Anasayfa Araştırma Paranın Tarihçesi ve Para Türleri

Paranın Tarihçesi ve Para Türleri

by

İlk çağlardan bu yana insanoğlunun farklı ihtiyaçlarının karşılanması için taşlardan, deniz kabuklarından kıymetli metallere kadar birçok mal ya da eşya mübadele aracı olarak kullanılmıştır. Yerleşik hayat sonrası özellikle kabileler arası üretim ve ticaretin gelişmesi ile birlikte insanların ihtiyaçları çeşitlemeye başlamıştır. Bu süreçte, toplumlar ortak değer ölçüsü olan ve herkes tarafından kabul görecek bir değişim aracı arayışına girmiştir. Hayvan derisi, buğday, arpa gibi mübadele araçları ile başlayan süreç, bu araçların ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalması ile altın, gümüş vb. değerli madenlerle devam etmiştir.

Zamanla devletlerin kurulması, nüfusun artması ve madenlerin değer ölçülerinin yükselmesi ile değerli madenlerin yerini kâğıt (itibari) paralar almıştır. Kâğıt paraya geçişle birlikte Avrupa ve İslam coğrafyasında birçok sorun ve tartışmalar beraberinde gelmiştir.
Bir araca para diyebilmemiz için onun şu beş özelliğe sahip olması gerekir:
1. Taşınabilirlik: Para taşınabilir olmalıdır ki kullanımı kolay olsun.
2. Dayanıklılık: Para fiziksel olarak dayanıklı olmalıdır; çünkü para el değiştirerek birden fazla alışverişte kullanılır.
3. Bölünebilirlik: Paranın alışverişin değişik miktarlarda yapılabilmesi için bölünebilir olmalı ve birbirine dönüştürülmelidir.
4. Standardizasyon: Para her yerde aynı değeri ifade etmelidir.
5. Taklit Edilememe: Bu özellik güvenlikle ilgilidir. Para kolay taklit edilmemelidir, aksi halde sahte para kullanımı kolaylaşır.

Mal Para: Mal para; herhangi bir malın, paranın yukarıda belirtilen işlevlerinden bir kısmını yerine getirmesi ile para gibi kullanılmış olması ve kabul edilmesidir. Mal paranın en önemli özelliği veya bir malın para olarak kullanılmasının ön şartı, malın değeri ile o malın para olarak değerinin aynı veya eşit olmasıdır.

Temsili Para: Altın, gümüş veya değerli bir mal karşılığında kâğıda basılan, malın gerçek değerini temsil eden ve istenildiği anda karşılığı olan mala çevrilebilen para temsili para olarak adlandırılır. Temsili para çeşitlerini şu şekilde inceleyeceğiz;

1. Altın ve Gümüş Sertifikaları: Altın ve gümüşün para olarak kullanıldığı dönemlerde taşınma ve saklama zorluğunu ortadan kaldırmak için bu paralar bankerlere emanet edilerek karşılığında sertifikalar alınmıştır. Bu belgeler temsil ettikleri para yerine geçmek üzere mübadelelerde aracı olarak kullanılmaya başlanmış ve böylece ilk temsili para ortaya çıkmıştır. Sertifikaların en önemli özelliği, bu belgeleri veren kurumun kasasında karşılığının bulunmasıdır.

2. Banknot: Banknot ya da kağıt para; taşıyana üzerinde yazan miktarın ödenmesi basan kurum tarafından garanti edilen, faiz taşımayan, yasal bir ödeme aracıdır. Basılan devlet ve merkez bankası himayesi altındadır.

3. Madeni Para: Madenî para veya eski dilde sikke; altın, gümüş, bakır, bronz, alüminyum vb. madenlerin alaşımından yapılan para. İlkel çağlardan beri ticarette geçerli olan değiş-tokuş yöntemleri yerine, daha kullanışlı bir değişim aracı olarak icat edilmiştir. Sikke kavramı daha çok tarihî madenî paraları tanımlamak için kullanılır.

4. Kaydi Para: Kaydi para, ya da bir diğer ifadeyle mevduat parası, temel olarak bankalar tarafından yaratılan paraya denmektedir. Bankalar ve finansal kuruluşlar nezdinde üzerine çek yazılabilen vadesiz mevduat olarak tanımlanabilir.

5. Para Yerine Geçenler: Kredi kartı, hediye çeki, alışveriş çeki, kripto paralar vb.

Blockchain Teknolojisi ve Kripto Para: Bloklardan oluşan zincir yapıdaki Blockchain (Blok Zinciri),şifrelenmiş işlem takibini sağlayan dağıtık yapıdaki bir veri tabanı sistemidir. Para transferlerinde her adım bir bloğu oluşturur. Örneğin göndericinin adı, gönderilen tutar gibi bilgilerden her biri bir bloktur. Transfer işlemi esnasında oluşturulan bu bloklar şifrelenir ,asla değiştirilemez ve kırılamaz hale getirilir. Bu bloklar tüm ağdaki herkese dağıtılır ve herkeste aynı şifreli bilgiler bulunur. Blockchain’ in merkeziyetsizleştirilmiş olma prensibi bu teknolojiye dayanır. Blok üzerindeki bilgiler sadece üzerlerinde belirtilen alıcı ve satıcı tarafından işlenebilir. Bunun yanı sıra Blockchain teknolojisi şeffaftır, isteyen herkes şu ana kadar birikmiş blokları inceleyip onları gözden geçirebilir. Blockchain teknolojisi bireysel kullanıcılara dijital kimlik üzerinde bugüne kadar benzeri görülmemiş bir kontrol imkanı sağlamaktadır. Dolayısıyla küresel açık bir hesap defteri olan blockchain sadece kripto paraların üretiminde değil birçok farklı alanda saklama, yönetme ve depolama gibi işlemler için kullanılmaktadır. Dijital kimliğe sağladığı imkan onu güven ekonomisinin anahtarı kılmaktadır. Bu açıdan blockchain sadece finans sektörü ile sınırlı kalmamakta, dijital teknolojinin sunduğu imkan işletmeler tarafından da fırsata dönüştürülmektedir. Bu yönüyle blockchain teknolojisinin dördüncü sanayi devriminin merkezinde yer aldığı öne sürülmektedir. Öyle ki önümüzdeki süreçte teknolojinin hayatımızda meydana getireceği büyük etkinin sosyal medya, büyük veri, robotlar ya da yapay zeka ile gerçekleşmeyeceğini ifade eden iş stratejileri ve organizasyonel değişimler uzmanı Don Tapscott gerçek devrimin sanal-dijital paranın temelini oluşturan blockchain olduğunu ifade etmektedir. Blockchain teknolojisi ile farklı sektörlerin teknolojiyle entegre olmasını sağlayan önemli adımlar atılmaktadır. Uluslararası ticaretin kolaylaştırılması yolunda dijital teknolojinin sunduğu imkanları kullanan teknoloji devi IBM Avrupa’nın en büyük bankaları arasında bulunan kuruluşlar ile blockchain teknolojisi üzerinden dijital ticaret zinciri konsorsiyumu kurma girişiminde bulunmuştur. Dünyanın en büyük deniz taşımacılığı operatörlerinden Maersk Line şirketi uluslararası sularda seyreden gemi ve yüklerin (konteyner) operasyonunda zaman ve maliyetten kazanmak, sürecin hızlanması ve evrakların prosedüründen kurtulmak amacıyla IBM ile stratejik iş birliği yoluna giderek blockchain altyapısını kullanmaya başlamıştır. Gıda güvenliğine yönelik tedarik zincirini blockchain teknolojisiyle izlemek için dünyanın en büyük gıda devleri Walmart, Unilever, Nestle, Dole, Kroger gibi şirketler de IBM ile anlaşmıştır. İsveç tapu sicil kayıtlarının saklanması ve yönetilmesini blockchain ile gerçekleştirmek için adım atmıştır. Küresel teknoloji şirketi Bitfury arazi tapusu tescili için pilot ülke olarak Gürcistan ile anlaşma imzalamıştır.

İslam Ekonomisi ve Para:
Aynı zamanda bir tasarruf ve yatırım aracı olan paranın İslam ekonomisinde yeri, değeri, rolü ve fonksiyonu konvansiyonel ekonomiden farklıdır. Konvansiyonel sistemde para, bir tarafın elde edeceği kar veya kira karşılığı alınıp satılabilen veya kiralanabilen bir mal olarak kabul edilir. İslam ekonomi felsefesi ise tamamen farklıdır. İslam ekonomisi mübadeleleri malın malla mübadelesi(trampa), malın para ile mübadelesi(satım akdi), Paranın mal ile mübadelesi(selem) ve paranın para ile mübadelesi(sarf) olmak üzere dört grupta incelemiştir. Ayrıca İslam Ekonomi uzmanları parayı bir mal ya da varlık olarak değil devlet tarafından desteklenen her türlü değişim aracı olarak kabul eder. Peygamber efendimiz (SAV) de malların mallar ile mübadelesi yerine para ile mübadelesini kullanmıştır. İslam ekonomisi aynı zamanda reel ekonomi sisteminin gereği olarak istikrarlı ve reel para sistemini savunur. Bu bir noktada bilinmezlik ve belirsizliklerin giderilmesi ilkesinin tabii bir sonucudur ve paranın sadece mübadele aracı olma fonksiyonunu ön plana çıkarmıştır.

İslam Ekonomisinde Kaydi Para ve Kripto Para Kullanımı:

Bir ekonomideki para ve kredi politikaları, paranın değeri ve niceliğine etkisi yoluyla finansal işleyiş üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Altın paraya karşı olarak kağıt veya itibari para, ekonomi içinde mal veya kıymetli evrak çıkartarak oluşturulabilir. Bu da toplumda bir kısım çevrenin bozulmasına ve sömürülmesine sebebiyet verebilir İslami finansal sistemde, bir kişinin başkası tarafından sömürülmesinin kesinlikle yasak olduğu gibi para büyüklüğü ile mal ve hizmet arzı eşleşmelidir. Yani İslami ekonomik sistem hiçbir zaman bir taraf kazanırken toplumun diğer tarafının kaybetmesi ilkesini savunmaz. İslami finans sistemini diğer ekonomik sistemlerden ayıran en büyük özellik budur. İslam ekonomisi sistemi toplumsal kalkınmayı, huzur ve refah düzeyinin yükselmesini esas alır.

İslami finans sisteminin en önemli özelliklerinden birisi “finansal araçlar gerçek-varlık temelli olmalıdır.” ilkesidir. Bu, İslami bankaların konvansiyonel sistemde olduğu gibi, olmayan bir şeyden veya gerçek mala istinat etmeksizin para üretemeyecekleri anlamına gelir. Kredi ve banka parası (kaydi para) kurumu, İslam ekonomistlerinin en şiddetli tartışmalarına konu olmuştur. Kimileri ahlaki açıdan yanlış görmüş kimileri ise bankanın kazanılmış hakkı olarak görmüştür. Öyle ki, bu kazanım olmayan bir şeyden yani hiçbir şeyden elde edilmiş bir kazanımdır. Suni bir satın alma gücü yaratır ve ona duyulan talepten avantaj sağlamaktadır. İslami bankacılık sisteminde kredi yaratma taraftarı olanlar, kredinin sadece, üretken girişimler vasıtasıyla ek zenginlik yaratmanın gerçek olanakları var olduğunda yaratılacağını iddia etmektedirler.

Kaydi parada olduğu gibi kripto para konusunda da tartışmaya açık konular vardır. Bunlar, güvenilirlik, arkasında devlet otoritesi olmaması vb. sorunlardır. İslam dini ise olaya şu şekilde bakmaktadır; kullanıcılar arasında değişim ya da kıymet ölçüsü olarak genel kabul gören, kaynağı itibariyle kullanıcılara güven veren her türlü para kullanılabilir. Bu noktada önemli olan husus, para olarak bilinen değişim aracının kendi özünde yani üretim şeklinde, sürüm aşamalarında ve muhataplık niteliğinde büyük belirsizlik (garar) içerip içermemesi, bir aldatma (tağrir) aracı olarak kullanılıp kullanılmaması ve belli bir kesimin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine vesile olup-olmamasıdır. Son yıllarda ortaya çıkan ve birçok çeşidi bulunan, dijital kripto paralardan her birini kullanmanın hükmünü yukarıdaki genel ilkeler doğrultusunda değerlendirmek gerekir. Buna göre kendi özünde ciddi belirsizlikler taşıyan, aldanma ve aldatma riski ileri düzeyde olan, dolayısıyla herhangi bir güvencesi bulunmayan ve kamuoyunda saadet zinciri olarak bilinen uygulamalar gibi belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açan dijital kripto paraların kullanımı caiz değildir. (Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, 2018)

Buradan hareketle Müslüman bir insanın, böyle karanlık ve zararlı işlerde kullanılarak revaç bulmuş bu tür mübadele araçlarının değerini ve meşruiyet kazanmasını artırıcı yönde hareket etmemesi, şerre ve şer odaklarına dolaylı da olsa vesile olmaması ihtiyatla hareket etmesinin gereğidir.

Ancak gittikçe yaygınlaşan kripto paralar hayatımıza bir şekilde girmektedir. Kurulan bu düzen içerisinde geride kalmamak ve kripto para piyasasında yönlendirilen değil yön veren olmak için İslami Finans çerçevesinde revize edilip üzerinde çalışmalar yapılmalıdır.

Kaynak: İpekyolu Dergisi

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun