Anasayfa Temel Kavramlar Dijital Ekonomi Nedir?

Dijital Ekonomi Nedir?

by

Bilişim teknolojileri alanında günümüzde çok büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Bilişim iletişim teknolojileri (BİT) dünyada büyük bir dönüşüm başlatmıştır. Bu dönüşümün etkileri tüm sektörlerde görülmeye başlanmış hem ekonomiyi hem toplumu etkilemekte ve değiştirmektedir. Dijitalleşen ekonominin alışık olduğumuz çalışma şeklimizi, yaşadığımız hayatı ve küresel toplumu kökten genişletmesi ve değiştirmesi beklenmektedir. Şu anda yaptıklarımız bu değişimi hızlandırmaktadır ancak farklı platformlarda gerçekleşen değişimlerle ilgili kesin bir tanım yapmak oldukça zordur. Bütün bu değişen ekonomiye “yeni ekonomi” adını verebiliriz. Günümüzde e-ekonomi, bilgi ekonomisi, post endüstriyel toplum veya 4. Sanayi devrimi gibi isimler de verilen bu yeni düzen, yeni ekonomik devrim sadece cihazlarla, BİT ile ilgili değil insanları ve toplumları doğrudan etkileyen bir düzendir.  

Aslında baktığımızda internetin hayatımıza girmesi ve BİT ile oluşan değişim yavaş yavaş tüm ekonomiyi şekillendirmeye başlamakta ve istihdam üzerinde oldukça güçlü etkileri olacağı düşünülmektedir. Bu yeni ekonominin şimdiden çeşitli sosyal politika araçlarıyla düzenlenmesi gerekliliği göze çarpmaktadır. BİT ile değişim çok hızlı olmakta ve gelecekte bu değişime ayak uydurmanın daha da zorlaşacağı düşünülmektedir.

Son yıllarda, ekonomik ve sosyal ilerlemenin tetikleyicisi olarak göze çarpan dijital ekonomi kavramı; bilgi, bilişim sistemleri ve iletişimdeki değişiklikler olarak tanımlanmaktadır. Dijital ekonomi; sanal para (bitcoin), e-ticaret, online uygulama mağazaları, internet reklamcılığı, bulut bilişimi, üç boyutlu baskı kullanımı gibi faaliyetlerin tümünü içermektedir (Brynjolfsson, Hitt, Yang, 2002). 

Dijital ekonomi aslında tüm bu kavramları kapsamakta olduğu için tüm bu kavramların iyi anlaşılması gerekmektedir. E-ticaret terimi dijital ekonomi teriminin yerine kullanılmaktadır ancak dijital ekonomi, e ticareti de içerisine alan daha geniş bir kavramdır. Literatürde Özmen (2009) e-ticareti, “ticaret işlemlerinin internet aracılığıyla gerçekleştirilmesi, mal ve hizmetlerin web sitelerinden müşteriye sunulması, bir alım satım işleminin web üzerinden 7 gerçekleştirilmesi ve tüm bu işlemlerin bilgisayar ve diğer iletişim araçlarından faydalanarak, ağlar üstünden gerçekleştirilmesi süreci olarak tanımlamıştır. 

Gökbunar ve Utkuseven’e göre ise (2002) e-ticaret; “bireyler ve kurumların; açık ağ ortamında (Internet) ya da sınırlı sayıda kullanıcı tarafından ulaşılabilen kapalı ağ ortamlarında (Intranet) yazı, ses ve görüntü şeklindeki sayısal bilgilerin işlenmesi, iletilmesi ve saklanması temeline dayanan ve bir değer yaratmayı amaçlayan ticari işlemlerin tümünü kapsamaktadır. Bu çerçevede, ticari sonuçlar doğuran ya da ticari faaliyetleri destekleyecek eğitim, kamuoyunu bilgilendirme, tanıtım-reklam vb. amaçlar için elektronik ortamlarda yapılan işlemler de eticaret kapsamında değerlendirilmektedir” (Gökbunar ve Utkuseven,2002). 

Dünya Ticaret Örgütü e-ticareti; mal ve hizmetlerin üretim, reklam satış ve dağıtımların telekomünikasyon ağları üzerinden yapılmasıdır şeklinde tanımlamıştır. OECD’nin tanımında ise, sayısallaştırılmış yazılı metin, ses ve görüntünün işlenmesi ve iletilmesine dayanan, kişileri ve kurumları ilgilendiren tüm ticari işlemlerdir (Yardımcıoğlu ve Uçar, 2015).

Bir diğer platform ise bulut bilişimdir. İnternet üzerinden sağlanan kaynak ve servisleri ifade eden ortak bir havuza uygun koşullarda istenilen yerden ve istenilen zamanda erişim imkanı veren bir uygulamadır. Bulut bilişim, Yazılım, platform ve uygulama olmak üzere 3 farklı hizmet modeli sunmaktadır (Yıldız, 2009). Kullanıcılarına Sınırsız depolama imkanı sunması, düşük yazılım ve donanım maliyetlerine sahip olması kullanıcılar tarafından tercih edilmesine neden olmaktadır. Bu sayede her hangi bir işyeri açmadan, personel bulundurmadan başka ülkelerin ekonomisinde faaliyet göstermek mümkün olmaktadır. 

İnternet tabanlı reklamcılık ise ilk defa 1994 yılında kullanılmış ve internetin yaygınlaşmasıyla günümüzde oldukça hızlı bir gelişim göstermiştir. İnternet reklamcılığı tüketicilere daha fazla bilgi sunmakta ve istediği zaman ürünü satın alabilmektedir. Özellikle bu reklamlar gençlerin tüketim kalıplarının değişmesine neden olmuştur (ITO, 2006). Günümüzde internet reklamcılığındaki gelirler oldukça büyük boyutlara ulaşmış durumdadır. Aynı zamanda internet reklamcılığının kullanılarak, tüketici tercihlerini etkileme ve manipüle etmek gibi farklı amaçlarla da kullanılan bir araç haline gelmiştir. 

Bir diğer dijital ekonomi aracı ise dijital para veya sanal para olarak geçen, Bitcoin’dir. Bitcoin ilk defa AB’de 1993 yılında gündeme gelmiştir. Üye ülkelerin merkez bankaları tarafından Bitcoinle ilgili bir rapor yayınlamış ve Bitcoin’i teknik bir aygıtta depo edilen parasal değer şeklinde tanımlanmıştır. Sönmez (2014), ise aracı dijital parayı, kişilerin sadece internet üzerinden kullanabilecekleri para olarak tanımlamıştır. Ancak Bitcoin’nin en büyük olumsuz etkisi şüphesiz ki vergilendirme alanında ortaya çıkmaktadır. Bitcoin ile işlem yapan kişilerin kimliğinin önemli ölçüde gizli olması ve işlemlerden elde edilen gelirin tespitinin güç olması söz konusudur. Dolayısıyla Bitcoin kara para aklama faaliyetlerine ve kayıt dışı ekonomiye zemin hazırlar nitelikte bir sistemdir. Bu sistemde elde edilen gelir ancak reel paraya dönüşüp bir banka hesabına aktarıldığında vergilendirilmeye tabi olmaktadır (Bozdoğanoğlu,2014).

Bütün bu bileşenleriyle dijital ekonomi kişilere, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar mal alım satımında, büyük kolaylıklar sağlayan bir platform durumundadır. Dijital ekonomide herkesin eşit erişimi esastır, dolayısıyla, maddi, manevi tüm işlemler kolaylıkla yapılabilmektedir. 

Enformasyon toplumu söylemine göre maddi üretimler önemini yitirmiştir ve artık gücü elinde bulundurmak isteyenlerin enformasyon üretimine önem vermesi gerekmektedir. Teknolojik yenilikler ve bilgisayar teknolojisindeki hızlı ilerleyiş yeni tüketim alanları yaratmıştır. Haliyle bu yeni alanlarda hangi emek ve sömürü biçimlerinin nesneleştiğini analiz etmek de önemli bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır (Fuchs, 2015). 

İnternet kullanımı günümüzde giderek yaygınlaşmaktadır. OECD ülkelerine baktığımızda özellikle 16-24 yaş arası gençlerin internet kullanımında çok daha fazla aktif olduğu görülmektedir. Daha yaşlı olan 55-74 yaş arası grupta ise oranlar daha düşük olmakla birlikte, Türkiye’de %70’lere yakın bir oranda internet kullanıcısı olduğunu görmekteyiz. Gençlerin Türkiye’de kullanımının çok daha yüksek ( %90’lar seviyesinde) olduğu görülmektedir.

O Reilly (2005), tarafından tanımlanan web 2.2 olarak adlandırılan dönemle birlikte, kullanıcıların içerik üretmeleriyle ve bu içeriklerin kullanıma girmesi, Facebook, Twitter ve Youtube gibi ticari ve sosyal medya platformları yükselişe geçmiştir. Kullanıcı kaynaklı içeriklerin sıklıkla tartışıldığı bu dönemde bu ticari platformların mülkiyet yapıları ve kar elde etme mekanizmaları tartışılmaya devam etmektedir. 

Hardt ve Negri(2008)’ e göre enformasyon ekonomisine geçiş sonucu emekte değişmiştir. Emeğin gayri-maddi hale gelmesi bu değişimin göstergesidir. Üretimin enformatikleşmeye başladığı günümüz sektörlerinde ortaya maddi kalıcı emek çıkmadığı için bu üretimle ilişkili olan emekte maddi olmayan emektir. 

Kaynak: DERGİPARK

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun