıkça ortaya konmuştur.
Moda markaları komşu sektörlere erişimini genişlettikçe, sosyal değişimin dinamiklerini (bazıları yukarıdan aşağıya, bazıları aşağıdan yukarıya) değiştiren, aynı zamanda inşa eden bir sektörün analizi, bize modern kapitalizmin kalıpları hakkında ne anlatıyor? Telefonlar ve diğer cihazlar artık sürekli yenilemeye, yükseltmeye ve farklı tasarımlara maruz kaldıkça (genellikle etkinlik veya teknolojik ihtiyaçtan daha fazla modaya dayanan), modanın, bir uluslararası politika olarak sadece maddi güç ve egemenlik üzerine kurulmuş bir uluslararası siyaset olduğunu kabul etmeliyiz.
Telefonlar ve diğer cihazlar artık sürekli yenilemeye, yükseltmeye ve farklı tasarımlara maruz kaldıkça (genellikle etkinlik veya teknolojik ihtiyaçtan daha fazla modaya dayanan), modanın, bir uluslararası politika olarak sadece maddi güç ve egemenlik üzerine kurulmuş bir uluslararası siyaset olduğunu kabul etmeliyiz
Kaynak: LSE
The International Politics of Fashion: Being Fab in a Dangerous World. Andreas Behnke
(ed.). Routledge. 2016.