Müslümanlar bir taraftan kendi tarihlerine karşı umursamaz yahut inkarcı davranırken diğer taraftan mevcut şartları, kuralları ve ihtiyaçları gözardı ederek Asr-ı saadet’i mutlak olarak diriltme hayalperestliğine düşmektedirler. Bu nedenle tarihi gerçekleri konuşturmanın zamanı gelmiş bulunmaktadır.
Net olmayan asıldan güzel bir kopya çıkarılamayacağına göre yapılması gereken, Asr-ı Saadet’i tamamen tarihin çöplüğüne atmak veya aynen diriltmek seçeneklerinden birine aceleyle yönelmeden önce onun gizli kalmış yanlarını aydınlatmaktır.