Anasayfa Analiz Türkiye, Uzayan Rusya-Ukrayna Savaşının Ekonomik Riskleri Konusunda Uyardı

Türkiye, Uzayan Rusya-Ukrayna Savaşının Ekonomik Riskleri Konusunda Uyardı

by

Hazine ve Maliye Bakanı cuma günü yaptığı açıklamada krizin etkilerine ilişkin korkuların artmasıyla birlikte Türkiye’nin, Rusya ile Ukrayna arasındaki ihtilafın mümkün olan en kısa sürede sona ermesini umduğunu söyledi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin bu sözleri, bir ekonomi yetkilisi tarafından Moskova’nın güney komşusu üzerindeki saldırganlığının Türkiye ekonomisi üzerindeki potansiyel etkisine ilişkin ilk ayrıntılı değerlendirmesidir.

Hükümetin yeni ekonomi politikasını, son adımları ve enflasyonla ilgili endişeleri de ele alan Nebati, Rusya ve Ukrayna ile deniz sınırını paylaşan ve her iki ülkeyle de iyi ilişkilere sahip olan Türkiye’nin, Rusya ile enerji, ticaret ve savunma alanlarında yakın iş birliği içinde olduğunu ifade etmiştir. Bunun yanında Türkiye ve Ukrayna arasında derin savunma bağlantıları da mevcuttur. Aynı zamanda her iki pazar da ülkenin en önemli turizm kaynakları arasında yer almaktadır.

Nebati, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bu istenmeyen jeopolitik gerilimin ekonomimize etkisi hususunda elbette savaşın süresi ve boyutu önemli, dolayısıyla bu savaşın bir an önce bitmesi en büyük dileğimizdir” ifadelerini kullandı. Ankara, Karadeniz’deki komşuları en önemli ekonomik ortakları arasında yer aldığı için zorlu bir dengeleme hareketiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu istilayı kabul edilemez olarak eleştiren Nebati, ancak diğer ittifak üyelerinin yapmış olduğu daha sert söylemlerinden kaçındı. Aksine, bu krizde arabuluculuk yapmanın yollarını arayarak yaptırım uygulamalarına karşı çıktı. Bakan bu durum üzerine “sadece ülkemiz açısından değil, yaşadığımız bölge açısından da refahın artması için önemli olan şey, barış ve huzur ikliminin hâkim olmasıdır. Bu hepimizin yararına” yorumunda bulundu.

‘Büyük Önem’in Etkisi

Türkiye’nin hem Rusya hem de Ukrayna ile gerçekleştirmiş olduğu ticaret 2021 yılında rekor seviyeye ulaşmıştır. Rusya ile olan ticaret hacmi 34,7 milyar dolara (494 milyar TL) ulaşırken, Ukrayna ile gerçekleştirilen ticaretin cirosu ise 7,4 milyar dolara yükselmiştir. Rusya geçen yıl en büyük ihracat pazarları arasında 10. sırada yer alırken, ithalatta ikinci sırada yer aldı. Ukrayna ise ihracatta 20.sırada yer alırken ithalatta 13. sırada yer almıştır. Bu iki ülkenin ihracatımızdaki payı %3,9; ithalatımızdaki payı ise %12,4 oranındadır. Nebati, yakın tarihte yaşanan jeopolitik gelişmelerin diğer ülkeler gibi Türkiye ekonomisini de etkilediğini söylemiştir. Ancak Rusya-Ukrayna savaşının etkisinin “iki ülke ile ticari ve turizm ilişkilerimizin boyutu ve müteahhitlik hizmetlerimiz düşünüldüğünde daha da önemli olduğunu” vurguladı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, 2021 yılında yaklaşık olarak 4,7 milyon Rus ve 2,1 milyon Ukraynalı Türkiye’ye gelmiştir. Bakan, yıl boyunca gelen toplam 24,7 milyon yabancı turistin %27,34’ü temsil ettiklerini söylemiştir. 2019’da %19 olan bu oran 2020 yılında %24,55’e yükselmiştir.

Enerji ve Enflasyon

Enerji alanında ise meydana gelen gerilimler nedeniyle fiyatları yükselen petrol, doğal gaz ve tahıl ithalatçısı olan Türkiye’de bu çatışma daha da yüksek enflasyon ihtimalini artırmıştır. Nebati, enerji ithalatçısı olan ülkemiz için başta petrol ve doğalgaz olmak üzere enerji fiyatlarındaki ve diğer emtia fiyatlarındaki artışın cari dengeyi ve enflasyonu olumsuz etkilediğini ifade etmiştir.

Yayımlanan resmi verilere göre, Türkiye’nin yıllık enflasyonu şubat ayında %54,44’e yükselmiştir. Böylelikle enflasyonun geçen yılın sonlarında Türk lirasındaki düşüşle ve artan emtia fiyatlarıyla son yirmi yılın en yüksek seviyesine ulaştığı görülmüştür. Yıllık üretici fiyat endeksi de Rusya-Ukrayna ihtilafı nedeniyle emtia fiyatlarındaki artışı yansıtarak %105’e yükselmiştir. Hem tüketici hem de üretici fiyatlarındaki bu yüksek seyir, enerji ve diğer emtia fiyatlarının yarattığı baskılara bağlanmıştır.

Bakan konuşmasında enflasyonla mücadelenin en önemli politika önceliklerinden biri olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, hükümet, hanehalkı üzerindeki etkiyi yumuşatmak amacıyla geçen ay temel ürünler üzerindeki vergiyi %8’den %1’e indirmiş ve önemli miktarda elektrik faturasını sübvanse etmiştir. Ayrıca konut ve tarımsal sulama amaçlı kullanılan elektrikte katma değer vergisi (KDV) %18’den %8’e indirilmiştir.

Haneler ve daha fazla enerji kullanan bazı işletmeler için daha yüksek elektrik tarifelerinin hangi seviyenin altında kaldığının yeniden ayarlanması da dahil olmak üzere, artan elektrik faturalarını azaltmak için birtakım önlemler getirilmiştir. Türkiye, atılan bu adımların tamamlaması için ilerleyen dönemde de enflasyonla mücadeleyi ön planda tutan bütüncül bakış açısını sürdürmeye kararlıdır.

FX Korumalı Şema

Nebati, 2021 verilerine göre müteahhitlerin yurt dışında üstlendiği projelerin %36,4’ünü oluşturan Rusya’nın, Türk müteahhitler için en büyük pazar olduğunu ifade etmiştir. Ukrayna ise %5,2’lik payla dördüncü sırada yer almaktadır. 

Türk lirası, 2021’de %44’lük bir düşüşün ardından yılın başından bu yana büyük ölçüde istikrarlı ve ABD doları karşısında kur bazında 14₺’nin biraz altında seyretse de geçen hafta Moskova ve Kiev arasındaki artan gerilim nedeniyle istikrarsızlığın doğması sebebiyle yeniden bu seviyenin üstüne çıkmıştır. Türk lirası aralık ayı sonunda 18,4₺ ile rekor seviyeye ulaşmış, ancak hükümetin lira mevduatlarını değer kaybına karşı koruyarak artırma planını açıklamasının ardından toparlanmıştı.

Nebati, ocak ayı sonunda 200 milyar ₺ olan lira koruma programı kapsamındaki mevduat hacminin perşembe günü 535 milyar ₺’ye ulaştığını söyledi. Yetkililer, kredi, ihracat ve yatırımları artırmak için düşük faiz oranlarına dayalı Türkiye’nin Ekonomik Modeli adlı yeni bir ekonomi politikasını takip etmekte ve bunun ülkenin enflasyonu aşmasına yardımcı olacağını düşünmektedirler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu politikanın nihayetinde Türkiye’nin kronik cari açık sorununu çözmesine yardımcı olacağını ve liranın istikrar kazanmasına katkıda bulunacağını ifade etmiştir.

Merkez bankası, bu politikayı desteklemek amacıyla gösterge politika faizini eylül ayından bu yana 500 puan düşürerek %14’e indirmiştir, ancak ölçüt döngüsünü ocak ayında durdurmuş ve bir haftalık repo oranını geçen ay değiştirmemiştir. Bakan, bunun üzerine, yatırım, üretim ve ihracat odaklı yeni ekonomik model ile yüksek istihdam sağlayarak katma değerli bir büyüme performansı yakalayacaklarını ifade etmiştir. Türkiye ekonomisi, COVID-19 pandemisinden itibaren toparlanarak geçen yıl %11 büyüyerek son on yılın en yüksek büyüme oranına erişmiştir. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) da dördüncü çeyrekte yıllık bazda %9,1’lik bir oranla büyümüştür. Bu kapsamda, 2022 ilk çeyreğine ilişkin endeksler, büyümeye yönelik olumlu görünümün devam edeceğini göstermektedir.

islamiktisadi.net için çeviri: Ayşenur Topal

Kaynak: Daily Sabah

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun