Anasayfa KitapKitap-Değerlendirme Yanlış Eğitim: Eşitsizlik, Eğitim ve İşçi Sınıfları

Yanlış Eğitim: Eşitsizlik, Eğitim ve İşçi Sınıfları

by
İngiltere’de devlet ortaöğretim okul ücretlerini 1944’te kaldırdı, ancak İngiltere eğitimindeki sınıf eşitsizlikleri bu güne kadar halen devam ediyor. Diane Reay’in kitabı, çocukların sosyal konumlarına bağlı olarak farklı şekilde eğitildiğini göstermek için 500’den fazla çocukla yapılan röportajların yanı sıra işçi sınıfı bir ailede büyüyen biri olarak kendi deneyimlerine de dayanıyor. Kitap, işçi sınıfı öğrencilerinin daha az fon ve kaynağa sahip okullara gitme olasılıklarının daha yüksek olduğu ortaokula geçişten sonra, yetenek gruplandırmasının genellikle işçi sınıfı öğrencilerinin daha düşük kümelere ayrıldığını ve daha sonra üniversite deneyimlerine kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.
Kitap, işçi sınıfı öğrencilerinin daha az fon ve kaynağa sahip okullara gitme olasılıklarının daha yüksek olduğu ortaokula geçişten sonra, yetenek gruplandırmasının genellikle işçi sınıfı öğrencilerinin daha düşük kümelere ayrıldığını ve daha sonra üniversite deneyimlerine kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.
Reay çalışmasında gençlerin tecrit, uyum sağlayamama ve akranları tarafından aşağılanma hissinden bahsediyor. Çocuklar sadece sıkı çalışma ve azim ile üniversiteye gidebileceklerine insanları ikna etmekle kalmaz, aynı zamanda öğretmenlerinin onlara karşı düşük beklentilerine ve neyin gerekli olduğuna dair çok az bilgiye rağmen bunu yapmak zorundadırlar. İşçi sınıfından gelen ailelerdeki üniversite öğrencileri de farklı engellerle karşı karşıyadır.
Genç yaşlarda üniversite borcunun bu kadar büyük miktarlarda olması ve kredilerini geri ödeyip ödeyemeyeceklerinden emin olmayan gençler üzerinde önemli bir psikolojik etkiye sahiptir. Yazar, bu ‘kumarın’ gelecekte karşılığını alacağının garantisi olmadan, okulunun yanında uzun saatler çalışan öğrencilerle röportaj yapmıştır. İşçi sınıfı öğrencileri üniversiteye devam etmek için daha fazla borç alırlar. Aynı zamanda, düşük gelirli hanelerden gelen gençlerin üniversiteden ayrılma olasılıkları daha yüksektir ve sonunda ortalama olarak aynı kurumda aynı konuları inceleyen iyi durumda olan akranlarından daha az kazanırlar. Bu nedenle Reay, işçi sınıfını ailelerin çocuklarının eğitim hayatında aktifleşmesini bir başarı olarak görüp kendimizi tebrik etmek yerine, üniversitenin ötesindeki sonuçlara bakmamız gerektiğini savunuyor: yani, daha sonra işgücü piyasasına katılım oranlarına. İşçi sınıfı öğrencileri yüksek öğrenime girerlerse, ancak düşük gelirli, güvencesiz istihdamda bulunurlarsa gerçekten sosyal eşitlik sağlanmış olarak düşünülebilir mi?
Bunların yanında sadece üniversitede sosyal eşitsizlikler psikolojik sıkıntıya neden olmaz. Ebeveynler ve çocuklar, bir ortaokul seçmeye çok fazla düşünce ve zaman ayırırlar ve hem okul statüsünün hem de kararlarını çevreleyen sınırlamaların derinden farkındadırlar. Ortaokulda, akademik başarının sıkı çalışma ve bireysel yeteneklerin bir kombinasyonu olduğu mesajı, çocukların benlik saygısını etkiler, çünkü karşılaştıkları bağlamsal engeller dikkate alınmaz. Bireysel testlerde başarılı olma baskısı, bir testte kötü puan almanın, çocukların daha düşük kaliteli öğretim ile daha düşük yerlere yerleştirildiği için olumsuz etkilenirler. Röportajda bir öğrenci, sınavlarda başarılı olmazsanız, “hiçbir şey” haline gelmiş gibi hissettiklerini açıklıyor. Sürekli negatif geri bildirim karşısında, çocukların öğrenmeye dair ilgisini kaybetmesi hiç de sürpriz değildir.
Reay, insanları ‘avantajlı’ veya ‘dezavantajlı’ veya işçi veya orta sınıf olarak sınıflandırmanın doğasında var olan zorlukları açıkça tartışmaktadır. Belirttiği gibi, profesyonel işlerdeki insanların oranlarına bakarsak, daha birçok insan işçi sınıfı olduklarını düşünüyor. Bununla birlikte, Birleşik Krallık’taki istihdamın geçen yüzyıldaki değişen yapısı, sonraki nesillerdeki birçok kişiyi yüzeysel olarak orta sınıflara itmiş olsa da, Reay gelir farklılıklarının her zamankinden daha fazla olduğuna dikkat çekiyor. Mevcut girişimler açısından, veriler Birleşik Krallık’taki sosyal hareketliliğin azaldığını gösteriyor fakat Reay, son politikaların bu durumu nasıl daha da kötüleştirebileceğini anlatıyor.
Sonuç olarak kitap yanlış eğitim politikası üzerine, özellikle bu alandaki eşitsizliğin artması göz önüne alındığında, Birleşik Krallık’taki sosyal hareketlilik ve eğitim ile ilgilenen herkese fayda sağlayacaktır. Reay’in eğitim ve sosyal arka plan tartışmalarına katkısı, genellikle mevcut söylemde bulunmayan okul ve üniversitenin günlük işçi sınıfı deneyimlerini
kişiselleştirmektir. Bu, eşitsizliklerin derecesine dair istatistiksel kanıtlarla birleştiğinde, ilgi çekici bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz.

Miseducation: Inequality, Education and the Working Classes. Diane Reay. Policy Press. 2018

Kaynak: LSE

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun