Anasayfa Tartışma İslam Hukukçularının ve İktisatçıların İslam İktisadı Çalışmalarına Yaklaşımındaki Farklılıklar

İslam Hukukçularının ve İktisatçıların İslam İktisadı Çalışmalarına Yaklaşımındaki Farklılıklar

by

İslami bankacılık ve finansın (IBF) yükselişiyle, sektördeki farklı paydaşlar arasındaki gerilim de giderek daha görünür hale geliyor. İslami finansal hizmetlerin kullanımı popülerlik kazanmasına rağmen, entelijansiya, sadece geleneksel finansal ürünleri taklit ettiği düşünüleriek giderek daha fazla eleştiriliyor. İki önemli paydaş, yani İslam hukukçuları ve İslam iktisatçıları, birbirlerinin bu alandaki rollerini tartışıyorlar.

İki grubun eski nesilleri birbirlerine saygılı kalırken, iki grubun genç üyeleri açıkça karşılıklı hor görmeye başladılar. İslam hukuku alanında çalışan akademisyenler, İslam iktisatçılarının İslami hukuk konusunda gerekli anlayıştan yoksun oldukları ve bu nedenle İslami finansal ürünler hakkında gereksiz eleştiriler aldığı görüşünü benimsiyorlar. Öte yandan İslam iktisatçıları, İslam hukukçularının bireysel işlemlere ilişkin açıklamalarını ortaya koyarken daha büyük resmi dikkate almadığını düşünüyorlar. Bu durum İslam iktisadının geleceğiyle ilgili bir tür kafa karışıklığına neden olmaktadır.

Volker Nienhaus ve onu savunanlar, İslam hukukçularının İslami finansın gelenekselleştirilmesiyle meşgul olduklarına inanırken, İslam hukuku çalışanlar geleneksel finansal hizmetleri İslamlaştırmak için değerli hizmetler sunduklarını iddia etmeye devam ediyorlar. İslami finans çalışmalarının geleneksel finansal hizmetlere şeriat uyumlu alternatifler sunduğuna şüphe yok. Bununla birlikte, şu anda İslami finansın, geleneksel finansal sisteme alternatif sağlamadığı da kabul edilmelidir. İslam iktisadı ve finansı çalışmaları en iyi ihtimalle geleneksel finansın bir alt kümesidir ve belirgin bir şekilde farklı bir ekonomik değer teklifi yoktur.

Bu anlamda, İslami bankacılığın geleneksel bankacılıktan farkı, İslami bir cep telefonunun normal bir cep telefonundan farkından fazlası değildir. Burada, İslami bir cep telefonu, ezan uygulamaları, çevrimiçi Kur’an ve kıble yönünü gösteren bir pusula gibi İslami bir yaşam tarzını geliştirmeye yardımcı olan belirli uygulamalara erişim sağlayan bir cep telefonuyla ilişkilidir. Ancak işletim sistemleri aynı kalır, yani iOS veya Android. Benzer şekilde, İslami bankalar, İslami mali sözleşmelere ve işlemlere uyum sağlamak için düzenlenmiş olsa da, geleneksel bankalar tarafından kullanılan çekirdek bankacılık sistemlerine dayanmaktadır.

İslami finansın olgunlaştıktan sonra önemini yitirme tehlikesi vardır. Daha açık ifade etmek gerekirse; piyasa, İslami finansal ürünleri tamamen ekonomik gerekçelerle konvansiyonel muadillerinden ayırt edemeyecek noktaya geldiğinde İslami finans önemimi kaybedecektir.

İslam iktisadı çalışmalarında, İslam hukukçularının oluşturduğu zemin giderek sağlamlaşarak inşa edilirken iktisatçılar bu alanda geri çekilmeye devam etmektedir. Şeyh Taqi Usmani, Şeyh Nedham Yaqubi ve Şeyh Abdul Sattar Ebu Ghuddah İslam iktisadı çalışmalarında etkinlik alanlarını genişletmeye devam ederken eski nesil İslam iktisatçıların (ör. Dr. Umer Chapra, Profesör Nejaullah Siddiqi, Dr. Monzer Kahf ve Malezyalı İslami iktisatçılar) İslami finansal hizmetler endüstrisiyle bağlantısı giderek kesilmektedir. Günümüzde hâlâ endüstri ve piyasayla ilgilenen İslami iktisatçılar, İslam iktisatçılarından daha çok İslam hukukçusu gibi değer görüyor. Bu tür İslam iktisatçılarını temsil eden en iyi örnek, bir iktisatçı olmasına rağmen bir İslam hukukçusu olarak tanınan Dr. Mohamed Elgari örneğidir.

İslam hukukunun bu alandaki merkezi rolü düşünüldüğünde bir terminoloji değişikliğine gidilmeye ihtiyaç vardır. Mohamed Elgari’in (ve yazarın kendisi) İslam iktisatçısı olarak görülmeye devam ederken, Müslüman ülke ekonomilerinin teorik yönlerinde uzmanlaşmış Müslüman iktisatçılar İslam iktisatçıları olarak bilinmeye devam etmelidir. İslam iktisatçıları bu alanda politika oluşturma konusunda daha iyi bir konumda olabilirlerdi. Ancak şu anda, İslam iktisatçıları düzenleyici çerçeveler ve politika oluşturma konusunda sadece marjinal bir rol oynamaktadır.

İslami Finansal Kurumlar Muhasebe ve Denetim Kuruluşu (AAOIFI), İslami Finansal Hizmetler Kurulu (IFSB), İslami Bankalar ve Finansal Kurumlar Genel Kurulu (CIBAFI) ve Uluslararası İslami Finansal Piyasalar (IIFM) gibi İslami finansal altyapı varlığına ilişkin kurumlar kadar, finans politikası alanında uzmanlaşmış bir merkez veya enstitüye de ihtiyaç vardır. Bu merkez mevcut bir kurum içinde olabileceği gibi (örneğin İslami Araştırma ve Eğitim Enstitüsü (IRTI), Uluslararası İslami Finansman Şeriat Araştırma Akademisi (ISRA) ve Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi) tamamen yeni bir kurum da olabilir.

Önerilen merkezin veya enstitünün ana odağı, İslami finans politikasının makro düzeyde oluşturulması olmalıdır. Aynı zamanda, İslam ekonomisi, bankacılık ve finans alanlarında gelişmiş, nicel uygulamalı araştırma konusunda uzmanlaşmış, küresel bir düşünce kuruluşu olarak çalışmalıdır. Alanın entelektüel yapısı nitelikli finansal araştırmalara odaklanmaya imkân vermedi. Uluslararası İslami Finans Eğitim Merkezi (INCEIF) ve Katar İslami Etütler Fakültesi bu kadar çok para harcamasına rağmen güvenilir bir araştırma yapamadı.

Bunun nedeni ya böyle bir ihtiyacı fark etmedeki başarısızlıktan ya da sadece insan kaynaklarının sıradanlığından kaynaklanmaktadır. Bu tür kuruluşlardaki karar vericiler, belirtilen hedeflerine ulaşmada ve / veya gündemlerinden araştırma ve geliştirmenin önemli yönlerini dışlamada ne ölçüde başarılı olduklarını gözden geçirmelidir.

Kaynak: Islamic Economist

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun