Türkiye’de etik bir banka, etik kredi kooperatifi veya etik sosyal yatırım şirketi bulunmamaktadır. Ülkemizde özellikle gelir adaletsizliğinin yüksek olduğu ülkelerde, banka kredisine ulaşmada sorun yaşayan dezavantajlı kesimler için etik çerçevede hizmet veren bu kuruluşlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Uygulamada yer bulamayan etik bankacılık ile ilgili literatürde de Türk bankacılık sisteminde etik bankacılık hakkında da ampirik çalışmalar az sayıdadır.
Hortaçsu ve Günay (2004) çalışmalarında Türkiye’de 554 banka yöneticisi ile örgütsel, bilişsel ve duyuşsal boyutları ile etik konusunu incelemişlerdir. Bulgular, Türk banka yöneticileri arasında etik hassasiyet konusunda bir fikir birliği olduğunu göstermektedir. Katılımcılara göre Türkiye Bankalar Birliği, bankaları olumlu yönde etkileyen bir etik kuralına sahiptir ve düzenleyici kurum (BDDK) sektördeki etik değerleri geliştirmektedir. Yine Hortaçsu ve Günay (2008) çalışmalarında bu kez banka üst düzey yöneticilerinin etik farkındalıklarını ölçmüşlerdir. Yapılan analiz ile banka üst düzey yöneticilerinin yüksek düzeyde etik farkındalığa sahip oldukları ortaya konuşmuştur.
Balkan (2006) tezinde bankacılık sektöründe çalışanların kendilerine sorulan etik konulardan %68’inde etik açıdan sorun bulmadığını, %28’i oluşturan grupta yer alan konularda ise etik açıdan sorun bulunduğu sonucuna varmıştır.
Günay ve Hortaçsu (2011) üst düzey banka yöneticilerinin sektörde etik dilema olarak algıladıkları konuları analiz etmişlerdir. Bulgular, Türk bankacılık sektöründe üst düzey yöneticilerin kendilerine özgü geliştirdikleri ve yoruma açık otantik normların, mevcut kanunlarla çelişmediğini ve yöneticilerin etik çizelgesinin etik tarafında kümelendiğini göstermektedir.
Lapacı (2015) çalışmasında Türk bankacılık sistemindeki yabancı sermayeli bankaların etik ilkelere uyup uymadığını incelemiştir. Analiz sonucunda yabancı sermayeli bankaların, TBB bankacılık etik ilkelerinin dürüstlük, tarafsızlık, güvenilirlik, saydamlık, toplumsal yararın gözetilmesi ve çevreye saygı, suçtan kaynaklanan mal varlığı gelirlerinin aklanması ile mücadele, içerden öğrenenlerin ticareti ile mücadele konularını içeren genel ilkelerini uygulamakta oldukları ortaya çıkmıştır.
Türk bankacılık sisteminde etik ile ilgili ilkelere 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73 ila 76. maddelerinde bankaların uymak zorunda olduğu kanuni yükümlülükler kapsamında olan sırların saklanması, itibarın korunması ve etik ilkeler maddeleri ile yer verilmiştir. Bankacılık Kanunu’nda bu üç başlıkta yer alan düzenlemeler şu şekildedir:
- Sırların Saklanması: Bankanın sırlarının saklanması ile ilgili hükümlerine göre; BDDK başkan ve üyeleri ile BDDK personeli, Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamazlar. BDDK’nın dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve kuruluşlar ile bunların çalışanları da bu hükme tâbidir. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder. Sıfat ve görevleri dolayısıyla bankalara veya müşterilerine ait sırları öğrenenler, söz konusu sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Ancak BDDK’nın yurt dışındaki muadili denetim mercileri ile düzenleyeceği mutabakat zabıtları çerçevesinde vereceği bilgi ve belgeler sır kapsamında değildir.
- İtibarın Korunması: Bir bankanın finansal olmayan risklerinin başında gelen itibar riskinin önlenmesi için; yazılı ve görsel basın araçlarında, internet ortamında bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz. Çünkü burada söz konusu olan bankanın itibarı olup bu durum doğrudan bankaya olan güveni sarsacak bir risk barındırmaktadır.
- Etik İlkeler: Bankalar ile bunların mensupları; Bankacılık Kanunu’na, ilgili düzenlemelere, kuruluş amaç ve politikalarına uygun olarak faaliyetlerin icra edilmesini temin etmeye ve yönetimde adalet, doğruluk, dürüstlük ve sosyal sorumluluğu esas almaya yönelik etik ilkelere uymakla yükümlüdürler. Etik ilkeler, kuruluş birlikleri tarafından Kurulun uygun görüşü alınmak suretiyle belirlenir.
Görüldüğü üzere, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda etik ve ilgili düzenlemeler olan itibarın korunması ve sırların saklanması ile düzenlenen bankacılık etik ilkeleri oldukça sınırlıdır. Müşteri sırrı, bankanın medyatik itibarı ve kuruluş birlikleri tarafından belirlenen etik ilkelere uyma hususları üzerine kurulu olan etik düzenlemeler yüzeysel ve dar kapsamlıdır.
Her ne kadar Türkiye’de plan ve programlarda, yasal düzenlemelerde çevre ve sürdürülebilir kalkınma konularına yer veriliyor, bu konuda uluslararası sözleşmeler imzalanıyor olsa da sürdürülebilir finans ve sürdürülebilir bankacılık konusunda finans sektörünü ve özellikle de bankaları ilgilendiren bir yasal düzenleme henüz bulunmamaktadır (Kaya, 2010, s. 85).
Türk bankacılık sisteminde etik ilkeler için diğer düzenleme olan, TBB tarafından kabul edilen “Bankacılık Etik İlkeleri”3 ne göre bankaların uyması gereken etik ilkeler şunlardır:
Dürüstlük: Bankalar, faaliyetlerini yerine getirirken ilişkilerinde dürüstlük ilkesine bağlı kalmalıdırlar.
- Tarafsızlık: Bankalar, çalışanları ve müşterileri arasında ayrım gözetmez, önyargılı davranışlardan kaçınırlar. Hizmet sunarken ulus, din, finansal ve toplumsal statü, cinsiyet gibi farklılıklar gözetmezler.
- Güvenilirlik: Bankalar, tüm hizmet ve işlemlerde, müşterilere karşılıklı güven anlayışı içerisinde açık, anlaşılır ve doğru bilgi verirler, müşteri hizmetlerini zamanında ve eksiksiz yerine getirirler.
- Saydamlık: Bankalar, müşterilerini, yükümlülükler, yarar ve riskler gibi konularda açık, anlaşılır ve net biçimde bilgilendirirler. Bir ürün, hizmet ya da tavsiye vermeden önce, müşterilerini ve müşterilerin finansal kapasitelerini, durumlarını ve ihtiyaçlarını etkili şekilde değerlendirerek bu çerçevede ürün ve hizmet önerirler.
- Toplumsal Yararın Gözetilmesi ve Çevreye Saygı: Bankalar, tüm faaliyetlerinde karlılık yanında, toplumsal yararın gözetilmesi ve çevreye saygı ilkeleri ışığında sosyal ve kültürel etkinliklere destek sağlamaya özen gösterirler.
- Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerinin Aklanması ve Terörün Finansmanı ile Mücadele: Bankalar, uluslararası normlar ve ulusal mevzuat hükümleri kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması, yolsuzluk ve benzeri suçlarla mücadeleyi önemli bir ilke olarak benimseyerek gerek kendi aralarında, gerekse konuyla ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla ve yetkili mercilerle işbirliği yapmaya özen gösterirler.
- Bilgi Suistimali: Bankalar, kendilerine ve müşterilerine ait içeriden öğrenilen bilgilerin suistimalinin önlenmesi için gerekli her türlü tedbiri alırlar.
Türkiye Bankalar Birliği’nin düzenlemiş olduğu etik ilkeler, kurumsal yönetim ilkeleri doğrultusunda oluşturulmuş olup eşitlik dürüstlük şeffaflık ve güvenilirlik gibi unsurların yanında toplumsal ve çevresel yarar, kara para aklamanın önlenmesi ve bilgi suistimali gibi sonradan eklenen maddelerden oluşmaktadır. Burada gözlemlenen husus, etik bankacılıkta olan fonun kaynağının nereden geldiği ve neler için kullanıldığı konusunda bir açıklık taşımamasıdır. Diğer bir ifade ile anılan bu etik ilkeler bankaların etik olabilmesi için yeterli olmayıp Türkiye’de etik bankacılık anlayışının bankacılık sisteminde yerleşmemiş olduğunu göstermektedir. TBB’nin düzenlediği bu ilkeler aslında genel kabul görmüş etik ilkelerden öte bir düzenleme değildir. Oysa yakın zamanda İtalya’da etik bankacılığın yasalaştığını ve doğrudan etik bankacılık ile ilgili düzenlemelere yer verildiği görülmektedir.
Modern bankacılığın başladığı ülke kabul edilen İtalya, etik bankacılıkta da öncü bir ülke olarak Avrupa’da ilk etik yasal düzenlemeye gitmiştir. İtalya’nın ilk ve tek etik bankası olan Banca Etica’nın Group başkanı Ugo Biggeri, bu gelişmenin etik bankacılığın Dünya’da gelişmesi için önemli bir adım olduğunu belirtmiştir. İtalyan Bütçe Kanunu madde 1, Bölüm 51’de etik ve sürdürülebilir finans ile ilgili şu maddeler yer almaktadır (GABV; 2018).
Uluslararası kabul görmüş etik ilkelerine göre, tüzel kişilere verilen kredilerde sosyal ve çevresel etkiye özellikle dikkat edilmelidir.
Kişisel verilerin korumaya ilişkin düzenlemelere tabi olarak tahsis edilen fonlardan en azından yılda bir kez, web üzerinden kamuya açık bilgilendirme yapılmalıdır.
Banka, kredi portföyünün en az yüzde 20’sini, kar amacı gütmeyen kuruluşlara ya da kanunla tanımlanan tüzel kişilere sahip sosyal girişimlere ayrılmalıdır.
Karları hissedarlar arasında dağıtmayarak faaliyetlerine yeniden yatırmalıdır.
Geniş bir hissedar tabanı ile kalifiye olmuş demokratik ve katılımcı bir yönetişim benimsenmelidir.
En yüksek maaş ile bankada kazanılan ortalamalar arasındaki farkı azaltmayı amaçlayan ücretlendirme politikaları benimsemekte olup, bu oran yine de yüzde 5 değerini aşamaz.
İtalyan hükümetinin etik bankacılığa dair yaptığı düzenlemede çevreyi ve sosyal değerleri koruma, müşterileri bilgilendirme, sosyal girişimlere destek verme, banka karının yatırımda yeniden kullanılması, demokratik yönetim ve ücret adaleti konularına yer verdiği görülmektedir.
Ülkemizde ise son yıllarda haksız rekabet uygulamaları, çalışanlarına karşı politikaları, yüksek kar hırsı nedeni ile etik dışı faaliyetleri nedeni ile bankaların imajı sarsılmıştır. Bir banka hakkındaki en küçük dedikodu bile tüm bankacılık sistemi üzerinde güven problemi yaratabilmektedir. Bankaları birer yasal tefeci olarak nitelendirmeye zemin hazırlayan bu güvensizlik bankacılık sisteme uzun vadede zarar verebilir. Özellikle hane halkının bankalara olan güvenini arttırmak için etik bankacılık, ülkemizde önemli bir uygulama olabilir.
Sonuç
- Bazı görüşlere göre bankacılık ve etik kavramlarının birlikte anılması bile anlamsızdır. Çünkü etik değerler, yükselen risk ve kar iştahı ile örtüşmez. Literatürde bu husus, son zamanlarda sıklıkla tartışılagelmektedir. Özellikle küresel finans krizinden sonra artan rekabet ortamında etik ilkeleri ihlal eden geleneksel bankalar nedeni ile etik bankacılığın önemi artmıştır.
- Günümüzde bankaların faaliyetlerini sadece kar odaklı sürdürmesi mümkün değildir. Sosyal ve çevresel duyarlılık, çalışana ve müşteriye karşı dürüstlük, eşitlik ve şeffaflık ilkelerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Dünya finans piyasasında genel kabul gören bu etik ilkeler, bankalar için en az karlılık kadar önemli unsurlar haline gelmiştir. Bankalar için düzenlenen etik ilkelere uyan geleneksel bankacılık ile etik bankacılık aynı kapsamda değerlendirilmemektedir. Geleneksel bankalar, kredi kullandırdığı kurumların çevreye zarar verip vermediği, silah üretiminde bulunup bulunmadığı, sağlığa zararlı gıda üretip üretmediğini incelememektedir. Buna karşın etik bankacılıkta kredinin kimlere ne amaçla verildiği en önemli unsurlardan biridir. Bunun yanında etik bankalar, tasarrufunu bankaya emanet eden kesime, emanet ettikleri mevduatın ne amaçla hangi kurumlara verildiği bilgisini de şeffaflık ilkesine göre paylaşmaktadırlar.
- Etik bankalar, müşterilerinin onlara emanet ettiği tasarruflar ile yenilebilir enerji, organik tarım, genç insanlara istihdam, yoksullukla mücadele ve çevreci konut finansmanı gibi pozitif kredi alanları olarak nitelendirilen sosyal ve ekolojik alan ları desteklemektedirler. Ek olarak, etik bankalar, kredi kullandırdıkları projelerin ve kurumların bilgisini şeffaflık ilkesi çerçevesinde paylaşmaktadırlar. Ekonominin ve toplumun adil gelişimi için genellikle küçük ve orta büyüklükte işletmeler ile kâr amacı gütmeyen kuruluşlara kredi kullandıran etik bankaların amacı karı maksimize etmenin yerine etik değerlere öncelik vermektir.
- Bankacılık sektörü finans piyasasının en dinamik ve en kapsamlı kurumlarıdır. Teknoloji ve küreselleşme ile birlikte bankacılık sisteminde sürekli gelişmeler yaşanmaktadır. Artan rekabet ve kar iştahı nedeni ile bankalar çalışanlarına ve müşterilerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeme, rakiplerine karşı haksız rekabet uygulama, çevreye ve sosyal faktörlere karşı yeterince duyarlı olmama gibi etik olmayan davranışlar sergileyebilmektedir. Elbette bankaların yasalara ve mevduata uyması esas unsurdur. Ancak yasalarla düzenlenmeyen ancak kamu yararına olan birçok sosyal ve çevresel faktör söz konusudur. Bu bağlamda, etik bankacılık sadece yasalara uygun işler yapmak anlamını taşımamaktadır. Türkiye’de bankaların uyması gereken etik ilkelere bakıldığında bu ilkelerin yüzeysel kaldığını söylemek mümkündür.
- Türkiye’de etik bir banka, etik kredi kooperatifi veya etik sosyal yatırım şirketi bulunmamaktadır. Ülkemizde özellikle gelir adaletsizliğinin yüksek olduğu ülkelerde, banka kredisine ulaşmada sorun yaşayan dezavantajlı kesimler için etik çerçevede hizmet veren bu kuruluşlara ihtiyaç duyulmaktadır. Etik bankaların ve finansal kuruluşların var olması, işletmelerin kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlik ilkelerine olan bağlılığını arttırmaya yardımcı olabilecektir.
Kaynak: İGİAD