İslami sosyal finans terkibi, İslam iktisadı gibi kapitalist sisteme bir itiraz şeklinde değil bizzat İslam iktisadının finansallaşmasına ve temel ideallerinden uzaklaşmasına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Sosyal finanstaki insan, değer ve çevreye olan vurguyu da içselleştiren İslami sosyal finans, Müslümanların, finansın içerisine kendi değerlerini koyması gerektiğine bir işaret ve hatta bir davet mahiyetindedir (Arshad, 2020). Bu doğrultuda İslami sosyal finans tabiri ilk defa Arshad (2020) tarafından şu şekilde ifade edilmiştir:
“İslami sosyal finans, belirli yer ve zamanda ve genellikle risk ve belirsizlik durumlarında şer›i uyumluluğa sahip finansal kaynakların (varlık ve borçlar); makâsıdüş-şerîayı gerçekleştirmek için yönetilmesi ve tahsis edilmesidir.”
Makâsıdüş-şerîa’nın (Şeriatın maksatlarını) gerçekleştirilmesini amaçlayan bu tanım, Gazzâlî’nin (1058-1111) zarûriyyât, hâciyât ve tahsîniyyât şeklinde derecelendirdiği tasnifteki ihtiyaçlar hiyerarşisini sırasıyla karşılamayı amaçlamaktadır. Buna göre zarûriyyât, birey veya toplumun varlığı ve bu varlığın sürdürülmesi için gerekli olan temel hak ve değerleri kapsamaktadır. Bunlar; can (yaşam), nesil, akıl, mal ve dinin korunmasıdır. Hâciyât ve tahsîniyyât ise bu alt sınır karşılandıktan sonra, bireysel ve toplumsal hayatın gelişmesini ve güzelleşmesini sağlayacak ilkeleri oluşturmaktadır (Boynukalın, 2003). Dikkat edildiği üzere zarûriyyât; sosyal finansın insan, gezegen ve kârı dikkate alan üçlü bilançosundan (triple bottom line) daha kapsamlı bir güvenlik ağı oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, İslami sosyal finansın; insanın yaşam özgürlüğünü, neslinin devamlılığını, aklını ve malını muhafaza edebilmesini ve dinini yaşayabilmesine olanak sağlayan kurum ve faaliyetlerin yaygınlaşmasını vurguladığı görülmektedir.
Ahmed (2011) çalışmasında, İslami finansal kurumların, faaliyetlerinde Şeriatın maksatlarını gerçekleştirmesinin iki koşulu ve bu koşulları gerçekleştirme durumuna göre de üç tür işlem şeklinin olduğunu belirtmektedir. İlk koşul fıkhi niteliğine yöneliktir. Yani bir faaliyetin veya ürünün İslam hukukuna göre uygun olması gerekmektedir. Bunun bir uzantısı olarak faaliyet veya ürüne yönelik sözleşmenin (akdin) meşruluğu ilk koşuldur. İkinci koşul ise sosyal gerekliliklerin karşılanmasıdır. Toplumların ihtiyaçlarını karşılamak, huzur, barış ve dayanışmayı tesis etmek ikinci koşuldur. Sosyal gereklilikler de ikiye ayrılmakta; piyasa segmenti olarak ifade edilen unsur piyasadaki farklı kesimlere mal ve hizmet sunulması ve ihtiyaç ise farklı kesimlerin ihtiyaçlarının karşılanması anlamına gelmektedir. İş âlemini düşündüğümüzde, küçük, orta ve büyük ölçekteki firmaların farklı finansman ihtiyaçları olacağından, İslami finansal kurumların bu ihtiyaçlara hitap eden ürün ve hizmet skalasının olması Makâsıdüş-şerîa’nın bir uzantısı olmaktadır. Aynı zamanda sunulan ürün ve hizmetlerin ihtiyaçları karşılaması istenmektedir.
Tablo 1: Sosyal Gereklilikler ve Farklı Kesimlerin İhtiyaçlar Matrisi
Tablo 1, farklı kesimlerin ihtiyaçlar hiyerarşisine genel bir bakış mahiyetindedir. Her topluma ve ülkeye göre ihtiyaçlar hiyerarşisinin yeri ve içeriği değişebilmektedir. Ancak buna rağmen Tablo 1 önemli bir hususa dikkat çekmektedir: Her kesimin hayatını sürdürebilmesi için alması gereken mal ve hizmetlerin olduğu ve bunların karşılanması gerek- tiğidir. A1, B1 ve C1 sırasıyla yoksul, orta sınıf ve varlıklı kesimin yaşamını sürdürmesi için zaruri ihtiyaçlarıdır. A2, B2 ve C2 hâciyât yani tamamlayıcı ihtiyaç düzeyini; A3, B3, C3 ise tahsîniyyât yani lükse yönelik ihtiyaç düzeyini göster- mektedir. Asgari ihtiyaçlar olarak da ifade edebileceğimiz zorunlu ihtiyaçların karşılanması piyasa, devlet ve üçüncü sektör kuruluşlarının sorumluluğundadır. İhtiyaçlar hiyerarşisinde, zaruriyyatın karşılanması haciyyat ve tahsiniyyat göre sosyal koşulların iyileşmesine daha fazla katkıda bulunmaktadır. Buna binaen, makasıdın sadece fıkhi yönünü değil sosyal yönünü de karşılayan mal ve hizmetlerin sunulması İslami finans kurumlarından beklenmektedir (Ahmed, 2011, p. 154) Bu doğrultuda Makâsıdüş-şerîa’nın gerçekleştirme durumlarına göre ürün tipleri şunlardır:
Tablo 2: Makasıd ve Ürün Kategorileri
Sözde İslami ürünler, şeklen fıkhi fakat özü itibariyle makasıda uymayan ve bunun neticesinde farklı kesimlere ürün ve hizmetler sunmayarak onların ihtiyaçlarını karşılamayan uygulamalardır. Şer’i uyumlu ürünler ise şekil ve öz bakımından uygun olmasına rağmen piyasa segmenti ve ihtiyaçlara hitap etmede yetersizdir. Şer’i temelli ürünler ise ma- kasıdı gerçekleştirme bakımından ideal uygulamaları göstermektedir (Ahmed, 2011, p. 155). Görüldüğü üzere, ürün ve hizmetlerin makasıdın sosyal gerekliliklerini karşılaması, finansal işlemlerin yapılarında ve hitap ettiği kesimlerde kapsayıcılıklarına bağlanmaktadır.
İslami sosyal finans, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını garanti altına alan Makâsıdüş-şerîa’yı gerçekleştirmeyi hedeflerken; yoksulluk, finansmana erişememe, gelir dağılımındaki adaletsizlik gibi sosyal ve ekonomik tehditlerle mücadele etmek durumundadır. Sayısız İslami finansal kurum bu sorunlara yönelik alternatif ürün ve hizmet sağlar- ken İslami sosyal finans faaliyeti yürütmektedir.
Kaynak: İKAM&İSEFAM Sosyal Finans Raporu