Anasayfa Köşe Yazıları İslam Ekonomisinde Enflasyon Tartışmalarına Giriş

İslam Ekonomisinde Enflasyon Tartışmalarına Giriş

by

İslam ahlakında faizin meşru bir aktarım mekanizması olmamasının ardındaki hikmetler tefekkür edilirken akla gelen gerekçelerin başında haksız servet transferine sebep olması gelmektedir. Kapitalist (Türkçede sermayeci kelimesiyle ifade edilebilir) sistemde bireysel maddi refahın kaynağı tüketimdir, ekonomik birey ancak tükettiği mal ve hizmetlerin kendisine sağladığı marjinal fayda kadar refahını artırabilir. Hal böyle olunca tüketimden vazgeçmek bir fedakârlık, tasarruf ise erdem olarak görülmektedir. Buna göre hiçbir fedakârlık karşılıksız kalmamalıdır, faiz de bu fedakarlığı gösterebilen yüksek erdem sahibi insanlara tevcih edilen bir takdir ve teşekkür nişanesidir. Ekonomik birey ne kadar erdemliyse yani ne kadar çok tasarruf sahibiyse o kadar çok teşekkürü hak etmektedir. Tasarruf ise gelirin tüketime yönlendirilmeyen kısmıdır. Gelirinin ne kadar büyük bir kısmını tasarrufa ayırabilirsen o kadar erdemlisindir. Bu durumda dar ve orta gelirli kesimin erdemli olma şansı olmamaktadır çünkü onlar gelirlerinin büyük kısmını belki de tamamını yaşamlarını sürdürmeleri için zorunlu olan (barınma, giyim, ısınma, gıda vb.) temel ihtiyaçları temin etmek için kullanmaktadır. Bu sebeple tasarruf etme erdemini gösteremiyorlar ve hatta bu erdemsizlikleri sebebiyle kara günlerde kullanılmak üzere yedek akçeleri dahi bulunmayanlar, gelirlerinin yetmediği durumlarda erdemli insanların tasarruflarından yararlandıkları için teşekkür mahiyetinde faiz ödemek zorundadır. Bu anlayışa göre faiz, erdemsizlerden erdemlilere doğru yapılan bir servet aktarımıdır. Böylece servet erdemli insanların elinde daha çok toplanır ve o erdemli insanlar fedakârlık yapmaya devam ederek sermaye birikimini artırırlar.

Bugün özellikle Türkiye’de İslam ahlakı bakımından, sonuçları kıyas edildiğinde faizden çok daha büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunun adı ENFLASYON. Ne var ki İslam ekonomisi üzerine düşünenlerin faizden çok daha büyük olan bu sorun üzerinde önemine nispetle çok az tartışıp müzakere ettiklerini müşahede etmekteyiz. Enflasyon sorunu İslam iktisadı yazınında faize nispetle çok arka sıralarda kalmış silik bir konudur. Halbuki enflasyon, sonuçları bakımından faize benzemekle birlikte etkileri faizden çok daha genel ve kuvvetlidir. Faizin sebep olduğu haksız servet transfer bireyler arasındadır, enflasyonda haksız servet transferi bir milletin/ümmetin geneline yayılır. Enflasyon dönemlerinde zenginler daha hızlı ve daha çok zenginleşmeye devam ederken fakirler daha hızlı ve daha derin fakirleşmektedir. Diğer yandan enflasyonla parası değersizleşen bir millete ait tüm iktisadi unsurlar da değersizleşir. Fabrikalar, konutlar, madenler, iş gücü başka milletler tarafından çok ucuza satın alınır. Enflasyon bir milleti zelil duruma düşürür. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda enflasyonun da İslam ahlakı bakımından faizle aynı kategoride ancak daha şedit bir sorun olduğu açıkça ifade edilmelidir. O kadar ki enflasyonun varlığı umûmü’l-belvâ (kaçınılması büyük güçlüğe yol açan yahut yaygınlığı sebebiyle bilinmemesi mümkün olmayan olaylar anlamında fıkıh terimi) olarak görülüp karşılıksız fazlalığı meşrulaştıran ve hatta zorunlu kılan birtakım tartışmalı görüşlerin ana gerekçesini teşkil etmektedir. Buna rağmen enflasyonun sebep olduğu iktisadi ve toplumsal sorunların önemi ve ciddiyeti ilmî heyet tarafından da takdir edilmiş olmalı ki Ensar Neşriyatın İlmî Tartışmalar Dizisinden bugüne değin yayınlamaya muvaffak olduğu 42 eserin ilki İslam Açısından Enflasyon ve Çözüm Yolları başlığını taşıyor. 1983 yılında neşredilen bu eser ayrıca Ensar Neşriyatın 11’inci yayını, İslam iktisadı çalışmalarının başlangıç dönemine ait çok kıymetli, derinlikli ve ufuk kazandıran tartışmalar içeriyor. Bu yazının sonunda yer alan bağlantı yardımıyla kitabın içindekiler kısmına ulaşabilirsiniz.

Hamiyet sahibi ilmî heyet, enflasyonun sebep olacağı içtimai, iktisadi ve ahlaki yıkımları ön/görmüş ya da halihazırda toplumun şiddetle mustarip bulunduğu bir sorunun çözümüne katkı sunmak istemiş olabilir. Her ikisi de ilim insanının topluma karşı üstlendiği sorumluluklar arasında olması hasebiyle makbul gerekçeler. Eserin yazıldığı dönemde de cari olan enflasyonist ortamın daha iyi anlaşılması için 1975-1985 yılları arasında İTO tarafından ölçülen enflasyon verilerine bakmak yeterlidir. 

Kitap, ilk olma özelliğinin yanı sıra ne yazık ki günümüz itibarıyla son olma niteliğini de haiz; aradan geçen 40 yılı aşkın süreye rağmen bu çalışmanın devamı niteliğinde ya da bu eseri aşan enflasyona hasredilmiş bir başka tartışmaya şahit olamıyoruz. Kitabın üçüncü bölümü bu yazının başlatmak istediği tartışmayla muvazi olan “Enflasyon ve İslam Ekonomi Politikası İçinde Enflasyona Karşı Alınabilecek Tedbirler” konu başlığını taşıyor. Konunun Ortodoks iktisat paradigması dışına taşırılamaması ve sadece ilahiyatçılar arasında tartışılmış olmasıyla eser, İslam iktisadı tartışmalarının başlangıç döneminin karakteristik özelliklerini taşıyor. İslam iktisadı yazınının bugün dahi enflasyon karşısındaki yaklaşım ve çözüm önerilerinin bu noktadan çok da ötede olmadığı tespitini yapmak haksızlık olmayacaktır. Son dönem İngilizce literatürde de kayda değer bir çalışma göremediğimi ifade etmeliyim. Gözden kaçan nitelikli çalışmalar olabileceği için peşinen özür dilerim, varsa bu türden nitelikli çalışmalardan haberdar etmeniz memnuniyet vesilesi olacaktır.

YÖK tez merkezinde İslam ve enflasyon kavramlarını haiz iki yüksek lisans tezi bulunuyor ve iki tez arasında 22 yıllık bir zaman dilimi mevcut. 1995 yılında yayınlanmış ilk tez İslam Hukukunda Enflasyon Ortamında Ödeme başlığını taşıyor. 2017 tarihli ikinci tez ise heyecan uyandıran İslam Şeriatında Enflasyona Bakış Açısı başlığını taşısa da konunun etrafından dolanarak para, kağıt para, paranın değeri, enflasyonun sebepleri ve çeşitleri, enflasyonla mücadele yöntemleri gibi konularda mevcut ortodoks birikimin özetini ortaya koyuyor. Genelde sosyal bilimlerde, özelde İslam ekonomisi çalışmalarında tez konuları belirlenirken aktüel toplumsal sorun ve ihtiyaçların göz önünde bulundurulduğu dikkat-i nazara alınırsa 22 yıllık bir sıçramayla enflasyon meselesini İslam ekonomisi çerçevesinde esastan tartışmanın eşiğine geldiğimizi ümit edebiliriz.

Tartışmalara kapı aralamak için birkaç hususa dikkat çekmek faydalı olabilir. Öncelikle enflasyonun da faiz gibi İslam ahlakı bakımından meşru olmadığı ifade edilebilmelidir. Faiz nasıl bireyler arasındaki sözleşmeyi fasit kılıyorsa enflasyon da devletle aramızda olan toplumsal sözleşmeyi tahrip etmekte ve enflasyona sebep olan yöneticilere sorumluluk yüklemektedir. Faiz ve enflasyonla mücadele ederken, ikisinden birinin tercih edilmesi gerektiğinde hangisinin tercih edileceğine dair bir öncelikler fıkhına (fıkhu’l-evlevyyât) ihtiyaç duyulmaktadır. Enflasyon, İslam’da para konusu tartışılırken cümle içinde geçen bir kavram olmaktan çıkarılarak müstakil bir alan açılmak suretiyle ahlaki ve hukuki yönleriyle tartışılmalıdır. Çözüm önerileri ise altın ve gümüşün fıtraten/yaradılıştan para olduğu gibi arkaik kolaycı ezberlerden azade, İslam ahlakı ve olgusal iktisadi gerçeklikten hareketle üretilmelidir.

Son olarak, -şahısların (adhominem) değil fikirlerin tartışılması için gönderi sahibinin kimliğini içeren satırları kapatarak- İslâm ekonomisinin ne olmadığına dair bir Twitter gönderisi paylaşmak istiyorum.

Sonuç olarak aktüel ekonomik sorunlara dair kişisel çözüm önerilerimiz olabilir. Bu çözüm önerilerimiz İslam’a dair anlayış ve bilgi birikimimizden hareketle de şekillenmiş olabilir ancak -zaman zaman ifade ettiğim gibi- bunları İslamî ekonomik model olarak kamuoyuna sunmanın hakikati incittiğini ve İslam ekonomisi alanını itibarsızlaştırdığını, önemine binaen bir kez daha ifade etmek istiyorum. Zira ilmî/bilimsel bir uğraş olarak İslam ekonomisiyle meşgul olurken olgusal ve nesnel gerçekliğin yani Allah’ın varlık âleminin ve toplumların içine yerleştirdiği sünnetullah ya da kevnî ayetler olarak da isimlendirilen kanunların gözetilmesi asgari zarurettir.

NOTLAR:

  1. Tweet sahibinin itirazları kişisel algılamayacağına, ilmî çerçevede değerlendireceğine hüsnüzan ediyorum.
  2. İslam Açısından Enflasyon ve Çözüm Yolları kitabının içindekiler kısmına erişmek için TIKLAYINIZ
  3. İslam ekonomisi yazınında enflasyonu konu edinen çalışmalara, Türkiye’de İslam iktisadı alanının akademik gelişimine destek vermek ve teşvik etmek amacıyla İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından araştırmacıların istifadesine sunulan İslam İktisadı Bibliyografyası aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Zaman kazanmak için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

https://biblio.ikam.org.tr/search?search=enflasyon

Konuya ilgi duyan ve araştırmaya bir yerden başlamak isteyenler için makale tavsiyesi:
1. Ali Şafak, İslam İktisadında Enflasyon ve Getirilen Önleyici TedbirlerDiyanet İlmi Dergi [Diyanet Dergisi], 1979, cilt: XVIII, sayı: 1, s. 5-24
Hızlı Bağlantı: http://isamveri.org/pdfdrg/D00033/1979_c18/1979_c18_1/1979_c18_1_SAFAKA.pdf

2. Hamdi Döndüren, İslâm’da Para, Kredi, Faiz ve Enflasyon İlişkileri, İslâmî Araştırmalar, 1/3 (1987), s. 56-70 (Ayrıca bkz. Para, Faiz ve İslâm (1987), Sabri Orman, İsmail Kurt (eds.), İstanbul: İSAV 1992, s. 183-216).

Hızlı Bağlantı: https://isamveri.org/pdfdrg/D00064/1987_3/1987_3_DONDURENH.pdf

Görüş, öneri, katkı ve eleştirileriniz için: yunusemreaydinbas@hotmail.com

Yunus Emre AYDINBAŞ

 

 


*  Yazarların görüşleri kendilerini bağlar.

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun