FuzulEv Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal ile tasarrufa dayalı faizsiz finans sistemi ve geçtiğimiz günlerde faizsiz konut-taşıt edindirme ile ilgili verilen kanun teklifi((İlgili haber içeriğini okumak için tıklayınız)) üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Keyifli okumalar dileriz.
1. Özel olarak FuzulEV genel olarak ise tüm faizsiz konut ve taşıt edindirme sektörü düşük gelirli ve faiz hassasiyeti olan kişiler için büyük bir hizmet sunuyor. Bu hizmet doğrultusunda Tasarrufa Dayalı Faizsiz Finans Sektörünün dünü, bugünü ve yarınını nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye’de “Tasarrufa Dayalı Faizsiz Finans Sistemi” 1991’den bu yana uygulanmaktadır. Bu sistem artan faiz ve enflasyon baskısı ile yıllar içinde hızlı bir büyüme gösterdi. Özellikle dar gelirli vatandaşı bankadan kredi almadan, altın günü modeliyle ev sahibi yapan “Tasarrufa Dayalı Faizsiz Finans Sistemi’ne” talebin her geçen gün arttığını söyleyebiliriz. Bu durum da sisteme katılanların mağdur olmaması için neler yapılabilir sorusunu akıllara getirdi. Sektörde faaliyet gösteren firmalar için sermaye şartı aranmaması, hem de sisteme dahil olan katılımcıların bu firmalara yaptıkları ödemelerin devlet güvencesinde olmaması sisteme ilişkin önemli riskler oluşturuyordu. Son dönemde bu konuyla ilgili önemli adımlar atıldı.
Sektörün temsilcisi olarak uzun süredir BDDK ile bu konuyu görüşüyordum. Artık son noktaya geldiğini söyleyebilirim. Mart ayında bu anlamda yasal düzenlemeleri bekliyoruz.
Devlet güvencesi ve sektörün kurumsallaştırılması adına oldukça önemli bu gelişmede payımızın olması bizi mutlu ediyor.
2. Faizsiz konut ve taşıt finansmanı edindiren şirketler ilk kez 1991-1992 yıllarında faaliyet göstermeye başladı ve uzun yıllar boyunca çok az sayıda şirket olarak devam etti fakat bugün itibariyle FuzulEV ile birlikte piyasada birçok tasarrufa dayalı faizsiz ev ve konut finansmanı sağlayan şirket var. Piyasadaki bu ciddi artışın sebebi ne olabilir? Siz bu artışı sektörün geleceği için nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de faizsiz finansman sisteminin potansiyeli oldukça yüksek. Yatırımcılar da bu durumun farkında. Özellikle devlet güvencesinin de gelmesiyle birlikte bu fırsattan yararlanarak sektörde yer edinmeye çalışan firma sayılarında artış yaşanması tahmin edilebilir bir durum. Tabi burada önemli olan şirketlerin yasal koşulları harfiyen yerine getirebilecek yeterlilikte olması. Önümüzdeki süreçte güvenilir, köklü firmalarla sektörümüzün gelişime katkı sağlamak için çalışmalarımıza hız kesemeden devam edeceğimizi söyleyebilirim. Bu anlamda yakaladığımız bu ivmeye daha da yukarıya taşıyacağımıza inancım tam.
3. Biliyorsunuz ki 11 Şubat tarihinde Meclise faizsiz konut ve taşıt edindirmeyle ilgili tasarrufa dayalı finans şirketlerinin denetim altına alınmasını içeren bir kanun teklifi verildi. Meclise verilen bu kanun teklifinin sektöre etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tasarrufa dayalı finansman şirketlerinin faaliyet gösterilebilmesi için asgari ödenmiş sermayelerinin 100 milyon lira olması, kurumsal yapı, risk yönetimi ve bilgi teknolojileri altyapısı gibi yükümlülüklerini yerine getirilmesi gerekiyor. Sektörde faaliyet gösteren 50‘nin üzerinde şirketin 250 bin civarında katılımcısı bulunuyor. Dolayısıyla burada ciddi bir risk bulunduğunu söylemek mümkün. Yasal düzenlemeyle ilgili gelişmeleri sektörün geleceği açısında memnuniyet verici buluyorum.
Konut ve otomobil alımına yönelik “tasarrufa dayalı faizsiz finansman sisteminin, özellikle faiz hassasiyeti bulunan ya da banka kredisindeki ek faiz maliyetini yüklenmek istemeyen kesimler tarafından ilgi gördüğü artık herkes tarafından biliniyor. Devlet güvencesiyle birlikte sektörün daha geniş kitlelere ulaşacağına inanıyorum. Aynı zamanda konut pazarındaki payında da artış yaşanacaktır.
4. Meclise sunulan teklif FuzulEV olarak sizin beklentinizi karşılayabildi mi? Sizin sektörün yasal olarak düzenlenmesine dair önerileriniz nelerdir?
BDDK ile uzun süredir görüşme halindeydim. Sektörümüzü daha ileriye taşıyacağına inandığım düşüncelerimi ifade ettiğime inanıyorum. Yasal düzenleme sadece sektör temsilcileri için değil sisteme dahil olan vatandaşlar için de oldukça önemli. İlgili düzenleme ile müşteri haklarının korunmasına yönelik yasal yükümlülükler getiriliyor. Biz insanı odağına koyan çalışmalara imza atan bir şirketiz. Sisteme dair mevcuttaki soru işaretleri ve güven sorununu geride bırakabileceğiz. Bu sayede daha çok insanın hayatına dokunma şansı elde edeceğimizi düşünüyorum.
5. Söz konusu kanun teklifinde şirketlere yönelik 100 milyon TL sermaye şartı getiriliyor. Daha öncesinde şirketler için herhangi bir sermeye şartının olması hem müşteriler hem de sektörün genel yapısı için büyük bir risk oluşturuyordu. Siz bu durumu nasıl yorumlarsınız? Bunun yanı sıra BDDK ile yapılan görüşmeler soncunda söz konusu olan 100 milyon TL’lik sermaye miktarı değişebilir fakat kanun teklifindeki bu şartın kabul edilmesi dahilinde muhtemel olarak şirket sayısında kısmi düzeyde de olsa bir azalma olacaktır. Bu ihtimali nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce bu durum sektör içinde bir kriz yaratır mı?
Yasal düzenlemeyle birlikte hiçbir sermaye ve izin şartı aranmaksızın kendi kendilerine kurulup çalışmaya başlayan şirketler artık BDDK’dan izin ve onay almadan tek bir şube dahi açamayacaklar. Bu durumun olası mağduriyetlerin önüne geçeceği şüphesiz bir gerçek. Sermaye şartını yerine getirebilecek şirketlerin sektörde faaliyetlerine devam edebilecek güçte olduklarını düşünüyorum. Dolaysıyla sektördeki güvenilir firmaları vatandaşların ayır edebilmesi için de önemli bir atılım olacaktır.
6. Yine söz konusu kanun teklifinde tasarruf finansman sözleşmesinin tanımı, sözleşmede yer alması gereken asgari unsurlar, şirketlerin topladıkları tasarrufların bir kısmının ihtiyat amaçlı tutulmasına dair uyulması gereken temel prensipler ve sınırlamaların getirilmesi söz konusu. Bu düzenlemelerin sektör için geç kalınmış düzenlemeler olduğunu düşünüyor musunuz?
Ülkemizin ve sektörümüzün gelişimine katkı sağlayacak düzenlemeleri destekliyorum. Devletimizim bu konuda önder olması, sektörün gelişmesi adına düzenlemeler yapmasını son derece faydalı olarak görüyorum. Evet belki bu süreç daha erken sonuçlandırılabilirdi ama şu an gelinen noktada umut veriyor. İnanıyorum ki devlet güvencesiyle birlikte sektörümüzü daha ileriye taşıyarak ülke ekonomisine katma değer sağlamaya devam edeceğiz.
7. Günümüzde faiz üzerinden sermayelerini arttıran kurumlara karşı faizsiz konut ve taşıt finansmanı sağlayan bu sistemin yasal olarak tanınması, düzenlenmesi ve yaygınlaşarak ana akım bir modele evrilmesiyle alt ve orta sınıfın iktisadi kalkınmasını ve refahın eşit/adil olarak dağıtılmasını sağlaması veyahut bu hedefte önemli bir aktör olması sizce mümkün mü?
Kesinlikle mümkün, zaten iki yıldır devletimiz ile bu süreci çalışıyor olmamız da tam da bu sebepten kaynaklanıyor. İnsanı merkezine alan bir vizyon ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sistemimiz sabit ve dar gelirli vatandaşların mevcut ekonomik koşullarda ev ve araba sahibi olmasına imkân sağlıyor. Devlet güvencesiyle birlikte daha çok insana ulaşacağımıza inanıyorum. Hem ülkemizin hem de vatandaşımızın kazanacağı bir süreç yaşayacağımızı söyleyebiliriz.