Anasayfa Makale Fon Toplama Yöntemi Olarak Yatırım Vekaleti (Eı-Vekâle Bi’l İstismar)

Fon Toplama Yöntemi Olarak Yatırım Vekaleti (Eı-Vekâle Bi’l İstismar)

by

Yatırım vekaleti; İslami finans enstrümanları arasında yer alan ve elinde parası bulunan bir kişinin başka bir kişi veya kurumu yatırım yapması amacıyla vekil tayin etmesini ifade ede bir kavram olup, İslami bankacılıkta uygulanan bir fon toplama yönteminin adıdır. Yatırım vekâleti, bir şahsın sahibi olduğu sermayeyi ücret karşılığında ya da ücretsiz olarak işletmesi amacıyla bir başkasını yetkilendirmesi şeklinde açıklanmaktadır. Yatırım neticesinde elde edilmesi beklenen tahmini kâr oranı en başta belirlenmektedir. Bu aracılık işlemi sonucunda banka komisyon ya da belli bir oranda gelir elde etmektedir. Banka başta belirlenen tahmini kâr oranından fazla kâr elde ederse, bu fazlalık kısmını sözleşmeye bağlı kalarak vekil ücreti olarak alabilmektedir. Bu belirlenen orandan yüksek kâr sadece aracı kuruluşa da kalabilir veya iki taraf arasında pay da edilebilir, bu durum tamamen sözleşmeye bağlı olarak değişmektedir. Ancak yatırımdan zarar edilmesi durumunda ise vekilin ağır kusur veya ihmali yoksa zarardan sermaye sahibi sorumludur. Yatırım neticesinde zarar elde edilmesi durumunda sermaye sahibi zararı üstlenmekte birlikte, vekil sözleşme hükümlerine göre ya önceden belirlenen vekâlet ücretini tahsil etmekte ya da herhangi bir ücret alamamakta, ancak her halükârda zarar tazmininden muaf tutulmaktadır.

Uluslararası literatürde “Wakala” olarak tanımlanan aslında Arapça “vekale bi’l-istismar” şeklinde uygulanan sözleşme türünün İngilizce isimlendirilmesi olup, Türkçe olarak “Yatırım Vekaleti” kavramına denk gelmektedir. Yatırım vekaleti fon sahibi kişinin fonu aracılığıyla yatırım/alım/satım akdi ifa etmesi amacıyla başka kimseyi vekil tayin etmesidir. Vekalet akdi, kar elde etmek amacıyla vekile (Banka) İslami kurallara uygun faaliyetlerde yatırım yapmaya yetki verilebilen bir sözleşme olarak tanımlanmıştır (NBD, 2018). IFSB tarafından yayımlanan 434 numaralı standartta vekalet; bir kişinin başka bir kişi vasıtasıyla kendi adına herhangi bir işi yapmak veya herhangi bir hizmeti vermek üzere yapılan acente sözleşmesidir (IFSB, 2013, s. 102). Vekalet yöntemiyle finansman bir acentelik sözleşmesi olup, ağırlıklı olarak uzmanlık ücreti içermekte ve çoğunlukla hacmi yüksek montanlı hesapların yönetiminde kullanılmaktadır. Şahıslar veya kuruluşlar yatırıma tahsis edilen sermayenin sahibi olup, diğer kurum veya şahısları acente şeklinde atamakta ve uzmanlık ücreti ödemektedir (TKBB, 2018a).

Bankalararası vekalet yatırım sözleşmesinde teoride belirtildiği haliyle uygulanması durumunda fıkhi bir mahsur görülmemektedir. Çünkü işlem fıkıhtaki vekalete dayanmaktadır. İşletmeci banka, yatırımcı bankanın fazla fonunu vekil sıfatıyla işletmekte, projenin risk ve getirisi yatırımcı bankaya ait olmakta, işletmeci sunduğu vekalet hizmeti karşılığında anlaşılan komisyonu ve 9 Öztürk, M.K. ve Yumuşak, İ.G. / Journal of Islamic Economics and Finance 2020 6(1) 1-23 gelirin beklenilenden fazla olması durumunda primi almaktadır. Böyle bir uygulamada fıkhi bir sakınca bulunmamaktadır (Bayındır, 2015, s. 217).

Vekalet akdi, fonlarını Katılım Bankacılığı ilkelerine uygun yatırım türlerinde değerlendirmek isteyenlerin, bankayı vekili olarak yetkilendirmesi şeklinde olmaktadır. Müvekkil ile banka arasındaki vekalet akdi çerçevesinde banka basiretli bir tüccar olarak davranmakla mükellef olup, banka müvekkiline sermaye ve kar garantisi veremez. Yatırım vekaleti akdinin rükunları; siğa yani yatırımcının icabı ve bankanın kabulünü gösteren bu sözleşmenin, müvekkil (yatırımcı), vekil (banka), vekalet konusu (yatırımı yapılan, ticareti yapılan ve yönetilen fon) ve bedel (bankaya verilen belirli oran veya tutar) unsurlarıdır.

Vekalet sözleşmelerinde, elde edilen fiili kar, üzerinde mutabık kalınan ve sözleşme ile belirlenen kar oranına göre dağıtılır. Banka (vekil), başta belirlenen vekalet ücretine göre uygun olan enstrümanlara yatırım yapmak suretiyle yatırımcılar ve müşterilerin yatırımlarından bekledikleri getiriyi belirleyebilir. Akabinde vekalet ücretlerini düşüldükten sonra beklenen getiri elde etmek adına vekilin uygun olan bir yatırım yapması önemlidir. Üzerinde mutabık kalınan getirileri aşan kazanç, vekil tarafından kazanç olarak addedilir. Öte yandan müvekkil, temerrüde düşmesi durumunda, vekilin suiistimali veya ihmalinden kaynaklanan riskler ve kayıplar hariç tüm risk ve zararları karşılaması gerekmektedir. Vekalet akdine ilişkin bazı önemli hususlara şunlardır (Bayındır, 2015, s. 217):

 – Vekalet sözleşmeleri süreli ya da süresiz şeklinde yapılabilmektedir.

– Anaparayı veya getiriyi garanti eden akitler ve bu akitlere bağlı yapılan muameleler geçersizdir. – Vekalet sözleşmesinde aksi bir hüküm yoksa vekil, kasıt ihmal, hata veya sözleşme maddelerine uymama gibi durumlar nedeniyle vermiş olduğu zararlardan dolayı sorumlu tutulabilir. Bu işlemler sonucunda bir kar oluşmuşsa bu kar tümüyle müvekkile aittir.

– Her iki taraf vekalet akdine yönelik olarak ücret tespit edebilir. Ücret belli bir tutar olacağı gibi belirli bir orana da bağlanabilir.

– Vekalet akdi içerisinde yapılan sigortalama, bakım ve onarım veya yasal yükümlülükler gibi giderler müvekkilin sorumluluğundadır.

Kaynak: Dergipark

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun