Geçtiğimiz pandemi aylarında,virüsün getirdiği negatif etkilerinden en çok etkilenen ülkelerde sosyal huzursuzlukta bir artış görüldü. Bu veriye dayanarak, COVİD-19 salgını birçok ülkede sosyal yapıya tehdit oluşturabilir, ancak bu eğilimler bir sonucu önceden belirlemez. Fakat pandemiler ekonomik umutsuzluk, eşitsizlik ve sosyal huzursuzluğun kısır döngüsünü başlatabilir. Ekonometrik analiz kullanarak, geçmişteki büyük pandemilerin, büyümeyi azaltarak ve eşitsizliği artırarak orta vadede sosyal huzursuzlukta önemli bir artışa yol açtığını görüyoruz. IMF ,133 ülkede geçmiş büyük pandemilerin etkisini araştırmıştır. Grafikte gösterildiği gibi, bu salgınla birlikte sosyal huzursuzluk sürekli olarak artmıştır. Uluslararası ülke Risk Rehberi’nin sosyal huzursuzluğun yüksek frekanslı ve ülkeler arası bir ölçüsü olan sivil bozukluk puanı, pandemiden bir yıl sonra ortalama olarak önemli ölçüde artmıştır.
IMF bu araştırmasında, metodoloji açısından, iki tamamlayıcı ekonometrik yaklaşım uygulamışlar. İlk olarak, toplumsal huzursuzluk düzeyinin salgınlara nasıl tepki verileceğini tahmin etmek için sosyal huzursuzluk ve pandemik verileri aylık bir frekansta kullanılmış ve dış etkenlerden kaynaklanan sosyal huzursuzluk arasında doğrudan bir bağlantı kuruluyor. İkinci olarak, yıllık verileri kullanarak, geçmişteki büyük salgınların orta vadede toplumsal huzursuzluğa yol açtığını görmüşler.Bu çalışmada özellikle, iki ana madde olarak eşitsizlik ve ekonomik büyümeye odaklanılmış. Gerçekten de, salgınlar ekonomik umutsuzluk, eşitsizlik ve sosyal huzursuzluğu başlatan bir kısır döngüye girilebilir. Ekonometrik analizleri göz önüne alarak, geçmişteki büyük salgınların orta vadede büyümeyi azaltarak ve eşitsizliği artırarak toplumsal huzursuzlukta önemli bir artışa yol açtığını görüyoruz.
Hangi ülkeler daha savunmasızdır? Asya-Pasifik için bölgesel ekonomik görünümdeki ek analiz, gelir eşitsizliği zaten yüksek olduğunda etkinin daha güçlü olduğunu göstermektedir. Ayrıca eşitsizliğin toplumsal huzursuzluk üzerindeki etkisinin gelir dağılımı kapsamına bağlı olduğunu da görüyoruz. Eşitsizlikteki artış, gelir dağılımı düşük olanlar için daha fazla huzursuzluk sebebidir. ve bu da sosyal güvenlik tedbirlerinin toplumsal gerginliklerin azaltılmasına yardımcı olduğunu düşündürmektedir.
Siyasilerin toplumlarında en savunmasız yaşam kaynakları üzerinde önlemeye özel dikkat etmekleri gerekir. Bunlar tarihsel eğilimler, ülkelerin kaderi değildi.
Kaynak: IMF Blog