Anasayfa KitapKitap-Değerlendirme Japon İktisadi Düşünce Tarihi

Japon İktisadi Düşünce Tarihi

by

Tessa Morris Suzuki, Japon İktisadi Düşünce Tarihi, çev. İbrahim Kılıçaslan, Albaraka
Yayınları, 1 Baskı, Şubat 2021, 236 sayfa.


Konfüçyüs Mirasından Çağdaş Japon İktisat Düşüncesine
Toplumlar kendi temel ihtiyaçlarını karşılamak, korumak ve geliştirmek amacıyla nice bedeller ödemişlerdir. Hayatın yegâne bir anlamı da temel ihtiyaçlar ile olan iç içe olan halimizdir. Bu zorunluluk, düşünce gücümüzle sahip olmayı, korumayı ve geliştirmeyi gerekli kılmıştır.

Düşünce dünyasından eyleme dönüşen ticaret; ekonomi, sermaye, tarım, iktisat gibi olgular bağlamında kendisini dünyamızda etken bir unsur haline getirmiştir. İngiltere’de İktisat Tarihi eğitimini tamamlayarak, bir süre Japonya’da çalıştıktan sonra Avustralya Armidale’deki New England Üniversitesi’ne geçen Tessa Moris Suzuki, Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde emekli oldu. Japonya – Kore İlişkileri, Asya’da göç ve sınır çalışmaları, ulusal kimlik inşası gibi alanlarda altı kitap yazan Tessa Moris Suzuki, insan hakları alanlarında faaliyet göstermiş, verimliliğini kaybetmeyerek öğrenci yetiştirmeye devam etmiştir. Suzuki, “Japon ve Batı İktisat Düşüncesi” başlığı yanında altı bölümden oluşan “Japon İktisâdî Düşünce Tarihi” kitabını, Japonya’nın iktisat düşüncesinin seyri hakkındaki bilgilerle Tokugawa Döneminden başlatıyor. Japonya’nın Batı İktisat düşüncesiyle tanışmasıyla ortaya çıkan Meiji Restorasyonundan Birinci Dünya Savaşına kadarki dönemi anlatarak Batı örnekli bir Japonya tasarımını ayrıntılı bir biçimde aktarmaktadır. Kitabın üçüncü kısmı; iki savaş arası dönemde Japon İktisadi tartışmaları ele alarak; kendini sorgulayan bir Japonya’yı ön plana çıkartmaktadır.
Dördüncü bölümde; ikinci dünya savaşından ağır yaralı kurtulan Japonya’nın Marksist İktisatla imtihanını irdelemekte, son iki bölümünde ise iktisat kuramı ve “Ekonomik Mucize” başlığı ile “Çağdaş Japon İktisat Düşüncesi”nin geçmiş ve güncel halini anlatarak kitabın asıl konusu ayrıntılı bir biçimde aktarmaktadır.

Tessa Morris Suzuki, Japon İktisadî Düşüncesinin tarihsel sürecini bu kitapta; Tokugawa Shogun’ların 1603 ile 1868 yılları arasında Japonya’da hükümran olduğu dönemden başlayarak anlatır. Bu dönemin felsefî geleneğin en tesirli olan Konfüçyüsçü miras, Tokugawa Japonyası’nda iktisat düşüncesini şekillendirmiştir. Tokugawa Japonya’sında iki asırlık süreçte sosyal ve ekonomik sistemin şeklî katılığı ve sahadaki akışkanlığı arasındaki tutarsızlık durumu siyaset, iktisat ve ahlâk düşüncesinin birçok alanında sorgulamalar ve yenilikler üretmiştir. Bu dönem için ıslah ve değişim yansımaları olmuştur. Dönemin temeli olan tarım, ticaret, alışveriş işlevlerinin özel durumları ve ilişkileri bu başlıkla değinilmektedir. Japonya’da iktisadın düşünce evresi iki buçuk asırlık olan Tokugawa döneminde yapılandı. Bu dönem, atalarının mirasını kaynak alarak özlerine uygun milli bir iktisadî düşünce ve hayat alanı oluşturma zamanı olarak anılmaktadır. Japonya’nın Batılı fikirlerin benimsenmesi 1868 Meiji Restorasyonuyla başladı. İmparator Meiji, Misak-ı Hümayun ilanıyla ‘imparatorluğun temellerini sağlamlaştırmak adına bilginin peşine bütün dünya yüzünde düşülecektir.’ İbareleriyle Japonya, Batı’yı örnek almakla kalmayarak dünyaya açılma politikasına başlamıştı. Kitabın bu ikinci bölümü Tokugawa dönemindeki iktisadî düşünceye karşı yeni bir Japon iktisat düşüncesi geliştirilmek istendi. Meiji politikalarıyla Batı’nın iktisat değerleri yanında eğitim, hukuk, ekonomi gibi alanlarda da reformlar yapıldı.

Batı’da çağdaş sanayi ekonomisinin cazibesi Japon İktisat düşüncesi üzerinde etki yapması, ister istemez batının çağdaş iktisadi fikirlerini bilmeyi gerektiriyordu. Vergi, mali sistem, iş bölümü, uluslararası ticaret, vb. konular üzerinde teoriler, kurumları verimli şekilde idare etmek Japonya için müşkül entelektüel sorunsallar yarattı. Suzuki, kitabında bu dönemin
ayrıntılılarını şu şekilde tasnif eder:
– Britanyalı klasik iktisatçıların liberal gelenekleri,
– Alman tarihsel ekolünün ulusalcı görüşleri,
– Sosyal politika kuramları,
– Marksist sosyalizm,
– Neo – klasik iktisadın marjinalist görüşleri geniş yelpazedeki iktisadî, siyasî ve felsefî fikirler Japonya’ya ithal edildi ve Japonya’nın entelektüel gelenekleri ve ekonomik şartları tarafından içselleştirildi.

Bu dönemde tarımsal bir toplumdan tekstil sanayisine ve sanayi sektörüne sahip tüccar bir millete dönüşüm kazanıldı. Suzuki, kitabın üçüncü bölümünde birinci ve ikinci dünya savaşları arasındaki dönemde Japon iktisadında politik fikirleri ele alır. 1930 ile 1940 yılları iddia edilen iktisadî fikirlerin kendini kanıtlama dönemleri olmuştur. Savaşın yıkımı etkisini tüm politik, sosyal, iktisadî sahada kendini göstermiştir. Birinci dünya savaşında umduğunu bulamayan Japonya, ikinci dünya savaşında büyük bir yenilgiyi bir ders almaya dönüştürerek savaş sonrası dönemde yükselmeye başlayacaktı.
Suzuki, dördüncü bölümde Marksizm’in Japon İktisadî hayatı üzerindeki etkisini ele alır. İkinci Dünya Savaşı iktisadî politikalara bir tepki olarak bu dönemde Marksist iktisadî düşünce yükselmeye başlayacaktı. Bu başlıkta Japon iktisatçılarından Shimomura Osamu, Shinohara Miyohei, Itakita Saburõ, Kanamori Hisao, Kamiya Ryutaro, Miyazaki Yoshikazu gibi isimlerin 1940 ile 1950 ve 60 yıllarına olan etkilerinden söz eder. 1960’ların sonunda ortaya çıkan enflasyon, kentsel yığılma ve çevre kirliliği toplumun günlük yaşam stresleri ve sezgisel olarak gelişen tepkiler, az da olsa Marksist kuramların bir etkisi olmuştu. 1970’lere gelindiğinde, Marksizm Japon akademisinde ki seçkin yerini kaybetmeye başladı. Böylece Marksizm’in temel önerilerine olan inanç bitti.

Suzuki’nin beşinci bölümde bahsettiği “Ekonomik Mucize” başlığıyla anlattığı dönem soğuk savaş döneminde Japon İktisadî hayatı hakkında yaşanan olaylardır. Bu dönemde Marksist iktisatı işlevinin çoğunu kaybetti. Buna karşılık neo – klasik ve Keynesci kuramcılar etkili oldular. Harrod, Samuelson ve Kuznest gibi iktisatçıların fikirleri Japon ekonomik düşüncesine büyük bir etki yaptılar. Bu dönemde değişen ekonomik çevredeki yeni sorunlara cevap veren yeni paradigmalar üretilmesi, anlayışı ortaya çıktı.
Suzuki, Japonya’nın iktisadî Düşüncesinin çağdaş yönünü 1970’ten günümüze kadarki olan evrelerinden bahseder. Bu dönemde etkisini iyice gösteren Amerika iktisadının yanında Japon İktisadî hareketlerinin dikkat ve mesafeli duruşları da olmuştur. Japon İktisadî politik yönü bu dönemde de aktifliğini kaybetmeyerek iktisadî arayışlarını devam etmişlerdir. Böylece Tokugawa iktisatçılarını, Marksist iktisatçıları da bir noktaya kadar katkı sunarak arayış doğallığını kaybetmediler. Suzuki, çağdaş Japon iktisatçılardan parasalcılık hakkında Suzuki; Yoshio ve Shimpo Seiji, çeşitlilik iktisadıyla Morishima Michio, cevre krizi ve sosyal sermaya kuramıyla Miyamoto Kenichi, dengesizlik iktisadıyla Uzawa Hirofumi, Toplumsal değerler ile Murakami Yasusuke, Bilgi ağı toplumu düşüncesiyle Imai Kenichi, teknoloji ve iktısat düşüncesi konusuyla Sawa Takamitsu başlık ve konularını kitabın altıncı bölümünde işler.

Tessa Moris Suzuki, “Japon İktisadî Düşünce Tarihi” kitabında 300 yıllık tarih boyunca iktisadî bir arayış hikayesi anlatılmaktadır. Kitabın Kaiho Seiryõ ve Satõ Nobuhiro gibi geç Tokugawa düşünürlerinden Meiji iktisatcilarina, Neo – Klasik ve Kaynesci iktisatçıları ve Suzuki, Imai, Uzawa ve Miyamoto gibi çağdaş iktisat düşünürlerine kadarki bir silsileyi şekillendirmektedir.
Yunus ÖZDEMİR

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun