Anasayfa Makale Afetlerin Ekonomik ve Sosyal Etkileri: Türkiye Örneği Üzerinden Bir Değerlendirme

Afetlerin Ekonomik ve Sosyal Etkileri: Türkiye Örneği Üzerinden Bir Değerlendirme

by

Afetlerin Sebep Olduğu Ekonomik Etkiler

Afetlerin ekonomik etkisinin bağlı olduğu nedenler, afetlerin etkileri incelenirken üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Afetlerin yol açtığı ekonomik sonuçların açıklanması için geliştirilen terminolojiye göre, ekonomik etkiler iki başlık altında incelenebilmektedir. Bunlar; birincil (doğrudan ve dolaylı) ekonomik etkiler ile ikincil ekonomik etkilerdir (Güvel, 2008, s. 2).

Afetlerin ulaşım, enerji, iletişim, altyapı, sanayi gibi sistemlere olan etkileri birincil (doğrudan ve dolaylı) etkileridir. İkincil etkiler ise makroekonomik, yani ülke ekonomisine olan etkileridir. İkincil etkiler, afetten bir süre sonra meydana gelir ve büyüme ve istihdam düzeylerine, fiyatlar genel düzeyine, ödemeler dengesine olan etkileri ile ilgilidir. İktisadi büyüme, enflasyon oranları, bütçe açığı, kamu harcamaları, borç dengesindeki bozulmalar ikincil ekonomik etkilerdir (Güvel, 2008, s. 2).

Örneğin Marmara Depremi’nin etkili olduğu bölge, Türkiye nüfusunun % 23’lük kısmını kapsıyordu. Can kaybı ve maddi hasar bakımından depremden en fazla etkilenen nüfus ise toplam nüfusun % 6’sını oluşturuyordu. Depremden etkilenen 7 ilin Gayri Safi Milli Hasıla içindeki payı % 34,7, sanayi katma değeri içindeki payı ise % 46,7 seviyesindeydi. Depremden çok zarar gören ve deprem bölgesi olarak tanımlanan Kocaeli, Sakarya ve Yalova illerinin GSMH içindeki payı % 6,3, sanayi katma değeri içindeki payı ise % 13,1 oranındaydı (DPT,1999, s. 1).

Bölge petro-kimya endüstrisinde, otomotiv ve lastik sanayiinde önemli bir yere sahiptir. Deprem bölgesindeki illerin kişi başına milli gelir oranı Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. Bu bağlamda bölgede meydana gelen ekonomik kayıpların tüketim talebine olan etkisi büyük olmuştur (DPT,1999, s. 1).

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 1999 Marmara Depremi’nin ekonomik etkileri üzerine bir çalışma yürütmüştür. Bu çalışmada depremin ekonomik etkileri, doğrudan maliyetler, dolaylı maliyetler ve ikincil maliyetler olarak sınıflandırılmıştır. Depremin sermaye malları ve stokları üzerindekileri etkileri doğrudan maliyetler olarak nitelendirilirken, dolaylı maliyetler ise üretim ve gelir kayıpları ile acil yardım harcamalarını kapsamaktadır. İkincil maliyetler ise depremin mali politikalar ve ödemeler bilançosu, enflasyon, işsizlik gibi göstergeler üzerindeki etkilerini yansıtmaktadır.

Tablo 5: Marmara Depreminin Maliyetleri ( Milyar Dolar)

 

TÜSİAD, DPT ve Dünya Bankası (DB) tarafından hazırlanan çeşitli çalışmalarda Marmara Depremi’nin ekonomik sonuçlarına dair birbirine yakın rakamlar verilmektedir. Örneğin toplam maliyet TÜSİAD’a göre 17 milyar dolar, DPT’ye göre 15–19 milyar dolar, Dünya Bankası’na göre 12–17 milyar dolardır. Bu verilere ilişkin ayrıntılı rakamlara Tablo 5’de yer verilmiştir (TMMOB, 2012). Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) açısından bakıldığında ise zarar, TÜSİAD’ a göre GSYİH’nin % 9’u, DPT’ye göre % 8–10’u, Dünya Bankası’na göre % 6,39’u oranında olmuştur.

TÜSİAD, DPT ve Dünya Bankası (DB) tarafından hazırlanan çeşitli çalışmalarda Marmara Depremi’nin ekonomik sonuçlarına dair birbirine yakın rakamlar verilmektedir. Örneğin toplam maliyet TÜSİAD’a göre 17 milyar dolar, DPT’ye göre 15–19 milyar dolar, Dünya Bankası’na göre 12–17 milyar dolardır. Bu verilere ilişkin ayrıntılı rakamlara Tablo 5’de yer verilmiştir (TMMOB, 2012). Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) açısından bakıldığında ise zarar, TÜSİAD’ a göre GSYİH’nin % 9’u, DPT’ye göre % 8–10’u, Dünya Bankası’na göre % 6,39’u oranında olmuştur.

Diğer taraftan depremler, enerji santralleri üzerinde de farklı etkiler bırakabilecek potansiyele sahiptir. Konu hakkında yapılan bir araştırmada, 1996 yılında enerji santrallerinin sayısı 124 iken, 122’sinin deprem riski taşıdığı ve 65 tanesinin birinci derece deprem bölgesinde yer aldığı bilgisi mevcuttur. Özelleştirmeler ile birlikte bugün yaklaşık olarak 1.344 enerji santrali bulunmakta ve 580’i (%43’ü) birinci derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Bu durum, söz konusu riskin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir (TMMOB, 2012, s. 15).

Tablo 6’da DPT raporuna göre Marmara Depremi’nin ekonomik sonuçlarına ait veriler yer almaktadır. Buna göre deprem sonucu meydana gelen hasarların giderilebilmesi için gerekli finansman toplamı 8,6 ile 13,1 milyar dolar dolar aralığında hesaplanmıştır. Bu bağlamda, 120 ile 200 bin arasında yeni konut ihtiyacı ortaya çıkmış, bu ihtiyaca % 25 oranında alt yapı giderleri de eklendiğinde 2,5-4 milyar dolar arası finansman ihtiyacı baş göstermiştir. Orta hasarlı binaların onarılması için gerekli kaynak ise 1 milyar dolar civarındadır. Diğer bir ihtiyaç ise prefabrik konutlar olup, 35 bin prefabrik konut için yaklaşık 100 milyon dolar finansmana ihtiyaç duyulmaktadır.

Tablo 6: Marmara Depremi’nin Ekonomik Etkileri

Deprem sonrası sanayi, hizmet ve ticaret tesislerinde önemli hasarlar meydana gelmiştir. Yine Tablo 6’da gösterildiği üzere; bina, makine-teçhizat ve mamul, yarı mamul stok kayıpları göz önüne alındığında meydana gelen hasarların giderilmesi için 2,5 ile 4,5 milyar dolar arasında kaynağa ihtiyacı duyulmuştur. Köprü, otoyol, elektrik ve iletişim hatları gibi altyapıda oluşan zararları gidermek için ise 500 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında bir finansman gerekmiştir. Son olarak, alt sektörler itibariyle oluşabilecek üretim kayıpları da dikkate alındığında oluşan katma değer kaybı da 2-2,5 milyar dolar aralığında hesaplanmıştır.

Birincil Etkiler

Birincil etkiler, doğrudan ve dolaylı etkileri kapsamaktadır. Afetlerin kamu malvarlığı, ürün stokları, sermaye stokları, altyapı ve nüfus üzerindeki ekonomik etkileri doğrudan etkileridir. Dolaylı etkiler ise doğrudan etkilerin türevleri olup, afetlerden hemen sonra başlayıp birkaç yıla kadar sürebilen etkilerdir., Üretimde meydana gelen azalmalar ile su, ulaşım, iletişim gibi hizmetlerde yaşanan sorunlar dolaylı etkilere yol açmaktadır (Vermeiren, 1989).

Doğrudan ve dolaylı etkiler toplumun stok ve hareketli varlıklarına birlikte zarar verebilmektedir. Örneğin üretim ve dağıtım sistemi doğrudan veya dolaylı etkilerden zarar gördüğünde, sermaye stoku ve işgücünde meydana gelebilecek zararlar doğrudan etkilerden kaynaklanabilmektedir. Üretim sisteminde üzerindeki etkiler sonucu üretim seviyesi ve kalitesi düşebilmekte, dağıtım kanallarında meydana gelen aksaklıklar ise halk ile olan ilişkilere olumsuz yansıyabilmektedir. Bunlara bağlı olarak sosyal negatif etkiler meydana gelebilmektedir. Bu durum ise üretim, gelir, tasarruf, yatırım ve verimlilik üzerindeki etkiyi temsil etmektedir (Albala-Bertrand, 2000, s. 187).

Afetler sonrası meydana gelen hasarlardan toplum açısından son derece önemli olanlar, toplumun sağlık, güvenlik ve refah gibi temel ihtiyaçlarını koruyacak kamu ya da özel sektör alanlarıdır. Emniyet, itfaiye, tıp hizmetleri, gıda, temizlik hizmetleri, iletişim şirketleri ve finansal kurumlar örnek verilebilir (Carrido, 2000, s. 50).

Birincil etkilerin ilki altyapı ile ilgilidir. Altyapıda meydana gelen hasarlar çeşitli ekonomik ve sosyal kayıplara yol açabilmektedir. Afetlerden sonra ulaştırma sektöründe meydana gelen kayıplar ile karayollarında ve demiryollarında oluşan tahribatlar, kamu sektörü üzerinde ciddi bir yük oluşturmakta, aynı zamanda ticari hayatı önemli ölçüde sekteye uğratmaktadır. Ülke ekonomisi için hayati önem taşıyan enerji dağıtım ve haberleşme tesislerinde oluşabilen hasarların kısa dönemde giderilmesi gerektiğinden kamu finansman ihtiyacını arttırmaktadır (DPT, 1999, s. 4).

17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara Depremi’nin sonuçları incelendiğinde alt yapı üzerinde bıraktığı zararlar milyon dolarlarla ifade edilmektedir. DPT tarafından hazırlanan rapora göre enerji, ulaştırma ve haberleşme sektörlerinde meydana gelen kayıpların giderilmesi için kamu tarafından ayrılması gereken finansman miktarı, kısa dönemde 200 milyon dolar, uzun dönemde ise 600 milyon dolar olarak tespit edilmiştir. Hasarların giderilmesi için gerekli olan finansmanın sektörlere göre dağılımına baktığımızda, ilk sırada 244,4 milyon dolarla karayolları için ayrıldığını görüyoruz, diğer sektörler için ayrılan finansman miktarları ise; haberleşme için 73,2 milyon dolar, dağıtım tesislerinde kullanılmak üzere 70 milyon dolar, demiryollarında 40 milyon dolar, denizyollarında 24 milyon dolar ve enerji sektörü için 2,7 milyon dolar belirlenmiştir. Deprem sonucunda Ankara – İstanbul Otoyolu (60 km’lik kesimi), Gebze–İzmit–Arifiye Demiryolu, Derince Limanı, birçok trafo merkezi ve alçak gerilim dağıtım şebekesi hasar görmüştür (DPT, 1999, s. 4).

Birincil etkilerin bir diğeri “sanayi” ile ilgilidir. Afet sonrası işyerlerinde, makine ve teçhizatlarda ortaya çıkan hasarlar ürün ve stok kaybına, nitelikli ve niteliksiz işgücü kaybına yol açabilmektedir. Üretime ara veren ya da üretimi duran tesislerden dolayı ihracatta azalmalar olabilmektedir (DPT, 1999, s. 4).

Marmara Depremi sonrası bölgede imalat sektöründe faaliyet gösteren birçok kamu kuruluşu hasar görmüştür. DPT raporuna göre bölgedeki kamu kuruluşlarında ortaya çıkan hasarların giderilmesi için gerekli olan yatırım ihtiyacı şöyledir; TÜPRAŞ’a ait tesislerde 115 milyon dolar, TÜVASAŞ’a ait tesislerde 80 milyon dolar, İGSAŞ’da 20 milyon dolar, PETKİM’de 6,5 milyon dolar ve TZDK’da 0,6 milyon dolar olmak üzere toplam 222,1 milyon dolarlık yatırım ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Deprem sonrası ortaya çıkan hasar nedeniyle TÜPRAŞ, TÜVASAŞ, İGSAŞ, PETKİM ve TZDK gibi kamu kuruluşlarında üretime ara verilmiştir, SEKA İzmit tesisleri ve Asil Çelik gibi kamu kuruluşlarında ise iş gücündeki eksilme sebebiyle üretime ara verilmiştir. Üretime ara veren bu kuruluşlarda, üretim veya satış kaybının TÜRAŞ’ta 558,6 milyon dolar, İGSAŞ’da 18,6 milyon dolar ve PETKİM’de 34,3 milyon dolar olduğu ve toplamda oluşan kaybın 631,5 milyon doları bulduğu tahmin edilmektedir (DPT, 1999, s. 5).

Son olarak ele alacağımız birincil etki “konut hasarları”dır. Afetler sonrası genel olarak en büyük hasarı konutlar görmektedir; bunun sonucu olarak konut yapım ve onarımı için finansman ihtiyacı doğmaktadır (DPT, 1999, s. 4).

Tablo 7: Meskenlerin Yeniden İnşa Maliyetleri 17 Ağustos ve 12 Kasım Depremleri Toplam Sonuçları)

Tablo 7’de Dünya Bankası raporuna göre 17 Ağustos ve 12 Kasım Depremlerinde çeşitli derecelerde hasar gören mesken sayısı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan maliyetlere yer verilmiştir. Buna göre her iki depremde toplam 93.618 mesken tümüyle tahrip olmuş, mesken başına maliyet 20 bin dolar olarak hesaplanmış, meskenlerin yeniden inşası için gerekli toplam kaynak 1 milyon 872 bin dolar olarak tespit edilmiştir. Bu depremlerden orta şiddette etkilenen mesken sayısı 104 bin 693’tür; ortaya çıkan hasarların giderilmesi için mesken başına 8 bin dolar olmak üzere toplam 838 milyon dolar maliyet söz konusudur. Son olarak hafif şiddette etkilenen binaların ortaya çıkardığı maliyetlere baktığımızda mesken başına 3 bin dolar olmak üzere toplam 340 milyon dolarlık maliyet bulunmaktadır. Tablo 8’de yer alan verilere göre tümüyle tahrip olmuş, orta ve hafif şiddette etkilenmiş mesken sayılarının toplamı 311.693 olup, mesken başına ortalama maliyet 9 bin785 dolar olmak üzere toplam maliyet ise 3 milyon 50 bin dolar olarak tespit edilmiştir.

İkincil Etkiler

İkincil etkiler, afetin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra ortaya çıkan etkilerdir. Büyüme, istihdam ve enflasyon gibi makroekonomik düzeydeki etkilerdir. Bu aşamada en önemli nokta “Katma Değer (Milli Gelir) Üzerindeki Etkiler”dir.

Afetler sonrası sermaye stoku ve işgücünde meydana gelen kayıplar ve üretim belli bir dönem için ya da tamamen durması sonucu bölgede yaratılan katma değerde kayıplar meydana gelebilmektedir. Bu kapsamda Marmara Depremi sonrası DPT tarafından yayınlanan raporda sermaye birikimi ve milli hâsıla üzerindeki etkisi 9- 13 milyar dolar arası olarak tahmin edilmiştir (DPT, 1999, s. 15).

Tablo 8’de DPT verilerine göre Marmara Depremi’nin meydana geldiği bölgedeki 3 ilin ayrı ayrı olarak toplamda yarattıkları katma değerin Türkiye ekonomisindeki yeri incelenmiştir. Tabloya göre Kocaeli, Yalova ve Sakarya illerinin çeşitli sektörlerde ortaya çıkardıkları katma değer Türkiye genelindeki payı % 6,3’tür.

Tablo 8: Bölgede Yaratılan Katma Değerin Sektörel Dağılımı (Marmara Depremi)

Fatih ALTUN

 

***

(Bu metin makaleden alıntıdır. Makalenin tamamını okumak için kaynaktaki bağlantıya tıklayınız)

Kaynak: Dergi Park

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun