Anasayfa Analiz İslami Finansa Covid-19 Sonrası Bakış

İslami Finansa Covid-19 Sonrası Bakış

by

 Koronavirüs pandemisiyle birlikte merhamet, dayanışma gibi değerler uluslardan, etnik kökenlerden ve dinlerden bağımsız olarak dünya çapında insanlığı birleştirdi. İslam iktisadı ve finans ilkeleri, bu değerleri yerine getirmek için öncülük yapabilecek doğal bileşenlere sahiptir; fakat uygulama düzeyinde İslami finansın adalet, eşitlik ve kapsayıcılık vaatlerini yerine getirmede başarısız olduğu düşünülmektedir. Aslında bu bakış açısı İslami finans sektörü geleneksel finans ve finansal sistem üzerine kurulduğundan beri sürpriz değildir.

Bununla birlikte, Covid-19 salgınından önce, İslami finans, bir şirkete veya işletmeye yapılan yatırımın sürdürülebilirliğini ve etik değerlerini ölçmede üç merkezi faktöre atıfta bulunan çevresel, sosyal ve denetim yayılımına yönelik değişen bir eğilim göstermiştir. Malezya’nın İslami finans alanında değer temelli arabuluculuk hareketi böyle bir değişikliğin kanıtı olarak kabul edilebilir.

Değişimin artık tamamen kâr güdüsü tarafından yönlendirilmediği, daha ziyade sosyal ve çevresel etki yaratmaya odaklandığı ortaya çıkıyor. Bununla birlikte, yaşamın sosyal ve ekonomik spektrumlarına nüfuz eden kayıplara neden olan mevcut pandemi göz önüne alındığında, Covid-19’dan sonra aynı tür İslami finansman beklemek gerçekçi midir? Şu anda olumlu bir cevap almak için erken olabilir. Ancak, Covid-19’dan sonra İslami finansın görünümünü etkileyebileceğini düşündüğümüz beş ihtimal var.

1) Sosyal normlar ve değerler gelişebilir.

 Bu değişim, sosyal, ekonomik ve finansal etkileşimlerin bir parçası olan genel olarak yaşam hakkında tamamen farklı tercihler ve algılar getirebilir. Geleneksel finans ve finansal sistem modeliyle birlikte sonuçlanan, insanlar arasındaki gelir, zenginlik ve fırsat eşitsizliği bu sisteme duyulan güvenin sarsılmasına sebep olabilir. Küresel toplumu mevcut kurumsal finansal sistemin uygunluğu ve yeterliliğini sorgulamaya teşvik edecektir.

2) Dijitalleşmenin yaygınlığı ile birlikte iş yapma yöntemlerinin değişmesi.

Sosyal etkileşim, dijitalleşmenin yaygınlığı ile birlikte yeni bir denge kuracağından , iş yapma şekli, çalışma yöntemleri ve finansal ilişkiler de büyük ölçüde değişecektir. Süreçlerin otomasyonu şaşırtıcı olmayan bir şekilde sadece saniyelik işlemler olacaktır. İslami finansal işlemler için, bu yeni bir konu olarak gündeme gelecektir. 

3) Yeni varlık sınıflandırması ortaya çıkabilir.

Yeni dijital gerçeklik sermaye kavramını değiştirebilir. Bu, fıkıh kuralına göre ‘mütekavvim malın’ veya yasal olarak bir malın nasıl nitelendirildiğini değiştirebilir. Bir borç oluşturabilecek varlık türlerinin farklı bir karakterizasyonu, açık bir olasılıktır. Bu gerçekleşirse, İslam fıkhına uyumlu yol gösterici ilkeler olarak şeriat paradigması kaçınılmaz olarak yeni bir dengeye kayacaktır. Sonuç olarak, sözleşmelerin yapı taşları ve İslami finansal işlemlerin şu anda sahip olduğumuzdan farklı olması bekleniyor.

4) Yeni bir küresel para biriminin doğuşu göz ardı edilmemelidir.

Kripto para biriminin ve son birkaç yılda blockchain teknolojisinin kullanımı, dijital ekonomiyi önemli derece gündeme getirmiştir. Gelecekte, fiziksel para dışındaki ödeme araçlarının kullanımı  üst düzeyde ivme kazanabilir.

5) Küreselleşmeden bölgeselleşmeye geçiş.

Küresel tedarik zincirinin üçte birini kontrol eden Çin’e karşı diğer ülkeler salgınla birlikte bu bağımlılığı ortadan kaldırmak için adımlar atılmıştır. Bu salgın,   tedarik zincirlerinin bozulmasına karşı dünyayı, tek bir üreticiye ve pazara bağımlı hale gelmesindeki tehlikeler konusunda uyarıyor. Şirketler tedarik zincirlerini bölgeselleştirmeye başlamasıyla birlikte bu durum yeniden farklı bir yapılanmayı tetikleyebilir. Ve İslami finans ve helal sanayi bağlamında,  İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler arasında işbirliğin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesinin önünü açabilir.

 

 Kaynak: IRTI

 

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun