İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) Uluslararası Araştırmacısı olan Muneeb Hussain Gattoo ile röportaj…
1.Merhabalar Dr.Muneeb.
Merhaba ve esselâmü aleyküm.
2.Öncelikle sizi tanıyalım: Muneeb kimdir? Bize eğitim hayatınızdan ve çalışma alanlarınızdan bahsedebilir misiniz?
Lisans eğitimimi Srinagar’daki Kashmir Üniversitesinde tamamladım. Master ve doktora derecemi İktisat üzerine, Hindistan’ın en beğenilen üniversitelerinden biri olan Uttar Pradesh’teki Aligarh Muslim Üniversitesinden aldım. Yayımlanmış çalışmalarım, farklı ulusal ve uluslararası seminerlerde sunulan çalışmalarım; İktisat Tarihi, Kalkınmanın Politik Ekonomisi, Kurumsal İktisat, Büyüme Teorisi ve Heterodoks İktisat gibi disiplinler arası alanlara girmektedir. İktisat disiplinindeki akademik eğitimim ve araştırma deneyimlerim, bu disiplinin sınırında çalışmayı seven biri olarak, konuların disiplinler arası doğasına giderek daha da değer vermemi sağladı.
3.Çalışma alanı olarak neden İslam İktisadını tercih ettiniz? Bu alanı seçerken sizi motive eden neydi?
Günümüzün üniversite ortamında öğretilen ana akım iktisat disiplinin, insanlığın karşı karşıya olduğu iktisadi sorunları daha iyi değerlendirmemize yardımcı olma konusunda büyük ölçüde yetersiz olduğuna inanıyorum. İslam İktisadına olan ilgim de hem akademik hem de politik anlamda iktisat bilimini yapma şeklimizi yeniden şekillendirme isteğimden kaynaklanmaktadır.
4.Türkiye’ye neden ve nasıl geldiniz?
Misafir araştırmacı programından yararlanarak İKAM’da çalışma fırsatı yakalayınca Türkiye’ye geldim. Her ne kadar doktora sonrası araştırmacı olarak Kashmir Üniversitesi Ekonomi departmanında çalışıyor olsam da Türkiye’ye doktora sonrası bursiyeri olarak gelmemin doğru bir karar olduğuna inanıyorum.
5.Kendi ülkenizde çalışmak yerine neden Türkiye’de çalışmayı tercih ettiniz? Bu konuda uluslararası araştırmacı olarak çalıştığınız İKAM’ın nasıl bir rolü oldu?
Türkiye, doğu ve batının birleştiği noktada yer almaktadır. Ülke olarak Türkiye, şehir olarak İstanbul ve araştırma enstitüsü olarak İKAM, hepsi birlikte Jammu ve Kashmir’den buraya gelme kararımda uyum içinde çalıştılar.
6.Büyüme ve Kalkınma İktisadına, Kurumsal İktisat ve Politik Ekonomiye odaklanıyorsunuz. Bu alanların kendilerine özgü problemleri ve zorlukları var mı? Eğer varsa bunlardan bahsedebilir misiniz ve genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Büyüme ve Kalkınma sorusu modern ekonomideki kalkınma söyleminin merkezinde yer alıyor ama ne yazık ki büyüme oranları arasındaki farkın/uçurumun devam etmesi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki kalkınma sonuçlarındaki büyük farklılıklar, hem ülkelerin kendi içinde hem de farklı ülkelerle arasında sürekli artan eşitsizlikler bu alanların doğal çerçevesinin yeniden sorgulanıp yeni bir vurgu yapılmasını gerektirmektedir. Bu arka planda, yeni kurumsal ekonomi veya yeni politik ekonomi gibi alt disiplinlere olan ilginin yenilendiğini görebiliyoruz.
7.Kendi çalışma alanlarınızda çalışan örnek aldığınız isimler var mı? Bu alanlarda kimler takip ediyorsunuz? Bu alanlarda kitap veya makale önerileriniz var mıdır?
Her İktisat eğitimi almış öğrenci gibi Joseph Stiglitz, Paul Krugman ve Daron Acemoğlu gibi günümüzün en takdir edilen iktisatçılarının bazılarını takip ettim. İslam İktisadı içinse; Nejatullah Siddiqui ve Umar Chapra’nın bazı eserlerini okudum. Tesadüfen, Profesör Nejatullah Siddiqui, yüksek lisans ve doktora derecemi yaptığım Aligarh Muslim Üniversitesinin Ekonomi Bölümü’nde başkanlık yapıyordu. Aligarh’daki yüksek lisansım boyunca ve doktoramın ilk yıllarında, Profesör Nejatullah Siddiqui ile kendi evinde birkaç kez yüz yüze görüşecek kadar şanslıydım.
8.Bir araştırmacı olarak Heterodoks İktisat hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Ortodoks İktisadının kapsam, yöntem ve nihai sonuçlarındaki yetersizliği, çağdaş iktisadın konusunu günümüz gerçekleri doğrultusunda yeniden tasavvur etmek için bir alan sunmaktadır. Bana göre heterodoksinin özünde yatan şey de budur: gerçek ve etkili olmak için harika bir alan.
9.İslam İktisadı hakkındaki görüşleriniz nedir?
İslam iktisadı, iktisat disiplinindeki heterodoks yaklaşımın iddiasından doğmuştur. Yine de öneminin sonradan anlaşılmış olmasının yanında, ana akım iktisadi düşüncenin krizlerinden bağımsız olarak İslam İktisadının alternatif bakış açısı şimdiye kadar akademik çevrelerde kalıcı bir iz bırakamamıştır.
10.Sizce araştırmacı olmak isteyen biri hangi özelliklere sahip olmalıdır? Önerileriniz nelerdir?
Çalışılacak konuyla ilgili uygun bir altyapının yanında anlamlı bir araştırma yapabilmek için alana yönelik derin bir ilgi, bir araştırmacının sahip olması gereken temel bileşenlerdendir.
11.Sizin alanlarınıza ilgi duyanlara neleri önerirsiniz?
Araştırma alanınızla ilgili olarak doğru bir bakış açısı ve arka plan elde etmek için ilgilendiğiniz alandaki ufuk açıcı çalışmaları okuyun. Benim ilgi alanlarım için;
– Globalization and Its Discontents by Joseph Stiglitz
– The Price of Inequality by Joseph Stiglitz
– Why Nations Fail by Daron Acemoğlu
– Capital in the Twenty-First Century by Thomas Piketty
gibi kitapları her zaman önerebilirim.
12.Neden çalışma alanı olarak Kalkınma ve Politik Ekonomiyi seçtiniz? Bu alanı seçerken motivasyonunuz neydi, neden bu alana odaklanmayı tercih ettiniz? Bu alana neden ihtiyaç var? Sizce bu alan topluma fayda sağlayacak bir alan mıdır?
Doktora yaptığım süre boyunca, Kashmir’in ekonomisi ve kalkınma sorunu hakkında orada burada birkaç şey okudum. Bu benim kalkınma ve politik ekonominin birbirine bağlılığı üzerine ilk kez gerçekten bir şeyler okuduğum bir zamandır. Kashmir gibi bir yerden gelen kalkınma sorunu, kendine özgü tarihi ve politik ekonomisi nedeniyle daha da karmaşıklaşıyor. Bu tür bir çerçeveye sahip bir toplum analizi, gerçeğe anlaşıldığından her zaman daha yakındır ve bu nedenle, daha önce de söylediğim gibi, ekonomiye yönelik disiplinler arası yaklaşıma giderek daha da değer veriyorum.
13.Ne zaman İslam İktisadıyla ilgilenmeye başladınız? Neden bu alana yoğunlaşmayı tercih ettiniz? “Modern İktisat ve İslami Alternatifi: Disiplin Gelişimi ve Mevcut Kriz” adlı makalenizden bahsedebilir misiniz?
Doktoramın ilk yılında, Cambridge Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanan Roger Backhouse’un “Modern Ekonominin Puzzle’ı: Bilim ya da İdeoloji” adlı harika bir kitabını almıştım. Krugman, Stiglitz, Acemoğlu okumalarıyla birlikte bu kitap bana yeni bir dünyanın kapılarını ve ana akım iktisat derslerinde okutulmayan tamamen alışılmışın dışında bir İktisat dünyasının kapılarını açtı. Heterodoksi de beni İslam İktisadına oradan da bu makalenin yayımlanmasına götürdü: “Modern İktisat ve İslami Alternatifi: Disiplin Gelişimi ve Mevcut Kriz” Bu makale, modern ekonominin yakın tarihine dair bir açıklama sunmaya ve içinde bulunduğu krizin mevcut durumuna ışık tutmaya çalışırken aynı zamanda ana akım iktisat yaklaşımına alternatif bir paradigma olan İslam İktisadının son zamanlardaki gelişimini ve mevcut durumunu sorguluyor. Bu bir ana akım iktisat düşüncesindeki krizden bağımsız olarak İslam İktisadının alternatif bakış açısının akademik çevrelerde neden kalıcı bir iz bırakmadığı ve ekonomide Kuhncu bir paradigmatik kaymanın neden gerçekleşmediği sorusuna cevap verme girişimidir. Son olarak bu makale, alternatif bir temel formüle ederken ya da İslam İktisadını yeniden şekillendirirken İslam İktisatçılarının, ana akım iktisattaki mevcut krizin teorik ve metodolojik köklerini göz ardı etmemeleri gerektiğine işaret etmiştir.