Pandemi süreciyle birlikte hepimiz hayatlarımızın büyük bir dönüşümün eşiğinde olduğunun farkına vardık. Hayatın her alanında hızla gerçekleşen dönüşüm elbette çalışan beklentilerini ve önceliklerini de fazlasıyla etkiledi. Küresel olarak “Büyük İstifa Hareketi”ni de beraberinde getiren bu dönemin şirketlere olan maliyeti ise görmezden gelinebilecek boyutta değil. Hatta öyle ki BeNova Consulting verileri Çalışan sirkülasyonunun ülkemizdeki şirketlere yarattığı yıllık maliyetin 2 trilyon lirayı aştığını gösteriyor…
BeNova Consulting verilerine göre Pandemi öncesinde dünyada iş gücü devir oranı yüzde 15 civarındayken pandemi sonrasında bu oran yüzde 30 seviyesine yükselmiş durumda. Ülkemizde ise durum çok daha kritik. Zira 2021 yılında Türkiye’de iş gücü devir oranının yüzde 50 seviyesinin üstüne çıkmış olduğu verilere yansıyor…
Kıdemli bir çalışanın işten ayrılması şirkete brüt ücretinin 2,5 katına mal oluyor
BeNova Consulting Genel Müdürü Erdinç Mert konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede “Pandemi koşulları, çalışan sirkülasyonunu önemli oranda artırdı. Pandemi öncesinde dünyada yüzde 15 seviyesinde görülen iş gücü devir oranı, pandemi sonrasında yüzde 30 seviyelerine yükseldi. Ülkemizde ise 2021 yılında bu oran yüzde 50 seviyesinin üstüne çıktı. Bu da gösteriyor ki ülkemizde çalışan her iki kişiden bir tanesi 2021 yılında iş değişikliği yaptı.
Yapılan araştırmalar, kıdemli bir çalışanın işten ayrılmasının şirkete maliyetinin, söz konusu çalışanın yıllık brüt ücretinin 2,5 katı kadar olduğunu gösteriyor. Pozisyon için ilana çıkılması, mülakatların gerçekleştirilmesi, personelin şirkete alışma dönemi ve aldığı eğitimler düşünüldüğünde bu maliyetin gerçekçi olduğu görülmektedir. Kaybedilen zaman ve şirketin algısı da düşünüldüğünde bu maliyetin daha yüksek de olabileceği düşünülebilir.
Toplamda 14 milyona yakın özel sektör çalışanı olduğu düşünüldüğünde, geçtiğimiz sene 7 milyondan fazla çalışanın iş değişikliği yaptığını görüyoruz. Bu veriler ışığında, 2021 yılında çalışan sirkülasyonunun şirketlere maliyetinin 2 trilyon TL’yi aştığı söylenebilir.” diyor.
“Sürdürülebilir başarı için yetenek elde tutulmalı”
Kazanılan yeteneği elde tutabilmenin, kurumun başarısının sürdürülebilirliği ile ilgili önemli ipuçları vereceğini belirten Mert; “Firmalar için, çalışanlarının neden ayrılmayı istediğini öğrenmek, elde tutma stratejisi için oldukça büyük bir önem arz eder. Çalışanların memnuniyetsizlikleriyle ilgili yeterli done elde etmek, potansiyel risk faktörlerini belirleyip başarılı bir strateji oluşturmanın başlangıç noktasıdır.
Başarılı ve sonuç odaklı bir çalışanı elde tutma stratejisi geliştirmek için departmanlara ve pozisyonlara odaklanılan lokal bir yaklaşım benimsenmelidir. Elde tutma çalışmalarının başarısız olma sebepleri genellikle disiplin ve odaklanma yetersizliğinden kaynaklanır. Disiplinli bir çalışma ile sürdürülebilir ve sonuç odaklı bir strateji uygulamak mümkündür.”
Çalışan işini kaybetme endişesiyle daha fazla stres yaşıyor, işveren bağlılık ve verim kaygısı yaşıyor!
Çalışanları elde tutmak için çalışan motivasyonu çok büyük önem arz ediyor Bu noktada maddi imkanların yanında manevi olarak da çalışanı mutlu etmek kritik öneme sahip. Özellikle yeni nesil, çalıştığı şirketin vizyonuna hakim olmak istiyor. Bu kapsamda çalışanlara karşı üst yönetimler şeffaf olmalı, gidilmek istenen hedefe doğru birlikte yol alınmalı.
Erdinç Mert bu durumu, “Şirketin ve çalışanların mevcut durumunu anlamak ve durumlar arasındaki bağlantıları kurabilmek için detaylı iç görülere sahip olmak gerekir. Elde edilen iç görüleri ve analiz sonuçlarını, sonuç odaklı bir stratejiye dönüştürebilmek detaylı bir yol haritası çizmek de atılması gereken ikinci adımdır. Uygulama aşamasıysa, teoriyi pratiğe dönüştüren, kaliteli çıktıya ulaşmak için özenli bir çalışma gerektiren üçüncü adım.
Çalışan firmada kendini değerli hissettiğinde, yaptığı işi sevdiğinde, kendisine güvenildiğini hissettiğinde, yöneticileri tarafından kendisine mentorluk yapıldığında, başarısının takdir gördüğünü ve ödüllendirildiğini gördüğünde, hak ettiği maaşı aldığında, gelişimine katkı sağlandığında, ekibe ait hissettiğinde, sorumluluk, yetki ve inisiyatif bir arada verildiğinde, huzurlu bir çalışma ortamı sunulduğunda şirkete bağlılığı artar ve daha uzun yıllar boyunca şirkette kalmaya devam eder.” sözleriyle özetliyor…
Kaynak: Marketing Türkiye