Çağımızda teknolojik ürünlerde yaşanan gelişim, internet üzerinden finansal işlemlerde yoğunluklar yaşanmasını ve finansal ürün çeşitliliğinin artmasını ortaya çıkarmıştır. Bireylerin finansal sorunlarla karşılaşmaları sırasında çözüm üretmek adına bilinçli karar alabilmeleri için ekonomik çözüm üretme bilgi düzeylerinin daha iyi olması gereklidir. Bireyler içinde barındıkları toplumun alışkanlıkları sonucu tüketim, tasarruf ve yatırım alışkanlıkları kazanırken, sadece finansal anlamda bilgi sahibi olmak yani finansal okuryazar olmak yeterli değildir. Bu anlamda sahip olunan finansal bilginin, ekonomik süreçleri barındıran tutum ve davranışlara da yansıtılması gerekmektedir. Çünkü toplumsal alışkanlıkların finansal okuryazarlık ve finansal konulara olan farkındalıkla olan ilişkisi oldukça yakındır. Ayrıca toplumun en küçük katmanı olan bireyler ile ailelerin doğru finansal karar verebilmeleri, sadece hane halkı refahı için değil, aynı zamanda genel ülke ekonomisi ve finansal sistemin de istikrarı açısından oldukça önemlidir.
Finansal okuryazarlık tanımlaması konusunda literatürde çeşitli açıklamalar vardır. Ancak en genel tanımı itibariyle Dünya Bankası kaynaklarında yer alan “para yönetimi konusunda bilinçli kararlar verebilme ve etkin adımlar atma becerisi” ifadesi kolayca anlaşılabilecek bir tanımlamadır. Bu kavram, ekonomik yaşamda matematiksel hesaplama bilgi ve becerisine sahip olmak, bütçe yönetimi konusunda etkinliği sağlamak ve borçlanma ihtiyacı ortaya çıkınca borçlanmanın maliyetini hesaplayabilmek gibi temel düzeydeki yeterliliklerin varlığını ihtiva eder. Finansal okuryazarlık seviyesi yüksek olan bireylerin bilinçli finansal adımlar attığı düşünüldüğünde, finansal okuryazarlığın önemi günümüzde ülkelerin strateji ve politikalarını planlayan önemli bir kavram olarak ön plana çıkmaktadır. Ülkelerin ekonomi politikalarına yön vermesinin yanında sürekli değişimi bünyesinde barındıran küresel dünya gelişmelerini yakalayabilmek için de finansal bilgiye sahip olmak önemli hale gelmiştir.
Katılım Finans Strateji Belgesi(KFSB) Yayınlandı
Nüfusunun büyük bir çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’de, özellikle son yıllarda 3 devlet bankasının da sektöre dâhil olmasına rağmen katılım bankalarının bankacılık sektörü içindeki payının % 8,2 (2022 Haziran itibariyle) seviyelerinde bulunması beklentilerin ötesinde kalan bir tablodur. Her ne kadar 10 yıl önce % 4,3 seviyelerinde bulunan bu oranın % 100’e yakın artışı sağlanmış olarak bu seviyeye ulaşması ortaya çıksa da! Katılım finans için daha önceki 2023 Vizyonunda % 15 seviyeleri hedeflendiğinden bankacılık içerisindeki katılım finans payı istenildiği ölçüde attırılamamış görülmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan “Katılım Finans Strateji Belgesi(KFSB)”, ekonomik süreçlerde farkındalığın arttırılması anlamında finansal okuryazarlık üzerinde özellikle durmuştur. Çünkü algı ve farkındalık, davranışsal ekonomi ve finans alanlarıyla yakından ilişkilidir. Ekonomik sorunlarla ilgili algı ve farkındalığın arttırılmasına yönelik eylemlerin hayata geçirilmesinde davranışsal ekonomi ve finansa dayalı çalışmaların daha fazla kullanılmasının gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle de Katılım finansa ilişkin olumlu algı ve farkındalık oluşturmaya yönelik çalışmalar yapılması yönünde politika yapıcılarla da yakın işbirliği geliştiren bir davranışsal çalışmalar merkezinin hayata geçirilmesinin önemi üzerinde durulmuştur.
Yapılan çeşitli karşılaştırmalı çalışmalara göre Türkiye’de finansal okuryazarlık seviyesi OECD ortalamasının altındadır. İlk defa On Birinci Kalkınma Planında ve müteakip ekonomik programlarda da yer verilen finansal okuryazarlığın artırılması finansal stratejilere ilişkin öncelikli hedeflerden bir tanesidir. Katılım finans okuryazarlığının ise genel finansal okuryazarlık ortalamasının da altında olduğu düşünülmektedir. Katılım finans okuryazarlığı, genel anlamda finansal okuryazarlığın bir alt kümesini oluşturmaktadır. Katılım finans okuryazarlığı, katılım finans sistemi paydaşlarının genel olarak finansal, özel olarak da katılım finansla ilgili konularda temel kavramlar hakkında bilgi sahibi olmaları ve bu bilgileri finansal kararlarında kullanabilme becerisi olarak tanımlanmaktadır.
Katılım Finans Tercihi Neden İstenilen Seviyede Değil?
Finansal ilişkiler içerisinde yer alan tüm aktörler ve yatırımcılar itibariyle gerçekleştirilen sorgulama ve çalışmalar göstermektedir ki Türkiye’de temel yatırım araçları halen birçok insan için altın ve gayrimenkuldür. Anketlerle yürütülen sorgulamalarda, altın ve gayrimenkul gibi yatırımlara yönelik tercihte diğer finansal ürünlere yönelik bilgi seviyesinin düşük olması da önemli bir etkendir. Çünkü katılım bankası müşterilerinin katılım bankalarını tercih etmelerindeki temel nedenin İslami finansal bilgi ve okuryazarlık seviyesi değil, bu bankaların sahip oldukları faizsiz bankacılık prensibinin olduğu düşünülmektedir. Katılımcıların verdiği yanıtlar sonucunda, katılım bankalarının ürünleri ve çalışma prensipleri hakkında yeterli tanıtım faaliyeti yapmadığı ve bu bankaların faizsiz çalışma iddiaları üzerinde din adamlarının dahi kaygılarının olduğu görülmüştür.
Türkiye’deki yatırımcıların finansal ürün tercihlerinde, düşük riskliliğin olması en önemli faktördür. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından yapılan anketlerde ve katılım finansın gelişimine ilişkin yapılan çeşitli araştırma ve dokümanlarda, ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılmasının katılım finansın büyümesi açısından önemi vurgulanmaktadır. Öte yandan, katılım finans paydaşlarının finansal okuryazarlığını arttırmadan sadece ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılmasının beklenen etkiyi oluşturmayacağı değerlendirilmektedir. Genel olarak katılım finans ürünlerine ilişkin bilgi düzeyinin düşük olması ve tercihlerde en düşük risk seviyesindeki finansal ürün arayışı, katılım finans sisteminin bu gerçeklikler ile tercihleri karşılayacak finansal ürünler geliştirmesini zorunlu kılmaktadır.
Katılım Finans Okuryazarlık Eğitimi Küçük Yaşlarda Başlamalı
İnananlarının, hayatlarının her safhasını, bazen emredici nitelikte, bazen tavsiye niteliğinde kurallar koyarak düzenleyen İslam dini; faizi de tarif ederek ticaretten ayırmış ve yasaklamıştır. İşte bu yasak nedeniyle dini temele oturtulmuş olan Katılım Bankaları, bankacılık faaliyetlerini faizsiz bir şekilde yapmayı prensip olarak kabul etmiş ve bu hususta hassasiyet gösteren insanlara hizmet sunmaya başlamışlardır. Katılım finansa ilişkin olumlu algı, farkındalık ve finansal okuryazarlığın artırılması ile finansal işlemler içerisinde halkın katılım bankacılığı tercihlerinin arttırılması sağlanabilecektir.
Finansal okuryazarlığın amacı bireylerin finansal raporların verdiği bilgileri nasıl yorumlayacakları noktasında bilgi sunmak ve daha iyi kararlar almalarını sağlamaktır. Finansal hizmetlere olan erişimin basit ve çok hızlı olduğu günümüzde, bireyler tarafından yanlış tercihler nedeniyle mağduriyetlerin yaşanmaması için bireylere finansal eğitimlerin verilmesi KFSB’de de belirtildiği üzere, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Ayrıca katılım finans okuryazarlığının artırılmasında, tüm finansal okuryazarlık programlarına katılım finansla ilgili konuların da eklenmesinin önemli olduğu değerlendirilmiştir.
2018 yılında başlayan ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından kurulan “Herkes İçin Ekonomi” programı ile ekonomiye ilgiyi canlı tutmak ve finansal okuryazarlık seviyesinin yükseltmek amaçlanmıştır. Bu program kapsamında Ankara’da bulunan idare merkezinde üniversite öğrencileri için eğitim çalışmaları düzenlenmiş ve çeşitli toplantılarla üniversitelerden öğrencilerle bir araya gelinmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki genel finansal okuryazarlık için üniversite düzeyinde eğitimlerin verilmesi, karar alma yetkinliğine sahip bireylerin finansal tercihlerinde doğru karar alabilmeleri için doğru yönlendirilmesi adına elbette önemlidir. Ama finansal okuryazarlık ve katılım finans okuryazarlığı kapsamında verilecek eğitimler için etkinliğin kazanılması anlamında üniversite düzeyinde eğitimlerin olmasının yanında daha erken yaşlarda bu işlere başlanılması gerektiği düşünülmektedir.
Gelecek nesillerin katılım finans tercihlerine yönelimini sağlamak için KFSB’de ifade edildiği üzere ilkokuldan başlayarak, katılım finans okuryazarlığını arttıracak eğitimlerin ve ders müfredatının oluşturulması gerekmektedir. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile müfredat ve içerik oluşumu için çalışmaların yürütülmesi çok elzemdir. Ayrıca sosyal medyanın ve animasyon dünyasının 4-6 yaş çocuklarımızın eğitimleri için yönlendirilmesi üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bu konuda da Diyanet İşleri Başkanlığı ile içerik ve çalışmalar koordine edilebilir.
Son söz olarak söylenilmesi gereken; toplumsal yaşam içerisinde İslam ahlakı ile oluşacak yeni nesillerin sosyal ve ekonomik ahlak kazanabilmesi adına öğrenmesi ve bilmesi gerekenler, erken yaşlardan itibaren çocuklarımıza verilmelidir…
Ömer DÖNMEZ