Anasayfa Tartışma Ülkeler Arası Aşı Eşitsizliği

Ülkeler Arası Aşı Eşitsizliği

by

Zengin ülkelerin pandemiye koordineli bir küresel tepki vermemesi ahlaki bir başarısızlık olarak kabul edildi. Ancak şimdi virüsün yayılmaya devam etmesi ile yeni varyantlar ortaya çıkıyor ve bu durum ülkelerin pratik bir başarısızlığı olarak kabul edilmelidir. 

Batı’da kitlesel aşılama kampanyaları hız kazanıyor olsa da, COVID-19 pandemisinin sonu hala görülmemektedir.  En azından 2020 yazının başından bu yana, etkili aşılarla bile, covıd-19’un, her yerdeki popülasyonları ile sürü bağışıklığına ulaşana kadar durdurulmayacağı açıktır. Herhangi bir ülkenin bu noktaya ulaşması yeterli değildir. Virüs hala dünyanın diğer bölgelerinde dolaştığı sürece, çeşitli mutasyonlar meydana gelmeye devam edecektir. Bazıları virüs için dezavantajlı olacak ve daha bulaşıcı veya ölümcül hale getirecek. Aralık ayından bu yana,NSARS-CoV-2 virüsünün son derece bulaşıcı üç türü tespit edildi. Önemli ölçüde daha yüksek bir bulaşma oranıyla (ve potansiyel olarak daha yüksek ölüm oranıyla), İngiliz varyantı, ABD ve Avrupa’da zaten hızla yayılıyor. Güney Afrika varyantı daha da bulaşıcı olabilir ve Brezilya türü hepsinden daha tehlikeli olabilir.

Yeni varyantların ortaya çıkması, Birleşik Krallık sürü bağışıklığına ulaştığında bile (mevcut aşılama oranında muhtemel göründüğü gibi) İngiltere kendisini dünyanın geri kalanından tamamen izole etmediği sürece (ki bu aslında imkansızdır), ülke dışına seyahat edenler yeni varyantları geri getirecek ve bunlardan bazıları mevcut aşıların sağladığı korumaları sağlamayacaktır. Bilim adamları aşıları ortaya koyduktan sonra yeni varyantlara karşı etkili olacak şekilde yeniden güncelleyebilmelidir; bu, Moderna ve Pfizer-BioNTech aşılarının altında yatan mRNA teknolojisinin avantajlarından biridir. Ancak bu esneklik, bir varyant bir ülkeye girdikten ve ekonomik ve sosyal hayatı bir kilitlenme durumuna geri döndürdükten sonra geç olacaktır.

Eğer Dünya’nın geri kalanı hızlı bir şekilde aşılanırsa, virüsün yayılmasını ve dolayısıyla yeni mutasyonların ortaya çıkması önlenebilir. Ancak şu anda dünya çapında aşılama imkansız görünüyor, çünkü gelişmekte olan ülkelerde yeterli doz mevcut olsa da dağıtma taraftarı değiller. Dünya Sağlık Örgütü’nün COVAX programı tarafından aranan iki milyar dozu sağlamayı başarmış olsaydık, temel sağlık altyapısı ve ulaşım ağlarının eksikliği nedeniyle Afrika, Asya ve Orta Doğu’nun uzak bölgelerinde yaygın aşılama fırsatı sağlanmış olurdu. Ancak, eksik olan şey uluslararası işbirliğidir. Küresel aşı dağıtımını koordine etmek, pandemiyi sona erdirmek için çok önemlidir. Örneğin, virüsün en hızlı yayıldığı bölgelerde en etkili aşıların uygulanması gerektiği anlamına gelir. İçinde bulunduğumuz zor duruma rağmen, Batı hükümetleri ve karar merciileri olan dünyaya daha fazla aşı sağlamaya çalışmak yerine kötü fikirler bulmakla meşguller. Bunların en kötüsü, şu anda hem ABD hem de Avrupa Birliği’nde göz önünde bulundurulan, aşılanmış olanların uluslararası seyahat etmesine izin verilecek öneri “aşı pasaportu”dur. Şimdi, aşılanmış insanlara kalabalık kapalı alanlara  girebilmek için kimlik bilgileri vermek ve böylece aşı olmayı teşvik etmek için bir argüman var. Ancak, küresel seyahatin aşı pasaportu ile açılmasıyla, virüsün herkesi aşılamamamızın bir sonucu olarak hala yayıldığı ve mutasyona uğradığı bir dünya için korkunç bir fikirdir. Aşı pasaportları yeni varyantlara karşı koruma sağlamaz.

Kaynak: Project Syndicate

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun