Emtia ticaretinde, malın kredili fiyatının nakit fiyatından farklı olmasına izin verilmiştir. Fiyatı üzerinde karşılıklı anlaştıktan sonra bir alacağın ödenmesi için verilen zamana değer belirlenmez. Bunun nedeni, aynı miktarda olması hariç, paranın türdeş mübadeleler için yasal bir mal olarak kabul edilmemesidir. 100 dolar sadece 100 dolar ile değiştirilmelidir. İşte ve ticari faaliyetlerde paranın zaman değeri onaylanmıştır fakat karz ve deyn için uygun bulunmamıştır. Çünkü karz ve deyn kişinin herhangi bir fayda/menfaat elde edemeyeceği erdemli bir davranış olarak değerlendirilir.
İslam hukuku, zaman faktöründen ötürü paranın zaman değerindeki artışı kabul etmez ve ticarette paranın zaman değerinin uygulanmasını yasaklar. Burada yasaklanan şey, reel sektör faaliyetlerinden bağımsız, önceden saptanmış bir oranda hesaplanabilen önceden belirlenmiş bir miktardaki paranın zaman değerinin talep edilmesidir. Bütün para birimleri (çeşitli değerlerde) satın alma gücünü temsil ettikleri için aslında homojendir ve yasal ödeme aracı (legal tender) olması, türü ve illeti bakımından benzer özelliktedirler. Faizli bir borçlanmadan uzak duran kişi, para birimlerinin ticaretini yapma ya da kiraya verme yollarına başvuramaz.
Benzer şekilde, devlet tahvilleri ve bonoları ve altın, gümüş, yatırım sertifikaları da para hükmündedir. Altın ve gümüş hen alım-satım konusu olur (mebî), hem de para (taman) yerine geçerken, bonolar ve kağıt paralar sadece değer belirtir ve devlet otoritesinin yokluğunda bir değeri yoktur ve mebî olarak değerlendirilemez.
Kaynak: Ayub, Muhammad, İslam Ticaret Hukukunda Borç Verme ve Ödünç Alma, “İslamî Finansı Anlamak”, çev. Suna Akten Çürük ve Raif Parlakkaya, İktisat Yayınları 2017, ss. 176-177 .
Kitabı satın almak için tıklayınız.