Şükrü Çağrı Çelik
Ülkemizde ve Dünya’da İslam İktisadı özellikle 2008 krizinden sonra hiç olmadığı kadar ilgi görmeye başlamıştır. İslam İktisadı disiplini köken olarak yüzyıllar öncesine kadar gidebilse de özgün bir bilim halini alması Islahi’ye((Islahi, Four Generations of Islamic Economists, s. 1.)) göre 20. yüzyıl ile birlikte başlamaktadır. Bu bağlamda İslam İktisadı disiplininin henüz çok yeni sayılabilecek bir ilim dalı olduğunu söyleyebiliriz. Bu yeni alana merak sarmış ve bu alanda katkılar sunmak isteyen kişilerde bir kafa karışıklığı haliyle mevcuttur.
Bu yazıda bu alanda çalışmaya niyetlenmiş insanların bireysel anlamda ne yapabileceğine dair bir paylaşımda bulunmak ve kafalardaki soru işaretlerine çözüm bulmak istedim.
İslam İktisadı tasavvurunda istenilen güzel sonucu elde etmek için reel piyasalarda, finans piyasasında ve bu işin ilmi temellerinin dayandığı akademik alanda gerekli dönüşüm eş zamanlı ve kapsamlı yapılmalıdır. Günümüzde yaygın kanaatin aksine İslam İktisadı, sadece İslami bankacılık değildir. İslami Bankacılık, İslam İktisadının finansal boyutunu oluşturur. İslami Bankacılığın istenilen seviyede işleyebilmesi için öncelikle İslam İktisadı sistemini, temellerine düzgün oturtmamız lazım. Bu ise ancak ilmi yolla/akademik temellerinin düzgün oturmasıyla olur. Bu yüzden, yazımda bireysel anlamda neler yapmamız gerektiğine cevap ararken bu işin reel ve finansal boyutunu bir kenara bırakarak İslam İktisadında akademik olarak ilerlemek isteyen araştırmacıların neler yapması gerektiği üzerine yoğunlaşacağım.
İstatistik, fizik, psikoloji gibi alanlardan gelip ekonomiye çok büyük katkı yapan hatta “Nobel Ekonomi Ödülü” alan insanlar olduğu düşünülürse, İslam İktisadı çalışmak isteyen kişilerin iktisat dışındaki diğer sosyal bilimlerden gelmeleri hatta sosyal bilimler dışındaki bilim dallarından gelmelerinin bu alanda çalışma yapmalarına bir engel teşkil etmediğini düşünüyorum. Bu alana ilgi duyan arkadaşlarımızın bu meseleyi dert edinmemeleri gerekir. Bu alanda çalışmak için tekrar bir lisans programı okumak yerine lisansüstü programlarında bu açıklarını iyi kapatabilecek şekilde çalışmalar yapmaları gerektiğini düşünüyorum.
İslam İktisadı Çalışacaklarda Olması Gereken Özellikler
İslam İktisadı bir bütün olmakla beraber ileride bölüm içinde uzmanlaşmak isteyen kardeşlerimiz için İslam İktisadını naçizane üç ana bilim dalında sınıflandırırdım. Bunlar:
- İslam Hukuku,
- İslami Finans,
- İslam İktisadı/Maliyesi
Aşağıdaki tabloyu bu dallar için gerekli nitelikleri beş puan üzerinden puanlar vererek oluşturdum. Ardından da bu puanların gerekçelerini ve bunlara ek olarak yapılması gereken tavsiyelerimi ifade ettim.
TABLO: İslam İktisadı Çalışmaları için Örnek Puanlandırma
İslam İktisadı/Maliyesi | İslam Hukuku | İslami Finans | |
Ekonomi | 5 | 3 | 4 |
Ekonometri, İstatistik /Analiz araçları | 5 | 2 | 5 |
Fıkıh | 3 | 5 | 3 |
Matematik | 4 | 2 | 5 |
İngilizce | 5 | +3 | 5 |
Arapça | +3 | 5 | 2 |
İslam İktisatçısı, ana akım ekonomi bilimini çok iyi bilmelidir. Çalışmalarında analiz araçlarını düzgün kullanıp analizleri iyi yapabilmelidir. Unutulmamalıdır ki, modern iktisatta kullanılan teorilerin tamamını çöpe atmak bize bir şey kazandırmayacaktır. Örneğin fiyatlar ile mala olan talep arasında ters orantılı ilişkiyi açıklayan klasik arz talep kanunun Marshall tarafından grafiksel boyuta dökülmesi bizim İslam İktisadı açısından bu kavramı reddetmemiz için bir sebep değildir. Pekâlâ, bir iktisatçı Müslüman olmasa da insan fıtratıyla alakalı olan bu durumu keşfetmiş olabilir. (Aslında arz ve talep arasındaki ters orantılı bu ilişkiyi keşfedenlerin batılı ekonomistler olduğu varsayılsa da 1300’lü yıllarda bu ilişkiyi açıklayan İbn-i Teymiye gibi Müslüman âlimler göz ardı edilir.((Ekonomi Kitabı, Alfa Yayınları, s.110.)) Keza ana akım iktisatta var olan bütün varsayımları, teorileri ve kanunları “İslamileştirmek” gibi bir tutum sergilemek de bizlere bir şey kazandırmayacaktır, aksine yaptığımız işin zarar görmesine yol açabilecektir. Burada dengeli bir tutum çok önemlidir.
Bu alanda çalışmaya gönüllü araştırmacıların, istatistik ve ekonometri bilimlerinin kullanabilmesi önemlidir. Böylelikle bu araçları kullanarak önereceği politika ve teorilere ışık tutabilecek, doğruluğunu test edebilecek ve bunları daha rahat bir şekilde kanıtlayabilecektir. Ancak geleneksel iktisadın düştüğü niceliksel teoriler tuzağına düşülmemesi için dikkat edilmelidir.
Ayrıca, yabancı dil bilmek bu konuda çok önemlidir. Özellikle İngilizce bilmek uluslararası kaynakların çoğuna erişebilmek ve araştırma sonuçlarını küresel boyutta sergileyebilmek adına önemlidir. Bu konuda ülkemizde dil öğreniminde yaşanan zorluklar mevcut olmak ile beraber bu konunun üstüne gidilmesi gerekmektedir.
İngilizcenin yanı sıra Arapça öğrenimi de önemlidir. İki dilin birden öğrenilmesi hatta üzerine bizi diğer insanlardan ayıracak üçüncü bir dilin öğrenilmesi bize kaynak erişimi başta olmak üzere birçok konuda öne geçirecek bir etmen olacaktır. Tarih açısından çalışılacak ise Osmanlıca bilinmesi zaruridir.
İşin iktisadi boyutunun yanı sıra fıkhi boyutu da önemlidir. En az temel düzeyde İslam fıkhı bilmek bütün İslam İktisadı araştırmacıları için bir gereklilik olmakla beraber bu alanda temel düzeyden daha fazlasını bilen ve İslam İktisadının fıkıh alanında uzmanlaşan insanlara da ihtiyacı vardır.
Bu alanda katkı sunmak isteyen kardeşlerimiz lisans veya lisansüstü seviyelerine yönelik hali hazırda çeşitli sivil toplum kuruluşlarında devam eden okuma ve ders gruplarına katılabilirler. Bu tür programlara katılmak, bu alanda ilerlemek isteyen kişilerin bir araya gelip çeşitli fikir alışverişlerinde bulunması açısından da ayrıca önem kazanmaktadır. Mevcut sivil toplum kuruluşları İstanbul, Ankara gibi şehirlerde mevcut olmakla beraber, diğer illerde bu tarz programların yeteri kadar olmadığı maalesef bir gerçektir. Siz değerli takipçilerimiz bu konuda bizimle iletişime geçerse, bireysel anlamda takip edeceği okuma programlarını kendileriyle paylaşabiliriz.
Son olarak ulusal ve uluslararası sunumlar ve konferanslarda yer almak, bu alanda küresel çapta son gelişmeleri takip edebilmek adına önemlidir. Ayrıca kişiye yeni düşünce ufukları açabilmesi muhtemeldir.
Bu konuyla ilgili Merkez Bankasında Banka Meclisi Üyeliği yapmakta olan Türkiye’de İslam İktisadının denilince akla gelen önemli insanlardan biri olan Sabri Orman’ın İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM)’ın açılışında önerileri şu şekildedir:
“İslam iktisadının geleceğine baktığımızda, geleceğe doğru hazırlanırken iki şeyi yapmalıyız. Birincisi eleştiri süreci yaşamalıyız, ikinci olarak da bir inşa süreci yaşamalıyız. İslami İktisat çalışması yapacak akademisyenlerin dil teçhizatına sahip olması gerekir. İslami iktisat çalışması yapacaksanız İslami ilimler teçhizatınızın asgari seviyede de olsa olması elzemdir. Öte yandan modern iktisat teçhizatınızın da yeterli bir seviyede olması lazım”
Not: İslam İktisadı alanında çalışmak istediğim ilk zamanlar ne yapacağıma, nereden başlayacağıma karar verememiştim. Bu yazıyı, benim düştüğüm durumda olan insanlar varsa belki bir yol gösteririm umuduyla yazdım. Bu yazıdaki tavsiyelerim gözlemlerim sonucu oluşmuştur. Maalesef yazıdaki önerilerimin hepsini gerçekleştirmiş değilim. Bunlar sadece benim bakış açımdan çizilen ideal niteliklerdir. Örneğin Arapça bilmememe rağmen Arapça öğrenmem gerektiğini bildiğim için bu yazıda Arapçanın öneminden bahsettim.
Yazdıklarım değişmez tavsiyeler değildir, öznellik taşır. Örneğin tabloyu bir puanlama sistemine göre oluşturdum. O yüzden puanlamalar çalışılacak orana göre değişebilir. Burada rakamlara takılmamakta bunun yerine alanlara verilen ehemmiyeti görebilmekte fayda vardır. Bu konuda daha farklı düşünüyorsanız eleştirilerinizi ifade edebilirsiniz ve bunun gibi benzer çalışmaları siz de bize gönderebilirsiniz.