İnsanlığın en yoksul yüzde kırk altısı küresel gelirin yüzde 1.2’sine sahip. Bu insanların 826 milyonu yeterli yiyecek bulamıyor ve insan ölümlerinin üçte biri yoksulluğa bağlı nedenlerle gerçekleşiyor.
Bu rakam 18 milyona ulaşıyor ve bunun 12 milyonu da beş yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. Diğer uçta ise insanlığın “yüksek gelir ekonomileri”nde yaşayan yüzde 15’lik kesimi ise küresel gelirin yüzde seksenine sahip. Bu grubun gelirinin yüzde bir veya ikisinin yoksullukla mücadeleye ayrılması ahlaki açıdan zorunluluk arz ediyor. Ancak müreffeh 1990’lar daha büyük küresel eşitsizlikten başka bir şey getirmedi ve zenginlerin büyük bir çoğunluğu bu konuda bir sorumluluk taşıdığını düşünmüyor.
Thomas Pogge’nin kitabı da bu düşüncenin nasıl bu ölçüde yaygın olduğunu açıklamaya çalışıyor.Ahlak ve ekonomi kuramlarının ve küresel ekonomik düzenin zengin ülkelerde yaşayanları kendi ülkeleri dışındaki bu yoksulluktan nasıl habersiz kıldığını inceliyor. Bunu yaparken yaygın yanılsamaları yıkmanın yanısıra ılımlı ve herkesçe paylaşılabilir bir küresel ekonomik adalet standardı getiriyor ve bu standardın uygulanabilmesi için ayrıntılı ve gerçekçi öneriler sunuyor.
Pogge Türkçe baskı için yazdığı önsözde ise Türkiye’deki eşitsizlik hakkında şu tespitlerde bulunuyor: “Türkiye’ye yaptığım yolculuklarda, toplumsal ve ekonomik eşitsizliğin, Türkiye’de adil bir topluma ulaşılması yolunda ciddi bir engel (belki de en ciddi engel) olduğu izlenimine kapıldım. Ve bu problem, herhangi bir insan hakları eksikliği olmasa bile varolabilir… Ancak Türkiye’deki eşitsizliğin böyle tehlikeli bir noktaya ulaştığını düşünmüyorum.”