Ekonomi olağan seyrinde devam ederken, tüketim ve yatırım büyümesinin birbirine yakın seyrettiğini görürüz. Ancak zaman zaman bu ikili arasındaki fark açılabilir. Önceki hafta açıklanan ilk çeyrek verisinde yatırımlarda büyüme sadece yüzde 1 iken, tüketim yüzde 19,5 büyüdü. Tüketim harcamaları hızlı büyürken, yatırım büyümesinin çok zayıf olmasını nasıl açıklayabiliriz?
Tüketimin hızla artmasının ana nedeni, aşırı düşük faizler nedeniyle tasarrufun cazibesini yitirmesi. Enflasyonun çok altında faiz vadeden mevduat ilk çeyrekte güçlü bir tasarruf aracı değildi. Kur korumalı mevduat ise mevduat sahiplerini enflasyona değil, kur artışına karşı korudu.
İkinci neden, enflasyonun hızlı yükselişi ve yakın zamanda düşmeyeceğine yönelik beklentiler nedeniyle sermaye sahiplerinin birikimlerini “mala-mülke” yatırmaları. Daha önce Dünya’ya okumuş olduğunuz gibi, yatırım amacıyla 3-4 araba alanlar, gayrımenkul alanlar artmaya devam ediyor. Günlük dilde yatırım desek de gayrımenkul alımı ekonomi literatüründe bir yatırım değil, tüketim harcamasıdır.
Üçüncü bir neden ise, enflasyona karşı geliri reel olarak azalan ve fiyatlarda daha da artış olmasını bekleyenlerin taleplerini öne çekmiş olmaları.
Pandemi sonrası normalleşme ile restoran-kafe vb işletmelerin verdiği hizmetlere olan talebin artmasını tüketimi artıran bir başka faktör olarak sayabiliriz.
Yatırım tarafında hızla artan maliyetler ve düşük talep nedeniyle inşaat yatırımlarının gerilemeye; makine-teçhizat yatırımlarının ise herşeye rağmen sanayi üretiminin (ihracatın da katkısıyla) büyümeye devam ettiğini görüyoruz. Ancak birindeki büyüme diğerindeki daralmaya denk olduğu için toplam büyüme sadece yüzde 1’de kaldı.
Kaynak: Dünya