Anasayfa Makale Serbest Piyasa Ekonomisinin Özellikleri

Serbest Piyasa Ekonomisinin Özellikleri

by

1.Serbest Piyasa Ekonomisinde Özel Mülkiyet Hakları

Serbest piyasanın özelliklerinden önde geleni bireylerin ve bireyler tarafından kurulan ortaklıkların ve şirketlerin toplumdaki maddi varlıklara sahip olmalarıdır. Özel mülkiyete serbestçe sahip olma hakları, mülk malikine, mülke ait maddi kazanımları toplumsal çıkarlarla zıt düşmeyecek şekilde kullanım hakkı verir. Bunun yanında miras, bireysel mülkiyetin ayrılmaz bir cüzüdür (Ünsal, 2004, sh.24).

Bireycilik, kişiyi ve kişinin psikolojik temayüllerini toplumda ekonomik organizasyonun olmazsa olmaz temeli olarak görür, kişinin aksiyonlarını toplumsal ekonomik örgütlenme için yeterli görür. Ekonomik özgürlük ve bireysel mülkiyet hakkı bireyciliğin en önemli gerekliliklerindendir. Herkesin farklı yeteneklere sahip olması ve bu yeteneklerin diğer kişilerin yetenekleri ile IJISEF 164 International Journal of Islamic Economics and Finance Studies rekabet ederek gelişmesi bireyciliğin özelliğidir. Bireycilik ekonomik özgürlüğün, ekonomik ve sosyal rekabetin ve bireysel mülkiyetin bir sonucudur (Özel, 1994, sh. 72). Piyasa ekonomisi ise insanlara tanıdığı mülkiyet hakları ile birlikte tüm bireysel özgürlükleri insanlara veren sosyal bir sistemdir. Bir piyasada özel mülkiyet yoksa o sistem bir serbest piyasa sistemi olarak tanımlanamaz (Tayyar ve Çetin, 2013, sh.108).

2.Serbest Piyasa Ekonomisinde Teşebbüs ve Seçim Özgürlüğü

Serbest piyasada özgürlük demek şahısların ve özel teşebbüsün piyasa sayesinde diledikleri seçimi yapma hakkına sahip olmalarıdır. Teşebbüs özgürlüğü ise bir şirketin kaynaklarıyla üretimde bulunması ve ürettiklerini satmasında devletin karşı müdahalesine uğramadan istediği şekilde davranmasıdır. Seçim özgürlüğü tüketicilerle alakalı olup tüketicilerin gelirlerini diledikleri gibi harcayabilmeleri manasına gelir. Sözleşme ve şirket kurma özgürlükleri bu özgürlüklerin de ayrılmaz bir parçasıdır (Ünsal, 2004, sh. 24).

Liberalizmin serbesti anlayışı ise negatif bir serbestliktir. Negatif serbesti, kişinin dışardan gelen bir baskı olmadan davranabilmesini ifade eder. Kişi hareketlerine müdahale edilmediğinde özgür olur. Dolayısıyla kişinin dış müdahale olmadan hareket edebildiği alanın genişliği özgürlüğünün genişliğinin de bir göstergesidir. Serbesti de esas olan kişiye bir şeyler sağlaması değil onun dıştan gelen zorlamalara maruz olmamasıdır (Yayla, 1992, sh. 72).

3.Serbest Piyasa Ekonomisinde Kişisel Çıkar

Her iktisadi birimin kendi çıkarlarını düşünerek maksimum kar ve maksimum faydayı amaçlaması kişisel çıkar olarak tanımlanır. Kapitalist ekonomilerde her karar verici kendi lehine maksimumu elde etmek için çabalar. Kişisel çıkar, teşebbüs ve seçim özgürlüğünün amacını belirleyerek ayrıca zarara maruz kalan üreticilerin iflas etme olasılığını da içerir (Ünsal, 2004, sh. 25).

Liberal düşünce, bireyci anlayıştan yola çıkarak “kamu faydası”, “toplumsal iyilik” ve “ortak kazanım” gibi toplumu ilgilendiren tüm amaçlara uzaktır. Aynı zamanda kişilerin, kişisel çıkarları haricinde ve onların üzerinde bir ortak çıkarları olduğu düşüncesine de uzaktır. Aslolan kişisel çıkar olup kişisel çıkardan toplumsal çıkar oluşacaktır (Yayla, 1992, sh.72). Kişi iktisadi anlamda kendi çıkarları doğrultusunda eylemde bulunacak bir “homo economicus”, doğru ve bilimsel olanı bulabilen bir “rasyonel insan” her türlü sosyal hareketi kendi amacı doğrultusunda kullanabilen “faydacı insan”dır (Tayyar ve Çetin, 2013, sh.110). Max Weber’e göre ise; kapitalist iktisadi sistemin, para kazanma isteklerine insanların kendilerini adama gereksinimi vardır. Gerek kapitalizmin, gerek marksizmin temeli olan Batı ekonomi teorisinde düşünülen insan modeli “iktisadi adam” dır. Bu insan tipi, batının IJISEF International Journal of Islamic Economics and Finance Studies 165 Rönesans ile başlayan, rasyonalist, akılcı, seküler ortamı içinde ortaya çıkan, robot gibi işleyen, attığı her adımda menfaatini maksimize etmek isteyen insan modelidir (Zaim, 1991, sh. 19).

4.Serbest Piyasa Ekonomisinde Piyasa Mekanizması ve Rekabet

Piyasa ekonomilerinde ticareti yapılan her malın fiyat adı verilen bir bedeli olup her birey fiyatlara göre kendi çıkarı açısından en yüksek faydayı elde etmek için uğraş verir. Bu mekanizma ekonomik karar birimlerinin eylemlerini fiyatlar yoluyla düzenler. Serbest piyasada işlem gören bir metanın alıcı ve satıcılarının piyasada oluşan fiyatı etkileyememesi rekabet olarak tanımlanabilir (Ünsal, 2004, sh. 25).

Piyasa ekonomisi serbestliğe rekabeti kazandırır. Rekabetçi bir sistemde çalışmak isteyenler istedikleri işi seçebilir, tüketmek isteyenler de talep ettikleri her yerden alışverişte bulunabilir. Herkes birbirinden emin ve güven içinde faaliyette bulunabilir. Bu mekanizma sayesinde her bireye sınırsız imkan tanınarak özgürlük sağlanır. İktisadi hayata kamunun müdahalesi insanların her hareketinin kontrolü sonucunu doğuracaktır. Bu mekanizmada ise siyasi ve iktisadi serbestlik birbirini tamamlar. İktisadi özgürlüğün olmadığı bir ortamda siyasi özgürlükten ise bahsedilemez (Mises, 1956, sh. 93).

5.Serbest Piyasa Ekonomisinde Sınırlı Hükümet

Devletin ekonomiye sınırlı müdahalesi, serbest piyasa ekonomisinin en iyi çözümü ürettiği inancıyla, devletin ekonomiye etki ederek kapitalist sistemin etkisini düşürmek yerine, temek hak ve özgürlükleri, rekabetçi ortamı koruması ve geliştirmesi ve bu yönde zorunlu olan değişiklikleri yapmasını gerektirir (Ünsal, 2004, sh. 25). Kamunun hiçbir şekilde tabii düzene müdahalesi serbest piyasada öngörülmez. Devlet sadece bireylerin doğal düzenlerini devam ettirmelerine yardımcı olmalıdır. Hiçbir otorite insanları bir şey yapmaya zorlamamalıdır (Bastiat, 1964, sh. 78). Piyasada zorlamaya yer olmadığı gibi Kamunun asıl görevi serbest piyasaya müdahale etmek değil aksine onu koruyarak işlerlik kazandırmak ve piyasayı zora sokacak eylemleri engellemektir. Devlet piyasada sadece güvenlik için olmalıdır (Rand, 1990, sh.181).

Beertham ise toplumsal fayda teorisini kuramının merkezine oturtmuş olup devletin piyasaya yapacağı müdahalelerin piyasadaki toplumsal mutluluğu bozacağı düşüncesindedir. Bireyin mutluluğu ona göre her şeyin önündedir. Bunun için devlet sadece güvenliği sağlamakla sorumludur. Devletin asıl amacı kişinin faydasını hesaplamak değil ona hizmet etmektir. Smith ise bunu doğal özgürlük sistemi olarak düşünmüş ve kişilerin kendi çıkarları için eylemde bulunduklarında sanki “görünmez bir elin” toplumun çıkarlarını da en üst seviyeye çıkaracağı görüşündedir. Spencer ise devletin kişilerin hayatına yapacağı her müdahalenin kendi kendini (devleti) daha da büyüterek insanları IJISEF 166 International Journal of Islamic Economics and Finance Studies köleleştireceği görüşünü savunur (Yayla, 1992, sh. 72). Freidman’a göre ise; devletin görevi, kanunları ılımlaştırarak bunlara uymayanları cezalandırmaktır. Kişilerin özgürlüklerinin çatıştığı alanlarda ise hakemliği üstlenmektir (Freidman, 1988, sh. 41)

Kaynak: Dergipak 

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun