Kitabın yazarı Yusuf Erdem Gezgin, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde İslam hukuku alanında doktor öğretim üyesidir. Yazarın öne çıkan ilgi alanı İslam iktisadı olmakla birlikte sahasındaki çalışmaları arasında fıkıh usulü, ceza hukuku, ibadet konuları da bulunmaktadır.
Altın Mübadele İşlemleri eseri, İktisat yayınları vasıtasıyla kisve-i tab’a bürünen bir doktora tezidir. Yazarın bu eserde gerçekleştirmek istediği hedef, Türkçe literatürde önemli bir boşluğu doldurarak kuyumculuk sektöründe gerçekleştirilen altın işlemlerinin fıkhi açıdan incelenmesidir. Çalışmanın bir diğer amacı altının hukuki mahiyetinin tespit edilmesi ve tespit edilen bu mahiyet doğrultusunda kuyumculuk işlemlerinin akit teorisindeki yerinin belirlenmesidir. Yazarın ifade edilen amaçları tamamen akademik olup herhangi bir ideolojik amaç taşımamaktadır.
Eserin muhatap kitlesi İslam iktisadı alanında çalışma yapan araştırmacılar, işlemlerinde fıkhi esaslara özen gösteren sektör temsilcileri ve altın işlemleriyle ilgili soruları/merakı olan okuyuculardır denilebilir. Okuyucuların da ilk planda fark edeceği üzere eser çok fazla terim içermesi ve bir doktora tezi olması sebebiyle dikkatli bir okumayı gerektirmektedir.
Eser altına dair finansal piyasa işlemleri hariç hemen hemen her sorunu ele alan geniş kapsamlı bir çalışmadır. Çalışmanın hareket noktası paranın tarihi serüveni, çeşitleri ve fıkıhtaki konumudur. Yazar bu tercihi bilinçli yapmış ve altının tarihi süreç içerisinde neredeyse hiç kesintiye uğramadan para fonksiyonu gördüğüne işaret etmiştir. Yazar bu tespitinin devamında altının hukuki mahiyetini inceleyerek altının -her çeşidiyle- para olduğunu ve bu özelliğini tüm dönemlerde koruduğunu belirtmiştir. (271).
Altının hukuki mahiyetinin para olarak belirlenmesi akit teorisinde sarf akdi bağlamında altına dair görüşlerin incelenmesini gerektirmiştir. Bu incelemeler faiz konusunu da çalışmaya dahil etme zaruretini doğurmuştur. Çünkü altın faiz konusunda zikredilen altı maldan birisidir. Bu doğrultuda yazar, güncel altın işlemlerinin sarf akdi ahkamına tabi olması gerektiği için hakiki kabz konusunun önemine, faiz yasağına dikkat edilmesi gerektiği için de vade hususuna dikkat çeker. Yazara göre örfün peşin kabul ettiği süreler -gün içerisinde mesai bitimine kadar olan gecikmeler- fıkhen peşin hükmünde sayılır. Klasik fıkıh literatüründe sarf için kabzın hakiki olması istenir fakat bu şartın hakkıyla ifası günümüzde hükmi kabz yoluyla da mümkündür.
Altının madenden çıkarılmasından müşterinin kullanımına geçmesi aşamasına kadar var olan tüm aşamalar, zikredilen aralıkta faaliyet gösteren tüm temsilciler detaylıca ele alınır. Eserin yazım aşamalarında sektör temsilcileri ile mülakat, röportaj ve kurum ziyaretleri gerçekleştirilerek işlemlerin mahiyetleri kuyumcu titizliğiyle ortaya konulmuştur. Modern iletişim araçları ile yapılan altın işlemlerinin fıkhi temelleri vekalet, kefalet, icâre, havâle ve muvâ’ade işlemleri ile izah edilmeye çalışılmıştır. Çek, senet, banka-kredi kartı ile altın alımları, elektronik ortamlarda altın satımı, işçilik ücretinin altın cinsinden alınabilmesi, darphane basımı sarrafiye altınlarında devletin aldığı ücret, üzerinde taş bulunan altınların satışı, murabaha kartla altın satışı eserde incelenen konulardan bazılarıdır. Yazarın iddiasına göre; altın-altın mübadelesinde işçilikle ilgili ve üretici ücreti olarak ödenen ek altının fazlalık ribası şeklinde değerlendirilmesi isabetli değildir. Üretici ücretleri milyem hesabı ile altından bir miktar fazlalık ile ödenebilir. Sarrafiye ve külçe altınlarda ödenen işçilik ücretleri de ihtiyaç ilkeleri kapsamında caizdir.
Yazarın iddialarından bazılarını zikretmekle birlikte tamamının bu değerlendirmeye konu olması mümkün değildir. Fakat yazarın bazı iddialarına katılmak imkân dahilinde değildir. Örneğin, kuyumcunun bankadan parasını ilk iş gününde tahsil etmesi şartıyla tek çekim yahut taksitli çekim şeklinde kredi kartı ile altın satımı yapması caizdir (310). Çünkü alışveriş bedelinin blokeli de olsa satıcının hesabına kaydedilmesi hakiki kabz hükmünde kabul edilmelidir (271). Bu iddiada geçen ifadeye göre kredi kartlarının işleyişi göz önünde bulundurulduğunda “taksitli çekimlerin” peşin tahsil edilme imkânı yoktur. Eğer işlem taksitli yapılmışsa banka satıcıya bu bedeli taksitli ödemektedir. Blokeli kayıtların hakiki kabz sayılabileceğine dair benimsenen görüşte ayrıca tartışılması gerekmektedir.
Yazarın düşüncesine göre atölyeci ve kuyumcu arasındaki işlemler konusunda klasik dönem fakihleri sanatkarın altın üzerindeki işçiliğini icâre akdi kapsamında değerlendirmektedir. Altına dair işçilik ücretinin altın olarak alınması konusunda ise Hanefi mezhebinin itibari satışlara dair görüşünü esas alarak bu işlemin (işçilik ücretinin altın şeklinde tahsil edilmesi) caiz olduğunu ifade etmektedir (178). Klasik görüşte yer alan işçilikle ilgili değerlendirmeler önceden üretilmiş ve farklı kişilerce kullanılmaya devam eden altınlarla ilgili olduğu ifade edilmekte ve bu ürünün ikinci defa satıma konu olduğunda işçiliğe itibar edilmeyeceği söylenmektedir.
Yazarın bu iddiasına katılmak imkân dahilinde değildir. Çünkü yazara göre perakende esnafı ve atölyeci arasındaki işlem icâre akdi kapsamında değerlendirilip işçilik ücretinin verilebileceği kabul edilse bile kuyucunun bu ücreti aynı altını müşteriye ikinci kez satımda eklemesine cevaz verilemeyecektir. Fakat yazara göre kuyumcunun ödediği işçilik ücretini müşterisinden altın olarak alabilir (246). Diğer yandan bu görüşe altının para olma mahiyeti dikkate alındığında ve faiz ahkamı düşünüldüğünde katılmak mümkün değildir. İcâre akdi ile sarf akdinin birleştirilmesi de iki akdin mahiyeti itibariyle -peşin ve vadeli olma- imkân dahilinde değildir.
Kitap, bölümleri, alt başlıkları ve verdiği bilgiler yönünden iç tutarlılığa sahiptir. Yazarın ifadeleri ve kullandığı dil oldukça açık ve net olup, yazar meramını gayet sade ve yerinde anlatmaktadır. Eserin bir diğer olumlu özelliği ise birçok bilginin dercedildiği bir bilgi yığını olmayıp ihtiyaç oranında verinin zikredildiği dengeli bir atıf sistemi gözetmiştir.
Eserin orijinal yanı sunduğu tekliflerdir diyebiliriz. Şöyle ki taşlı altınların satımında taş ve altın gramının açıklandığı bir barkod uygulamasını ve kabz için yaşanan gecikmeleri önlemesi için tıpkı ayarevi gibi takas merkezinin kurulmasını teklif eder. Eserin güçlü yanı kavramların doğru ve yerli yerince kullanılması, kuyumculuk bilgisi olmayan okuyucunun dikkate alınarak tanımların, örneklerin verilmesidir. Eserin giriş bölümünde kavramsal çerçeve başlığı bulunup sık kullanılan kavramların kısa tanımları giriş kısmında verilseydi okuyucunun işi bir miktar kolaylaşabilirdi.
Yazarın üslubu yanlış anlaşılmalara ve farklı yorumlara kapı aralamayacak kadar açık, net, akıcı ve akademiktir. Yer yer didaktik yer yer diyalektik usul de takip edilmiştir. Uzun giriş ve girizgahların olmadığı okuyucuyu ve kelamı yormayan tatlı bir üslup benimsenmiştir. Eserin tamamında görülen üslup birliğinin, düşünceyi dağıtmadan konuya odaklanmayı kolaylaştırdığını söyleyebiliriz.
Yazar konuyu gayet başarılı bir şekilde işlemiş, argümanlarını tutarlı ve belirli bir bütünlük içinde ele almış, katılmadığı görüşleri nedenleriyle birlikte izah etmiştir. Kitabın yazım planı ve belirlenen hedeflere ulaşma hususunda başarılı olduğu görülür. Mantıki bütünlük ve konunun gelişim çizgisinin tamlığı izahtan vareste bir şekilde dikkatlere sunulmaktadır.
Klasik ve modern dönem kaynak kullanımının yerli yerince ve zengin olduğu görülür. Klasik kaynaklar birinci el kaynaklar grubunda titiz ve özenlice incelenir. İkinci el kaynaklar ile zenginleşen çalışmada modern araçlarla da kaynak temini sağlanmıştır. Mülakat yapılarak işleyişin sektör temsilcilerinden birebir öğrenildiği ifade edilmiştir. Sayılanlara ek olarak eserin giriş kısmında zengin bir literatür değerlendirmesi sunulmaktadır.
Şekil şartları açısından dikkati çeken ilk husus eserde yazım yanlışlarının yok denecek kadar az olmasıdır. Eser, tablolar, dizin gibi harici unsurlarla zenginleştirilmiştir. Asıl kaynaklardan yapılan alıntılar ve alıntıların tercümeleri eserde itinayla yerini almıştır. Şekil şartlarını yetkinleştirmek adına bir tavsiyede bulunmak gerekirse, tablolarda görüş sahiplerine yer verilmesi tablolara daha işlevsel bir boyut kazandırarak zenginleştirebilirdi.
Çalışmanın bize sağladığı imkanlar; konuyla ilgili klasik mezhep görüşlerini, modern dönem görüşlerini, fetva heyetlerinin görüşlerini ve yazarın tercihini derli toplu sunması ve bizi onlarca kaynağa gitme zahmetinden kurtarmasıdır. Türkçe literatürde büyük bir boşluğu doldurması üzerine yapılacak çalışmalar için bir zemin sunması da ayrıca zikredilmelidir.
Eserin zenginleşmesi hususunda öneriler: Paranın örfi bir kabul olduğunu ifade eden yazar açısından para-devlet ilişkisine değinmesi çalışmayı geliştirici bir katkı olurdu. Çalışmada Osmanlı tecrübesi için müstakil bir bölüme yer verilmesi hem kuyumculuk işlemleri hem de altının para olarak tedavülde olması yönüyle içeriği zenginleştirebilirdi. Dipnotların kitabın sonunda olmasına karşın sayfa sonunda yer alması okuyucuların takibi için elverişli olurdu. Giriş kısmına kavramsal çerçeve başlığı eklenebilirdi, bu teklifteki amaç sık kullanılan kavramların kendi bölümünde açıklanana kadar okuyucunun zihninde belirli bir çerçeve oluşturmasına imkân vermektir. Araştırmacılara konu ile ilgili olup eserin kapsamı dışında kalan başlıklar, problemler tavsiye edilebilirdi.
Son olarak eserin okuyucu üzerinde gayet olumlu izler ve kalıcı bilgiler bıraktığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Konuya dair var olan ön bilgileri detaylandırmakla birlikte bütüncül bir sistematik şablon vermesi ve bunun yanında teknik kavramlar ve işlemleri gündemimize taşıması çalışmanın donanımlarından birkaçı olarak zikredilebilir. Kitabı tâlib-i ilme şiddetle tavsiye eder geçen her güne pişman olmamaları için vakit kaybetmeden temin etmelerini öneririz.
Hatice AKSOY