Anasayfa Köşe Yazıları Faizsiz Finans Enstrümanı Olarak İcâre

Faizsiz Finans Enstrümanı Olarak İcâre

by

Kiralama bir varlığın kullanma ve yararlanma haklarının belli bir süre için, kira bedelini ödemeyi üstlenen “müşteri” tarafa temlik edilmesini sağlayan akit türüne verilen isimdir. Bankalar bu hizmeti “operasyonel kiralama” ya da “finansal kiralama” adı altında gerçekleştirmektedir. Kiralama alacakları, İslami bankaların aktif tarafında yer alan ürünlerden biridir. Mevduat bankaları için bu kalemdeki harcamalar, bir leasing şirketi kurmaları gerektiğinden, sıfırdır. Yatırım ve kalkınma bankaları ise, “leasing” hizmeti için çok küçük bir pay ayırmaktadırlar. İslami bankalara bakıldığı zaman, kiralama sözleşmesi icâreye (e-c-r) bağlıdır. Bu kelime ücret, ecir gibi kelimelerle aynı kökten gelmektedir. Günümüzde İslami bankalar için finansal kiralamaya karşılık olarak kullanılmaktadır. Bu anlamda, “Genel olarak sermaye niteliği taşıyan bir malın kullanım hakkının belirli bir kira bedeli karşılığında verilmesi” anlamına gelmektedir (Tunç, 2010).

Mevduat bankalarında kullanılan leasing işleminde temel olarak 3 taraf vardır: yatırımcı, kiralama şirketi ve üretici. Yatırımcı öncelikle ihtiyacı olan malı seçer ve satın almak için leasing şirketi ile leasing anlaşması yapar. Leasing şirketi daha sonra satın alır ve alıcıya gönderir. Yatırımcı başlangıçta kararlaştırılan zamanlarda ödeme yapar. Ödemeler bittiğinde mal yatırımcıya sembolik bir tutarla satılır ya da hibe edilir. Leasing’in taksitli satış mı yoksa kiralama işi mi olduğu tartışmalıdır. AAOIFI Fıkıh Şurası gibi bazı şeri âlimler ve şûralar bunu kira ile satın alma olarak kabul ederken, bazıları ise taksitli satış olarak kabul etmektedir. Ara bir yapı olarak da kabul edilebileceğini söyleyen isimler de olmuştur (İ. E. Aktepe, 2013). İcâre akdi şeklinde olan kiralamada ise 4 farklı kiralama türü vardır:

1. Operasyonel kiralama: Malın mülkiyet hakkı, ofis binası gibi ihtiyaç duyulduğunda intifa hakkını verirken bankada kalır.

2. Ijarah muntahia bit tamleek (finansal kiralama): İlkinden farklı olarak, kiralama süresi sonunda sadece malın mülkiyetini müşteriye devretme seçeneği sunar. Türkiye’de daha çok bu tür uygulama yaygın olarak kullanılmaktadır.

3. Satım ve geri kiralama: Banka, kiralamaya konu malları müşteriden satın alır ve müşteriye geri kiralar.

4. İcarah summa al ba’i:

Konvansiyonel kiralama (leasing) ile icâre (finansal kiralama) arasındaki temel farklar ise şöyle sıralanabilir:

*Konvansiyonel leasing’de risk müşteriye; icârede ise mâlik olduğu için bankaya yüklenmelidir.

*Kiralanan malın zarar görmesi hâlinde icâre sözleşmesi sona ererken konvansiyonel kiralama ise vadeye kadar devam etmektedir.

*Konvansiyonel kiralamada kira ödemelerinde gecikme olursa faiz kesilirken icâre için böyle bir şey olmaması gerekir.

*Konvansiyonel kiralamada ödemeler sözleşme anında hemen başlar; icârede ise malın müşteriye devri ile başlar.

Türkiye’de yaygınlıkla kullanılan tür olarak finansal kiralama ise detaylı tanımıyla, kullanıldıkça eksilmeyen bir varlığın kullanım ve yararlanma hakkının belli bir finansman sağlama amacıyla belirli bir süre için banka müşterisine devredilmesi işlemine verilen isimdir. Bu işlemde üç taraf söz konusudur. Bunlar yatırımcı yani müşteri, katılım bankası (İslami banka) ve üreticilerdir. Yatırımcı kişiler ihtiyaç duydukları herhangi bir malı seçer ve o malın satın alınması için katılım bankasıyla bir finansal kiralama akidi imzalar. Katılım bankası da talep edilen o malı alıp yatırımcıya teslim eder. Yatırımcı kişi başlangıçta üzerinde bir mutabakata varılmış olan vadelerde bankaya kira ödemesini yapar. Ödemelerin hepsi tamamlandığında mal sembolik bir bedelle veya tamamen bedelsiz bir şekilde yatırımcıya devredilir. Buna göre yatırımcının menfaatinden istifade ettiği varlığın mülkiyeti finansal kiralama sözleşmesinde akdedilen süre dâhilinde katılım bankasında bulunmaktadır.

İshak Emin Aktepe’ye göre (2021), salt kira akitleri, kitap, sünnet ve icmâ delilleriyle caiz görülmektedir. Finansal kiralama akdi ise İslam hukukçuları tarafından bir âdî kira akdi mi, bir taksitli satım akdi mi yoksa yeni bir akit türü mü olduğu hususunda oldukça tartışmalı bir konu olmuştur. Ancak Aktepe, her üç yorumun da doğru olduğunu yani her üç bakış açısından da finansal kiralamanın meşru olduğunu ifade etmiştir. Bunun gerekçesi olarak kira akitlerinden de satım akitlerinden de yeni akit türleri oluşturmanın caiz olduğu görüşünü ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda finansal kiralama da bir yeni akit türüdür ve şartları da akdin taraflarının özgür iradeleri tarafından karşılıklı rıza doğrultusunda belirlenebilir.

Diğer yandan fıkhi tasavvur açısından ele alındığında, finansal kiralama uygulamasının tanımı noktasında günümüz İslam hukukçuları ve araştırmacıları arasında bir fikir birliğine varılamamış olduğu görülür. Bununla birlikte finansal kiralamaya ilişkin görüşlerin tümünün 3 başlıkta toplandığını söylenebilir: 1) Malın mülkiyetinin hakiki ya da sembolik bir fiyatla müşteriye intikal etmesi yönüyle vadeli satıştır. 2) Müşterinin belirli taksitler karşılığında malın sadece menfaatinden istifade etmesi ve bu süre içerisinde mal üzerinde mülkiyetin intikaline yönelik hiçbir işlem yapamaması yönüyle kira akdi olarak başlayan daha sonra başka bir akitle mülkiyetin intikali sağlanan mürekkeb bir akittir. 3) Satış ve kira akitlerden müteşekkil yeni bir akittir. Bununla birlikte, İslam Fıkıh Akademisi, Faizsiz Finans Kuruluşları Muhasebe ve Denetim Organizasyonu (AAOIFI) ve Kuveyt Finans Denetim Kurulu başta olmak üzere finansal kiralama uygulamasının meşru olduğu hükmünü verenler bu akdin kira akdi temelinde düzenlenen bir akit olduğunu savunmaktadırlar. Fıkıhta kazancın meşruiyetine etki eden en önemli faktör, mülkiyetin gerektirdiği tazmin sorumluluğunu yüklenme mesuliyetidir. Çünkü iktisadi işlemlerde “risk-getiri dengesi” kritik bir öneme sahiptir. Oysa finansal kiralama yönteminde mülk sahibinin sorumluluğunda olması gereken malın telef ve hasar sorumluluğu ile mala ilişkin bakım ve sigorta gibi masraflar, satım ve kira akitlerinin şartlarına aykırı biçimde ilgili malı kiralayan kişiye yüklenmektedir. Nitekim katılım banklarının finansal kiralama enstrümanına ilişkin sözleşmelerde ileri sürülen şartlara bakıldığında katılım bankalarının akde konu olacak mala ilişkin yukarıda bahsi geçen hiçbir sorumluluğu üstlenmediği görülmektedir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, Türkiye’deki katılım bankalarında pratikteki durum böyle olmasına rağmen, İslam Fıkıh Akademisi çeşitli dönemlerde gerçekleştirdiği toplantılarda mala ilişkin tüm zarar ve telef durumları (herhangi bir kasıt içermeyen) ile bakım ve sigorta gibi masrafların mülkiyet sahibi olarak bankalara ait olduğunu açıkça ifade etmiştir (Kaçır, 2020).

Tüm bu bilgiler ve incelemeler ışığında söyleyebilirim ki, yakın dönemde ortaya çıkmış olan finansal kiralama, esasında henüz satın alma gücüne ulaşmamış bireyler için önemlidir. Özellikle rantiyeciliğin ve rant sınıfının bu kadar yükseldiği, herkesin riskten uzak bir biçimde ürün ve hizmetlerden yararlanma çabası içinde olduğu, normal koşullar altında (hâlihazırdaki konut krizi dönemi dışında) İslami finansal kiralama, toplumun önemli bir ihtiyacına karşılık gelmekte ve bireylere belki de söz konusu malı satın alma gücüne ulaşacak süre fırsatını sağlamaktadır. Ancak finansal kiralamada kazançtan elde edilecek olan kârın meşruiyetine etki eden “risk” faktörü dikkat edilmesi gereken kritik bir husustur. Yukarıda yer verildiği üzere katılım bankaları, müşterilerine finansal kiralama ürünüyle finansman sağlarken bunu -konvansiyonel bankaların uygulamalarında olduğu gibi- salt finansal bir faaliyet olarak gerçekleştirmemeleri gerekir. Buradaki tutumu ticari bir faaliyet olarak gerçekleştirmeleri ve finansal kiralamadaki riski üstlenmeleri bu ürünün meşruiyetini sağlama hususunda büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple katılım bankalarında kullandırılan finansal kiralama enstrümanlarına yönelik sözleşmelerde risk faktörlerinin incelendiği çalışmalar kayda değer araştırmalar olarak önümüzde durmaktadır.

Kaynaklar:

Aktepe, İ. Emin (2021), Katılım Bankacılığı Akitler-İlkeler, TKBB Yayınları, Yönetmelikler.

https://tkbb.org.tr/Documents/Yonetmelikler/Session2_Ishak_Emin_Aktepe_Basics-of-Core-

Commercial-Contracts-in-Islamic-Finance.pdf (2013)

Bayindir, Servet (2005), İslam Hukuku Penceresinden Faizsiz Bankacılık, Rağbet Yay., İstanbul, Türkiye.

Kaçır, Temel (2020), Katılım Bankacılığında Uygulanan Finansal Kiralama Yöntemindeki Risk Faktörünün İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020; 18 (3); 454-466.

Tunç, Hüseyin (2022), Katılım Bankacılığı, Nesil Yayıncılık, İstanbul, Türkiye.

Esma VATANDAŞ

Maruf Vakfı İslam Ekonomisi Enstitüsü Araştırmacısı

 

 


*  Yazarların görüşleri kendilerini bağlar.

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun