Zekât Politikası by 10 Ocak 2018 written by 10 Ocak 2018Aynı zamanda İslamİktisadi.Net yazarlarından olan Melih Turan’ın “Zekat Politikası: Ekonomi-Politik Bir Yaklaşım” adlı kitabı Mevsimler Kitap’tan yayımlanmıştır. Bu çalışma genel olarak devlet ve zekat arasındaki kopan bağın yeniden bağlanması üzerine yoğunlaşarak zekatın tarihi ve güncel konumu incelemiş ve zekatın kurumsallaşmasını “Zekat Politikası” ile kavramsallaştırmıştır. Kitabın Takriz ve Giriş bölümleri ise şöyledir:TAKRİZElinizdeki eser zekât konusuyla ilgilenenler için hemen hemen bütün kaynakları değerlendiren bir özelliğe sahiptir. Kitapta genel bilgiler yanında “Günümüzdeki Zekât Uygulamaları”, “Türkiye’de Zekât Potansiyelinin Yeniden Tespiti”, “Zekât Potansiyelinin Türkiye’nin Merkezi Bütçe ve Vergi Gelirleri ile Karşılaştırılması” konularında yeni bilgiler yer almaktadır. “Kur’an-ı Kerim’de Geçen Zekât Ayetleri ve Mealleri” bölümü ise temel referansları göstermektedir. Melih Turan’ın bu telifi özellikle Ek’te verdiği bilgilerle orijinal bir eser olma niteliği kazanmaktadır.Araştırmaya dayanan yeni çalışmalar beklediğimiz Melih Turan’ın bu kitabı İslam İktisadı ile ilgilenenler için bir el kitabı olma özelliği taşımaktadır. Kendisini bu güzel emeği için tebrik eder, araştırmalarının devam edeceğine dair olan inancımızı tekrarlarız.Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu***GİRİŞİnsan tabiatı itibariyle medeni bir varlık olduğundan ihtiyaçlarını giderebilmesi ve yaşamını idame edebilmesi için toplumsal bir düzen içerisinde yaşamak durumundadır. İnsanlık tarihinde toplumsal düzen günümüze kadar çeşitli evrelerden geçmiştir ve bu süreç zarfında insanlar arasında iktisadî olarak çeşitli dereceler olagelmiştir. Bu dereceler zaman zaman devletin müdahalesi ile dengelenmiş bazı zamanlar da devlet, düzeni bizatihi azınlık bir grubun eline vererek eşitsizlikler ve zulümler oluşturmuştur.Dünya toplumlarının insanlıktan tamamen uzaklaşmaya yüz tuttuğu bir hengâmda gelen İslam ise toplumsal düzendeki çözülmeleri iyileştirecek normlar getirmiştir. Başta Allah ile insan ilişkisini doğru bir düzlemde buluşturan İslam, fert ile toplumun arasındaki bağı tanzim etmiştir. İslam’ın ortaya koyduğu sosyal normlar birçok semavi din ile birlikte insanlığa bildirilmişse de tahrif edilmiş olduklarından kıymeti harbiyeleri kalmamıştır. Kralların ve sultanların ağır malî mükellefiyet yükleyerek halkı ezdiği bir zamanda İslam halktan yine halk için alınan bir vergi olarak zekât ilkesini gündeme getirmiş ve uygulamıştır. Zenginlerin mallarından fakirlere aktarılarak toplumsal dengeyi kıvama getirme gayesi ile zekât zamanın çetrefilli düzenine bir umut vaat ettiği gibi dünyanın çağdaş iktisadî hastalıklarına da ümit vermeye devam etmektedir.Gelir ve servet eşitsizliğinin zirveye çıktığı, lüks malların tüketimiyle dünya kaynaklarının israf edildiği, tüketim çılgınlığı ile ihtiyaç fazlası eşyaların gereksiz yere satın alındığı ve gösteriş maksatlı harcamaların sayısının arttığı bir zamanda dünyanın bir kısım yerlerinde temel sağlık sorunları ve açlık gibi nedenlerden ötürü insanların yaşamlarını yitirmeye devam etmeleri insanlığın gidişatı açısından günümüz için oldukça acı bir durumdur. Sadece temel ihtiyaçlarını karşılamaya muhtaç insanların sonsuz ihtiyacı varmış gibi kıt kaynaklarla, sadece belirli bir azınlığın doyumsuz hazzına göre hareket eden iktisat biliminin mevcut sosyo-ekonomik dengesizlikleri düzeltme adına bir çözümü ise ne yazık ki mevcut değildir.İslam iktisadının bu bağlamda yüzyıllardır ortaya koyduğu toplumsal kıvamı oluşturan ilkelere dünyanın yeniden ihtiyacı olduğu muhakkaktır. Başta zekât ilkesi ile sağlanmaya çalışılan malî ve iktisadî denge İslam toplumlarında daima refahı netice vermiştir. İslam’ın izlediği iktisat siyaseti daima toplumu önceleyen nitelikte olmasına karşın son asırda tam anlamıyla uygulanamamıştır. Ancak mevcut toplumsal yapı ve ekonomik durum göstermektedir ki İslam’ın iktisat siyasetlerini yeniden canlandırmanın vakti gelmiştir.Zekât ilkesi bu açıdan hem İslam toplumları hem de tüm insanlık için sosyo-ekonomik adaleti sağlayacak kuşatıcı özellikleri olan bir normdur. Bireysel olarak ifa edilmesi mümkün olan ancak bireylere bırakıldığında ihmale uğrayan bu ilke yeniden devletin kanatları altına girmelidir. Devlet adil bölüşümü sağlamak için uygulayacağı iktisat politikasını ancak zekâtın erkânında bulabilecektir.Melih Turan 0 Yorum 0 FacebookTwitterPinterestEmail Önceki Yazı Küresel Kapitalizm Evrensel Bir Değer Mi? Sonraki Yazı Bozuk Gelir Dağılımı Benzer Yazılar Osmanlı’da Kapitalizmin Yükselişi Sözleşme Serbestisi Tartışmaları 4 Eylül 2024 İstanbul’un İktisâdî ve İçtimâî Tarihi I İstanbul’un İktisâdî... 15 Mart 2024 Hisse Senedi Şer‘i İzleme Sistemi İslam Ekonomisi Açısından... 22 Ocak 2024 Körfez Sermayesinin Politik Gücü Suudi Arabistan, Birleşik Arap... 15 Ocak 2024 Mukayeseli Bankacılık Konvansiyonel Bankacılık ve Katılım Bankacılığı 8 Ocak 2024 İktisadi ve Fıkhi Yönleriyle Para Üretimi 27 Kasım 2023Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz Cancel ReplyBir sonraki yorumumda adımı, e-postamı ve web sitemi bu tarayıcıya kaydedin. Δ