Anasayfa Köşe Yazıları Kripto Varlık ve Kripto Para Meselesi (Fıkhî Açıdan)

Kripto Varlık ve Kripto Para Meselesi (Fıkhî Açıdan)

by

Artık dijital bir çağda yaşamaktayız. Fark edelim veya etmeyelim hayatımızda birçok şeyin dijitale dönüştüğü bir gerçek. Tabii ki bunların en önemlilerinden biri de ekonomik ve finansal faaliyetlerin dijital hâle gelmesi. Bu anlamda kaydi/rezerv paradan kripto paraya birçok ürün hayatımıza girdi. Özelikle para ile ilgili olan bu kısmı kavrayabilmek için dijital teknolojinin getirdiği bazı temel konulara işaret etmek gerekir.

Öncelikle dijital varlık (digital asset) dijital formatta üretilen ve kullanım hakkıyla birlikte gelen her şeyi ifade eden bir kavramdır. Dijital belgeler, sesli içerik, hareketli görüntü ve diğer ilgili dijital veriler birer dijital varlıktır. Bu anlamda dijital para, elektronik para, sanal para, kripto para birer dijital varlıktır. Bir de kripto varlık kavramı var. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın çıkardığı Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik’te “kripto varlık” şeklinde ifade edilerek yasal olarak tanımlanmıştır (md. 3: “Bu Yönetmeliğin uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder.”)[i] Bu tanımda Merkez Bankası ayırıcı iki unsura işaret etmiştir. Biri dağıtık defter (yani blokzincir) teknolojisi kullanılması, ikincisi ise gayri maddi olmasıdır. Dolayısıyla kripto paraları, currency anlamında bir para birimi olarak kabul etmemiştir.

Blokzincir temelde bir teknolojidir. Ancak bu teknolojiyi bitcoin adıyla üretilen kripto para doğurdu. Aslında bunlar arasında ikili bir ilişki mevcuttur. Her ne kadar bitcoin, blokzinciri doğurmuş olsa da dayandığı teknoloji olması bakımından birbirlerini destekler. Satoshi Nakamoto takma adını kullanan bir kişinin/grubun 2008 yılında yayınladığı “Bitcoin: Eşten Eşe Elektronik Nakit Ödeme Sistemi (Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System)” başlıklı makaleyle bitcoin literatüre girdi. Bu makalede blokzincir kelimesi hiç geçmese de çalışmada yer alan şemalar ve uygulamalar blokzinciri doğurdu. İlgili makalede blokzincir sistemine, “yapılan her işlem bilgisinin ağdaki katılımcılar tarafından kaydedildiği ve paylaşıldığı dağıtılmış bir veri yapısı” şeklinde işaret edilmişti.[ii]

Dağıtık veri tabanı teknolojisiyle yapılan mukaveleler, binlerce kişinin önünde yapılmış gibi olmaktadır. Yani herhangi bir blok, kendisinden önceki ve sonraki bloklara özet algoritması ile bağlanır. Bu yüzden teknolojinin adı zincirle bağlı bloklar anlamına gelen blokzincirdir (blockchain).[iii] Blokzincir sayesinde kullanıcılar arasında bir “güven protokolü” sağlanmakta ve bunun neticesi olarak güvenilir, şeffaf ve hesap verilebilir bir ortam ortaya çıkmaktadır. Burada güvenlik, merkezi olmayan dağıtık veri yapıları sayesinde sağlanmaktadır.[iv] İşte bu aşamada devreye giren çok önemli bir kavram da mutabakat (consensus) terimidir. Blokzincir sisteminde, sisteme eklenmesi istenen herhangi bir işlemin doğrulanabilmesi için kurallara uygunluğunun kontrol edilmesine ve sonunda işlemin geçerli olduğu konusunda fikir birliğine varılmasına “mutabakat” adı verilir. Mutabakat sağlandığında işlem doğrulanmış olur ve artık işlem kayıt defterine eklenir.[v]

Blokzincir bir teknoloji, bitcoin sadece binlerce üründen biri hâline geldi. Blokzincir teknolojisi içerisinde tamamen farklı temelde çalışan yeni şifreli para birimleri yanında başka birçok dijital ürün bulunmaktadır.[vi] Blockchain ile bitcoini aynı şey zannetmek, internet ile e-postayı aynı şey zannetmek gibidir. Bu duruma bağlı olarak bu konuda fıkhî bağlamda ortaya konulan görüşler ve fetvalar da bu çerçevede kalmaktadır. Bitcoin bir rezerv değerdir. Yani insanlar altın madenine nasıl değer atfederek onu kendi aralarında değerli bir meta olarak kabul etmişlerse, bitcoini de aynı şekilde değer atfederek değerli bir maden gibi saymışlardır. Bitcoinin değeri kendinden menkuldür ve bir projesi veya iş senaryosu yoktur. Sadece şifreli olup çözülemezdir. Daha sonra ortaya çıkan bir diğer blokzincir teknolojisi olan ethereum ise bir proje ve bir alt yapıdır. Kripto dünyasında “Bitcoin altın ise ethereum petroldür” şeklinde bir söz de vardır. Çalışma sistemi olarak da bitcoin ile ethereum birbirinden farklıdır. Bitcoin madencilik (mining /proof of work) sistemi üzerinden çalışmaktayken, ethereum ise mutabakat sistemi (proof of stake) üzerinden çalışmaktadır. Ethereum tabanlı sistemi kullananların bir projesi ve senaryosu vardır.[vii]

Kripto paralar, küresel sermayenin hegemonyasına karşı bir alternatif oluşturma gayesiyle ortaya çıktığı iddia edilir. Özellikle bankalar gibi aracı kurumları saf dışı bırakmayı hedeflediği, ayrıca kişilere zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın işlem yapma olanağı tanıdığı ve transferleri çok hızlı ve düşük maliyette gerçekleştirilebildiği ileri sürülür.[viii] Kripto paraların sanıldığı gibi engellenemez bir para sistemi olduğu da kabul edilmemektedir. Aksine dünya devletlerinin isterse bu sistemi tamamen yasaklayarak kaldırabileceği bilinmektedir.[ix]

Meselenin dini boyutuna gelince, Arap ülkelerindeki fetva kurulları kripto paraları gerçek bir para görmeyerek kullanımının caiz olmadığı yönünde fetvalar vermiştir. İslam dünyasındaki İslam hukukçuları kripto paralar konusunda net bir karara varamamışlardır. Malezya’da birkaç İslam iktisatçısı ve birkaç da İslam hukukçusu haricinde kripto paraları caiz gören olmamıştır. Bir de bazı şartlarla caiz olabileceğini söyleyenler olmuştur. Bu şartlar arasında ilgili düzenleyici kuruluş gerekliliği, kripto paraların üretiminde ve yatırım yapılmasında anonim şirket modeli kullanılması, kripto paraların finansal kurumlar tarafından kullanılması için ülke içinde ilk veya ikinci meşru para birimi olarak ilan edilmesi sayılabilir.[x]

Kripto paralar merkezi finans sistemi temsilcileri tarafından da para olarak görülmemektedir. Dijital varlık olarak kabul edilen kripto paraların, bir paradan beklenen özellikleri taşımadıkları, paranın fonksiyonları olarak bilinen “değer birimi olma, değişim aracı olma, değer saklama aracı olma” gibi fonksiyonları yerine getiremedikleri, aşırı dalgalanmalar sebebiyle kripto varlıların birim cinslerine nazaran mal ve hizmet fiyatlarının belirlenmesinin zorlaştığı, spekülatif bir yapı arz ettikleri ileri sürülmüştür.[xi] Yine kripto paralarla ilgili olarak kara para aklama, illegal yapılara finans sağlama, belirsizliğe bağlı yüksek risk, para sahiplerinin meçhuliyeti, yasal dayanaktan yoksunluk gibi eleştiriler de getirilmiştir.

Bilindiği üzere ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığı bitcoinin caiz olmadığı yönünde bir karar yayımlamıştır. Karar şöyledir:

Kullanıcılar arasında değişim ya da kıymet ölçüsü olarak genel kabul gören, kaynağı itibariyle kullanıcılara güven veren her türlü paranın kullanımı caizdir.

Bu noktada önemli olan husus, para olarak bilinen değişim aracının kendi özünde yani üretim şeklinde, sürüm aşamalarında ve muhataplık niteliğinde büyük belirsizlik (garar) içerip içermemesi, bir aldatma (tağrir) aracı olarak kullanılıp kullanılmaması ve belli bir kesimin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine vesile olup olmamasıdır.

Son yıllarda ortaya çıkan ve birçok çeşidi bulunan, dijital­-kripto paralardan her birini kullanmanın hükmünü yukarıdaki genel ilkeler doğrultusunda değerlendirmek gerekir.

Buna göre kendi özünde ciddi belirsizlikler taşıyan, aldanma ve aldatma riski ileri düzeyde olan, dolayısıyla herhangi bir güvencesi bulunmayan ve kamuoyunda saadet zinciri olarak bilinen uygulamalar gibi belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açan dijital kripto­ paraların kullanımı caiz değildir.[xii]

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, ilgili komisyonlarıyla bu konudaki çalışmalarına devam etmektedir. Nitekim Kurul, 21-22 Kasım 2022 tarihinde İstanbul’da İSAM’da Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı – XVIII Kripto Varlıkların Fıkhî Açıdan Değerlendirilmesi Çalıştayı düzenlemiştir. Çalıştaya İlahiyat alanından ilgililerin yanı sıra akademya ve sektörden bir çok ilgili davet edilmiştir. İki gün süren çalıştayda kripto varlıklar konusu enine boyuna tartışılmış, son yıllarda bu alandaki gelişmeler müzakere edilmiş ve ilgili veriler toplanmıştır. Diyanet’in güncel meseleleri takip ederek istişareler yapması oldukça değerlidir. Özellikle kripto varlıklar konusunda toplumda önemli bir bilgi ihtiyacı bulunmaktadır. Diyanet’in gerçekleştirdiği istişare toplantısı neticesinde bazı gerekçelerin yeniden ele alınması gündeme gelmiştir.

Şuna da işaret etmek gerekir ki günümüzdeki dijital gelişmeleri sadece kripto varlık olarak görüp, kripto para gerçeğini görmezden gelmek meselenin isabetli tasavvuruna mâni olabilir. Bir konunun meşruiyetini tartışabilmek için öncelikle varlığını kabul etmek gereklidir. Alışılagelen finansal sistemden tamamen farklı bir durumla karşı karşıya olduğumuz muhakkaktır.

Prof. Dr. Murat Şimşek

MÜİSEF

Kaynakça

[i]https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/6937855a-7c29-4d08-a26e-51ef3273c022/%C3%96demelerde+Kripto+Varl%C4%B1klar%C4%B1n+Kullan%C4%B1lmamas%C4%B1na+Dair+Y%C3%B6netmelik.pdf?MOD=AJPERES

[ii] Tanrıverdi – Uysal – Üstündağ, “Blokzinciri Teknolojisi Nedir? Ne Değildir?”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/775807, s. 204; Ahmet Usta – Serkan Doğantekin, Blockchain 101 v2, İstanbul 2017, s. 7.

[iii]  Tanrıverdi – Uysal – Üstündağ, “Blokzinciri Teknolojisi Nedir? Ne Değildir?”, s. 204.

[iv]  Tanrıverdi – Uysal – Üstündağ, “Blokzinciri Teknolojisi Nedir? Ne Değildir?”, s. 204.

[v] https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1081395 (08.08.2022); https://blokzincir.bilgem.tubitak.gov.tr/. (08.08.2022).

[vi]            TUBİTAK-BİLGEM, “Blokzincir Teknolojileri”, https://blokzincir.bilgem.tubitak.gov.tr/ (Erişim: 08. 08. 2022).

[vii] https://www.fikriyat.com/yazarlar/murat-simsek/2021/08/11/fikhi-acidan-bazi-kripto-para-sistemleri; https://www.youtube.com/watch?v=CMZBTdhmnqc.

[viii] Murat Kesebir – Bülent Günceler, “Kripto Para Birimlerinin Parlak Geleceği”, Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sy. 17 (Ocak 2019), s. 613-614.

[ix] Usta – Doğantekin, Blockchain 101 v2, s. 46-47.

[x] Kripto paraların meşruiyet tartışmaları için bk. Hasan Doğan, “İslam Hukuku Açısından Kripto Paralar ve Blockchain Şifreleme Teknolojisi,”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 26, S. 2, 2018, s. 225-253; Hasan Doğan, “İslam Hukuku Bakımından Kripto Para Uygulamaları”, s. 231-238. Ayrıca editörlüğünü Murat Şimşek ve Mahmut Samar’ın yaptığı İslami Finans ve Finansal Teknolojiler (FINTECH) Blokzincir – Akıllı Sözleşmeler – Kripto Paralar, (Konya: NEÜ Yayınları, 2020), adlı eserdeki şu bölümlere bakılabilir: Abdurrahman Yazıcı, “Kripto Paralarla İlgili Fetvalar ve Fıkhi Hükmü”, s. 247-265; Seracettin Yıldız, “İslam Hukuku Açısından Kripto Paraların Fıkhi Hükmü ile İlgili Tartışmalar”, s. 223-244. Muhammet Yurtseven, “Para Olabilme Yönüyle İslam Hukuku Açısından Kripto Para”, s. 177-198; Furkan Shaban, “İslam Hukukuna Göre Kripto Paralar: Bitcoin Örneği”, s. 201-232.

[xi] Tüysüz, Merkez Bankası Dijital Para, s. 18-19.

[xii] https://kurul.diyanet.gov.tr/Karar-Mutalaa-Cevap/38212/dijital-kripto-paralarin-kullaniminin-dini-hukmu-nedir-

 


*  Yazarların görüşleri kendilerini bağlar.

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun