Muhammed Furkan Ulaş
islamiktisadı.net olarak gerçekleştirdiğimiz “Farklı Açılar” söyleşi serimizin 4. dosyasını sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Geçtiğimiz üç söyleşide İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve KTO Karatay Üniversitesinden genç araştırmacılar, İslam iktisadı alanında tecrübelerini bizlerle paylaşmışlardı. Bu söyleşilerin İslam iktisadı alanının genç nesil için ne ifade ettiğinin tespit edilmesi bakımından son derece önemli bir amaca hizmet ettiğini düşünüyoruz. Bu ay KTO Karatay Üniversitesi’nden ve bu alana sektör üzerinden katkıda bulunmayı düşünen genç bir araştırmacıyla söyleşimizi gerçekleştirdik. Bu vesileyle öğrenci söyleşilerimizi de sonlandırmış oluyoruz. Bugüne kadar alana sektör üzerinden ve akademik anlamda katkıda bulunmayı planlayan 2’şer öğrenci olmak üzere toplamda 4 öğrenci ile söyleşi gerçekleştirdik. Gelecek sayılarımızda farklı söyleşi içerikleriyle buluşmak ümidiyle. Gelin KTO Konya Karatay Üniversitesine bu seri adı altında son kez misafir olalım.
1)Öncelikle hoş geldiniz. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
İsmim Muhammed Furkan Ulaş. İslam Ekonomisi ve Finans alanında eğitim almaktayım. Eğitimci bir ailenin çocuğu olarak 1996 yılında Çorum’da dünyaya geldim. Eğitim hayatımın çoğunu ailemin de Konyalı olmasına müteakip bu şehirde aldım. Şu anda son sınıf öğrencisi olarak kariyer planlamam öncülüğünde kendimi yeni alanlara hazırlıyorum.
2)Bu alanda lisans eğitim almaya karar verme hikâyenizden bahsetmek ister misin?
Tabii. Öncelikle gelecekte yapacağım mesleğin belirleyici ve ilgi alanıma yönelik olması adına araştırma içindeydim. TV’de KTO Karatay Üniversitesinin tanıtımını izlerken yeni açılan bölümler içinde bu bölüm ilgimi çekti. Gerek barındırdığı potansiyel olsun gerek günümüz toplum ihtiyaçlarının karşılanması noktasında önemli bir görev alacağını düşünerek bu bölümü tercih ettim.
3)Bölüm tercihiniz noktasında ailenizin tepkisi ne oldu?
Ailem açıkçası bu alanda tercih yapmamı beklemiyordu. Tercih planımda iktisadi ve idari bilimler bulunmamaktaydı. Lakin bu bölümün açılması oldukça ilgimi çekti ve bu alana merak duyduğumu fark etmem ile birlikte tercih planımı değiştirme kararı aldım. Bu tercihte bulunduktan sonra oldukça destekleyici yaklaştılar. Tercihimi oldukça mantıklı bularak bu alandaki tercihimde beni teşvik ettiler.
4)Bölümün ilk mezunlarından olacak olmanız kendinizi özel hissetmeni sağlıyor mu?
Özel hissettirmekle birlikte bir sorumlulukta hissettiriyor. Bu alanda eğitim alan her arkadaşım gibi bende topluma faydalı bir birey olma amacı içindeyim. İlk mezunu olacağımız bu bölümünün iş alanlarında ve akademik çevrelerde oldukça iyi temsil edilmesi için tatlı da olsa bir endişe güderek çalışmaktayım.
5)İslam ekonomisi bölümü okuduğunuzu söylediğinizde insanların tepkisi ne oluyor?
Genellikle ekonomi bağlamının tek bir ölçekte olacağını düşünerek ilginç tepkiler gösteren insanlar olmakla birlikte; oldukça mutlu olan ve dua eden insanlara da rastlamaktayım.
6)İslam ekonomisi alanının bir lisans eğitimi verilecek seviyede olgunlaştığını düşünüyor musunuz?
Bu alandaki çalışmaların çok eskilere dayandığını aldığımız eğitimde öğrendik. Ülkemiz açısından oldukça geç kalınmış bir alan olduğunu düşünmekteyim. Düşünün ki ülkenin çoğunun Müslüman olduğu bir toplum yapısında; inançlarına ters düşmeden iyi yatırım ve birikim yapma ihtiyacı içindeki birçok insanın bu bölüme ihtiyacı var. Bu yüzden uygun ortam ve gereksinimlerin sağlandığı bu çağımızda; bu alanı değerlendirmek ve bu alanda bir lisans bölümünün açılması bir elzemdir.
7)Şuan yeniden lisans tercihi yaptığınız zamana dönme imkânınız olsa yine bu bölümü tercih eder miydiniz?
Bu alanda yaptığım tercihi daha bilinçli olarak yapacağımdan bu bölümü tercih ederdim. Bölümü daha iyi değerlendirmeye çalışırdım.
8)Bu alanda sivil akademi çalışmalarını takip edebilme imkânınız oluyor mu?
İSEFAM ve İKAM’ın çalışmalarını takip ediyorum.
9)Bu alanda İstanbul’da da lisans eğitimi veriliyor bildiğiniz gibi. İstanbul’da okumamayı dezavantaj olarak görüyor musunuz? Varsa bunlar neler?
İstanbul’da okumak tabii ki her öğrencinin hayalidir. Lakin İstanbul’da yaşamanın getirdiği birçok zorluk var. Trafik, kalabalık, özel alanın dar olması beni rahatsız eden durumlar. İstanbul’da ki alacağım eğitim ile üniversitemi karşılaştırdığımda eksik kaldığımı düşünmüyorum. Bu alanda uzman birçok akademisyenden eğitim almış biri olarak iç rahatlığıyla bunu söyleyebilirim.
10)İmkânınız olsa İstanbul’da bu alanda eğitim almayı ister miydiniz?
Bu alanda kendimi geliştirmek istiyorum. Bu yüzden İstanbul’da böyle bir imkân bulduğumda değerlendirmek isterim.
11)Konya’da sivil akademi alanında destek alacağınız programlar ve kurumlar oluyor mu?
Konya’da İslam İktisadı alanında çalışmalar yapılmaktadır. Biz de bu programları zaman buldukça takip etmekteyiz.
12)Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam ekonomisi lisans bölümü öğrencileri ile bir irtibatınız var mı bölüm öğrencileri olarak?
Birkaç konferans ve stajda kendileriyle karşılaştık ve iletişim içinde bulunduk. Şu anda bir irtibatım olmamasıyla birlikte İstanbul’daki stajımda irtibat kurmayı planlamaktayım.
13)Bu alanda lisansüstü eğitimi almayı düşünüyor musunuz?
Tabii ki düşünmekteyim. Yapılacak çok işin olduğunun farkındayım. Aldığım lisans eğitimi üzerine yeni bilgileri inşa ederek kendimi geliştirmek istiyorum. Bu alanın bizim gibi öğrencilerin çalışma ve gayretiyle daha da gelişerek ilerleyeceğini düşünüyorum.
14)İslam iktisadı alanının geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Günümüz ekonomik sistemine baktığımızda krizin ve oynaklıkların çok sık görüldüğünü gözlemlemekteyiz. Bazı ülke ekonomilerinin borçlarını ödeyemeyecek noktaya geldiği de ortadadır. İhtiyacı duyulan güvenilir ve istikrarlı bir ekonomik sistemin gerekliliği oldukça tartışılmaktadır. İslam iktisadının bu noktada önemli bir rol oynayacağını düşünmekteyim. Bu yüzden ilerleyen dönemlerde bu alanın daha da gelişerek ekonomik sistemin gereklerini karşılayabileceğini düşünüyorum.
15)Bu alanı kariyer yapmak için iyi bir alan olarak görüyor musunuz? Yoksa sana göre bu soru gayet kapitalist bir soru mu?
Bu soru aslında nasıl gördüğümüzle alakalı bir durum. İnsanın tanımlanmasından gelen bir şey. Batılı felsefi akımlarına baktığımızda insan faydaya dayalı bir varlık olduğunu, menfaatler ölçüsünde iletişim kanalları oluşturup buna göre tercihler yapacağını merkeze alır. İslam mutasavvıfları ise maddeden önce manayı öne koyuyorlar. İnsan ihtiyaçlarının nefisle şekillendiğini ve bunun etkileri üzerine tartışmaları bulunmaktadır. İhtiyacı kadarıyla yetinmeyi öğrenen ve buna şükretmeye çalışan bir anlayışın çocuğu olarak ilk önce maddiyatı öne koymuyorum. Pek tabii ki para bir gereksinim lakin doğru çalışmaların ve aksiyonların arkasından gidersem paranın da kendiliğinden geleceğine inananlardanım.
16)Alanın literatürünü üretken buluyor musunuz? Yoksa kendini tekrar mı ediyor?
Alanı iyi anlamak için iyi bir iktisat eğitimi alınması gerekiyor. Bunun üzerine bina edilen birçok ders var. Bunların devamında İslam İktisadını da koyunca bir resim ortaya çıkıyor. Bu eğitimler alındığında uygun sorular geliştirebiliyor ve literatürünün ne anlatmaya çalıştığını anlayabiliyorsunuz. Tabii ki her alan gibi gelişmeye açık bir alan olduğunu görebiliyorum. Literatürün daha da zenginleşeceğini düşünüyorum.
17)Son olarak bahsettiklerini toparlama mahiyetinde neler söylemek istersiniz?
Bu alanın mezunu olacak biri olarak bu alanı üniversite çağına gelmiş gençler için düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken önemli bir bölüm olarak tavsiye etmekteyim. Bu bölüm üzerine eğitim almak isteyen arkadaşlarımızın araştırarak gelmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü; nasıl bir alanın içinde bulunduklarını fark etmelerini ve kariyer planlarını doğru bir şekilde yapabilmeleri adına önemli olduğunu düşünüyorum. Bu alanı kendi kendilerine sorduklarında hissettikleri bir merak ve ilgi varsa hiç düşünmeden bu tercihi yapmalarını tavsiye ediyorum. Gelecekte önemli bir alan olabileceğini düşünerek gelecek arkadaşların ise kendilerini gerçekten doğru tanımlamalarını ve bu tercihi yaptıklarında nasıl hissettiklerine bakmalarını tavsiye ederim. Çünkü; bu alanın okurken önlerine imkanlar çıkacak. Sadece belli garantiler üzerine geleceklerini düşünürlerse; kendilerini geliştirmekte sıkıntı yaşayacaklarını düşünüyorum. Bana böyle bir imkânı sağladığınız için çok teşekkür ederim. Yayın hayatınızda ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.