Berrak mı berrak, güzel mi güzel, masmavi bir denizde yaratıcının sunduğu bütün imkânlar içerisinde yaşamını sürdüren temiz yürekli bir balık kolonisi yaşarmış. Bu doğal huzurlu yaşam düşmanları kıskandırır, onları sinsi hesaplara sevk edermiş. Bunu fırsat bilen balık yiyiciler bu temiz yürekli balıkları tuzaklarına çekmek için kulaklarına bulundukları ortamın ne kadar kötü, farklı deryaların çok daha huzurlu ve güzel olduğundan bahseder dururlarmış.

Bu süslü sözlere aldanan temiz yürekli balıklardan bazıları okyanuslara açılmak, farklı deryaları görmek istemişler. Aralarında akıllı, güngörmüş balıklar kendilerine söylenen sözlerin aslı astarının olmadığını, kendilerini tuzağa çekerek nesillerini yok etmek olduğunu söylediyseler de araştırmadan, her söze kulak kabartanlara bir türlü hakikati kabul ettirememişler. Asılsız sözlere kanan bu heyecanlı balıklar daha huzurlu ve daha güzel deryalar görmek hırsıyla bulundukları ortamdan ayrılmışlar. Zaten huzurlu ortamdan ayrılır ayrılmaz asılsız sözleri fısıldayan bu tetikçi sinsi balinaların midelerine yem olmuşlar.

Çoğu kez insan içinde bulunduğu nimetlerin kıymetini bilemez. Düşmanların sözlerine kanıp elindeki imkânlardan da olur. Ne zaman ki nimetler elinden alınmaya, fırsatlar kaçmaya başlar, işte o zaman nimetin kadri kıymeti bilinmeye başlar.

Balık hikâyesinde olduğu gibi ülkemizin temiz yürekli insanlarını kandırmaya, onların canlarına kastetmeye yönelik çalışmalar yapan sinsi tetikçi gruplar var. Yapısı gereği iyi yürekli insanlar bu kötü niyetlilerin sinsi planlarından maalesef gafil olmaktadırlar.

Ülke ekonomisinin kötüye gittiğinden, insanların açlık ve sefalet içinde yaşamaya mahkûm olduklarından bahsederek toplumu kötü niyetlerine doğru kanalize etmeye çalışmaktadırlar. Oysa hakikatin hiç de öyle olmadığı dünyada yaşananlara bir göz atılsa hemen görülebilecektir. Maalesef bu gerçeğin anlaşılmaması için bütün güçlerini seferber eden bu kötü niyetli tetikçiler, yalan haberlerle, zihinleri karıştırmaya devam etmektedirler.

Dünya hakikaten 2020 pandemi kriziyle birlikte farklı boyutlara evrilmek zorunda kalmış, birçok ülke çaresizlikler içerisinde kıvranırken Türkiye bu krizi rahat bir şekilde atlatmış, hatta diğer ülkelere her sahada yardım elini uzatarak umut kaynağı hâline gelmiştir. Bu başarının altında elbette güçlü bir siyasi iradenin, ferasetli bir toplumun, zor günleri aşmada birlik ve beraberliğin çok büyük payı olduğu unutulmamalıdır.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacağından küresel ekonomi yeni bir sürece evrilmeye doğru gidiyor. Gelişmeleri sağlıklı bir şekilde analiz edip, gerekli tedbirleri önceden alarak sürdürülebilir stratejilerle Türkiye kendi vizyon ve misyonuna sahip bir şekilde duruşunu alması gerekir. Dünya ülkelerinin şu anda içinden geçmekte oldukları krizleri, çaresizlikleri görmeden ülkemizin ne derece başarılı adımlar attığını fark etmek mümkün değildir.

Avrupa şu anda işsizlik, üretim, tedarik, paylaşım ve enflasyon krizlerinin yol açtığı sosyal patlamalarla boğuşurken, bu gerçeklere kör olup ülkemizin huzur ve refahını baltalamaya çalışan kesimin iyi niyetli olduklarını düşünmek mümkün değildir. Elbette her gelişen ülkede olduğu gibi bizde de doğal şartlar gereği enflasyonun olması normaldir. Bu durumu bahane ederek sürekli fırsat kollayan kesimin yüreği temiz insanların huzuruna kastetmekten başka hedeflerinin olmadığını her feraset sahibi anlayabilir.

Bütün dünyada yaşanan olumsuzlukların, savaş ve doğal felaketlerin, enerji krizlerinin her ülkeye olduğu gibi ülkemize de yansımasının olması çok normaldir. Türkiye dünyadan bağımsız izole olmuş bir ülke olmadığına göre ekonomik gelişmelerden etkilenmesi çok doğaldır.

2022 yılının ilk çeyreği itibariyle enflasyon ciddi boyutta bütün ülkeleri sarmış, Avrupa ve gelişmiş ülkeler son 40 yılda yaşadıklarının en üst seviyesinde bu enflasyonla boğuşur hâle gelmiş, ciddi grevlerle ekonomik dar boğazın içine itilmişlerdir. Marketlerinden en basit temel tüketim ürünlerini bile temin edemez hâle gelmişlerken, ülkemizde her türlü ürün bol miktarda ve diğer ülkelere kıyasla makul fiyatlarda bulunmaktadır.

Dünya Bankası’nın 2022 yılı Dünya Kalkınma Raporu’na göre bütün ekonomiler (GSYH %-3,3) küçülürken, Türkiye (GSYH % 1,8) oranında büyüyebilmeyi başarmış bir ülkedir. Rusya-Ukrayna savaşına, pandemi felaketine ve birçok doğal afetlere rağmen Türkiye’nin bunu başarabilmesini görmek gerekir.

MÜSİAD’ın hazırlamış olduğu “Küresel Ekonomiyi Yeniden Düşünmek” başlıklı 2022 yılı Ekonomi Raporu’nu ekonomi ile ilgilenen herkesin okumasını tavsiye ederim. Küresel Ekonomik gelişmelere özden bir bakışla hazırlanan raporda küresel ekonominin paradigması değişirken öngörüler ve fırsatların neler olduğu, Türkiye’nin İlk 10 Ekonomi içinde yer alma durumu; finans sektörünün genel görünümü ve temel sorunlarının değerlendirilmesi; FinTek, Blokzincir, Dijital Bankacılık, Bütünleşik Finans, Kitlesel Fonlama gibi finansta gelinen yeni trendler; pandemi sonrası Türkiye ekonomisinde ortaya çıkan fırsatlar ve tehditlerle Türkiye ekonomisinin itici güçleri konularında aydınlatıcı bilgiler siz değerli araştırmacıları bekliyor.

Prof. Dr. Saim KAYADİBİ

Karabük Üniversitesi, İşletme Fakültesi, Finans ve Katılım Bankacılığı

*  Yazarların görüşleri kendilerini bağlar.