Kazananlar ve Kaybedenler
23 zengin ülkeyi beş kritere göre sıralıyoruz.
Ekonominin 2020’de meydana gelen büyük durgunluktan toparlanma hızı, öngörüde bulunan birçok kişiyi şaşırttı. En zengin 38 OECD ülkesinin birkaç ay önce üretimde pandemi öncesi seviyeyi aştığı tahmin ediliyor. Bu ülkelerin genelinde ortalama %5,7 olan işsizlik oranı pandemi sonrası ile uyumlu görünürken enflasyona göre tespit edilen toplam hane geliri pandemi öncesi seviyenin üzerindedir. Koronavirüsün çeşitli varyantları ortaya çıksa da ekonomideki genel tablo dikkate değer ölçüde olumludur. Ancak bu tablo, keskin farklılıkları gizliyor. Pandeminin yarattığı kazananlar ve kaybedenler cephesi ayrımı 2022’de de devam edecek gibi görünüyor.
The Economist, bu farklılıkları değerlendirmek üzere zengin 23 ülke için beş ekonomik ve finansal gösterge (GSYH, hane gelirleri, borsa performansı, sermaye harcamaları ve devlet borçluluğu) hakkında veri topladı. Ülkeler, bu alanlardaki performanslarına göre sıralanarak genel bir puan oluşturuldu (aşağıdaki tablo genel sıralamayı ve beş göstergemizden dördünü göstermektedir). Bazı ülkeler, dipteki ekonomik durumlarını sürdürürken diğerleri neredeyse her alanda pandemi öncesine göre çok daha iyi durumda. Danimarka, Norveç ve İsveç zirveye yakın konumda yerlerini alırken oldukça iyi performans gösterenlerden biri de Amerika’dır. İngiltere, Almanya ve İtalya gibi birçok büyük Avrupa ülkesi daha da kötüye giderken en kötü durumda olan ülke ise İspanya olmuştur.
İlk göstergemiz olan GSYH’deki (GDP) değişiklik bizlere 2019’un sonundan bu yana ekonominin görünümünü sunuyor. Bazı ülkeler, özellikle de ağırlıklı olarak turizm sektörüne dayanan Güney Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, seyahat yasaklarına ve hizmet harcamalarında bir çöküşe karşı her zaman savunmasız görünüyordu. Belçika ve İngiltere de dâhil olmak üzere diğer ülkelerdeki yüksek düzeyde Covid-19 vakaları ve ölümleri tüketici harcamalarını da sınırladı.
Ayrıntılı verilere bakmak resmin doldurulmasında yardımcı olur. Ailelerin durumlarına dair bir fikir veren hane gelirindeki değişiklik, yalnızca istihdamdan elde edilen kazançları değil, aynı zamanda hükümetlerden gelen bağışları da içerir. Ölçeğimiz enflasyondaki son dalgalanmaların bir sonucu olarak azalan satın alma gücünü de gerçek anlamda gösterir.
Virüsün etkisinin nispeten hafif olduğu bazı ülkelerde, işgücü piyasalarının çok fazla zarar görmemesi insanların para kazanmaya devam edebilmelerine imkân sağladı. Japonya’daki işsizlik oranı, pandemi başladığından bu yana neredeyse hiç değişmezken İspanya’daki işsizlik oranı 2020 yılının Şubat ve Ağustos ayları arasında üç puan arttı.
Bazı hükümetler, insanların gelirlerindeki kayıpları telafi etmek için insanlara büyük miktarlarda hibe desteği verme yolunu seçiyor. Bu stratejiyi uygulayan ülkelerden Amerika’da işsizlik artsa da hane halkları 2020 ve 2021’de devlet desteği ile 2 trilyon dolardan fazla işsizlik ödeneği ve teşvik ödeneği aldılar. Kanada da benzer yolu izleyen ülkelerden biriydi. Ancak Baltık ülkeleri gibi diğer ülkeler, mali güçlerini firmaların nakit akışını korumaya veya sağlık kapasitesini genişletmeye harcadı. Bununla beraber gerçek hane gelirleri pandemi öncesindeki seviyenin %6 altında olan Avusturya ve İspanya ne işçileri korudu ne de zarar eden insanlara destek sağladı.
Peki ya şirketler? Borsa performansı, bir ülkenin yabancı yatırımcılar için çekiciliğinin yanı sıra ekonomik durumuna da işaret ediyor. Bugün İngiltere’de hisse fiyatları pandeminin arifesinde olduğundan biraz daha düşük ancak bu Brexit kaynaklı belirsizliğin bir yansıması da olabilir. Pandemiden sonra teknolojik girişimlerde bulunan ve düşük faiz oranlarından yararlanarak yüksek büyüme gösteren sektörlerde daha az şirkete ev sahipliği yapması da İngiltere’nin durumunun bir izahatı sayılabilir. Örneğin bu tür şirketlerin daha fazla olduğu Amerika, borsada bir sıçrama elde ederken fiyatların hızla yükseldiği Kuzey Avrupa borsalarında bir hareket olmadı. Danimarka pazarındaki piyasa değerine göre pandemide elde tutulabilecek iyi hisse senetlerine sahip en büyük on firmadan üçü sağlık sektöründe.
Dördüncü ölçeğimiz olan sermaye harcaması, işletmelerin gelecekle ilgili iyimserliğinin bir ölçümünü sağlar. Bazı ülkelerde ciddi bir yatırım patlaması yaşanıyor. Örneğin Amerika’da girişimciler pandeminin yarattığı fırsatları tespit ederken şirketler, evden çalışmayı daha verimli hale getiren teknolojilere büyük harcama yapıyor. Goldman Sachs Bankası’nın Ekim ayındaki tahminlerine göre S&P 500 şirketlerinin 2022’deki sermaye harcamalarına ve araştırma ve geliştirme faaliyetlerine 2019’a göre %18 daha fazla harcama yapacağını öngörüyor. Bununla birlikte diğer bazı yerlere yatırım ise aksine daha sakin. Örneğin Norveç’in petrol ve gaz yatırım harcamalarında kesintiler görülüyor.
Son göstergemiz kamu borcudur. Diğer koşullar aynı olsa da devlet borçlarındaki artış gelecekte potansiyel olarak daha büyük vergi artışlarına ve harcama kesintilerine sebep olabileceğinden oldukça tehlikelidir. Hâlihazırda Amerika, İngiltere, Kanada ve diğer ülkeler büyük borçluluk içinde olsa da pandemi sırasında her ülkenin büyük borçlar altına girdiği söylenemez. Örneğin İsveç kamu borcunun GSYH (GDP) içindeki payı sadece yüzde altı arttı. Bu, belki de ülkenin sıkı karantinalardan büyük ölçüde kaçınmasının daha az mali desteğe ihtiyaç oluşturduğu gerçeğinin bir yansımasıdır.
Hızla yayılan Omicron varyantının 2022’nin başlarında büyümeyi engellemesi muhtemeldir. Ancak büyük olasılıkla ekonomik toparlanma yıl boyunca devam edecek ve genel tablo yine varyasyonun olumsuz etkilerini maskeleyecektir. OECD, en kötü performans gösteren ülkelerden bazılarının yarışta öne geçeceğini ön görüyor. Örneğin İtalya’nın 2022’de %4,6 oranında büyüme ile %3,9 olan ortalama büyüme oranını geçmesi bekleniyor.
Ancak geride kalanların daha gidecek çok yolu var. OECD, önümüzdeki yılın sonunda, en yüksek sıradaki üç ülkenin toplam GSYH’sinin pandemi öncesine oranla %5 daha yüksek olmasını beklerken en kötü performans gösteren üç ülkenin çıktısının pandemi öncesine göre %1 daha yüksek olması bekleniyor. Başka bir deyişle, pandeminin dengesiz etkileri sürmeye devam edecek.
Editör Notu: Bu yazı https://www.economist.com/finance-and-economics/which-economies-have-done-best-and-worst-during-the-pandemic/21806917?itm_source=parsely-api adresinden alınmıştır. Çeviri: Mehtap Nur Öksüz
Kaynak: Economist