Muhlis Selman Sağlam
Son günlerde kitapçıların çok satanlar bölümünde görmeye alışkın olduğumuz bir kitap var. Jules Payot’un “İrade Terbiyesi” isimli kitabından bahsediyorum. Cemil Meriç bu kitap hakkında şöyle söylüyor: “Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim.” Benzer şekilde Prof. Dr. Ali Fuat Başgil “Gençlerle Başbaşa” isimli kitabında şöyle bir itirafta bulunmaktadır. “Mösyö Girard bize bir kitap tavsiye etti ve mutlaka okumamızı söyledi. Bu, Aix-Marseille Üniversitesi rektörü Jules Payot’un “İrade Terbiyesi” adlı kitabı İdi. Ertesi gün şehre inerek kitabı aldım, ihtiyar bir meşenin dibine oturarak “İrade Terbiyesi”ni okumaya koyuldum. Okudukça içimde tahassür ve nedametle karışık müphem bir acı duymaya başladım. Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum.”
Şunu ifade etmek gerekir bu söylenenlerin eksiği var fazlası yok. Araştırmayı, faydalı bir şeyler üretmeyi kendine hedef olarak belirlemiş herkesin içinde kendisini bulacağı bir kitap. Bu yazıyı yazma amacımıza gelirsek, amacım kitabın tanıtımını yapmak değil. Kitapta geçen bir cümleyi sizinle paylaşmak istiyorum. “Büyük çabaların gerçekleşmesi için, fazlasıyla küçük eylemler gerçekleştirmemiz lazım.” Öyle kapsayıcı bir cümle ki, her konuda referans olarak alınabilecek nitelikte. Modernizmin, kapitalizmin kıskacında bir yaşamdan sıyrılıp, yerine alternatif bir şeyler üretilme çabası belki de hepimizin ortak paydası. Konuyu biraz daha özelleştirirsek, İslam iktisadı çalışmalarını düşünelim. Dünya’da yaklaşık 70 yıldır, Türkiye’de 60 yıla yakın süredir kapitalist sisteme alternatif, adalet merkezli bir iktisadın inşa edilmesi çalışmaları sürüyor. Bu konuda belli bir yol da kat edildi. Ancak günümüzde hala tam anlamıyla bir şeyleri değiştirdik, bir şeyleri başardık diyemiyoruz. Bu bağlamda yukarıdaki cümleyi tekrar okuyalım o zaman. Günümüzde İslam iktisadı çalışmalarında artık belli bir literatür oluştu, belli tartışmalar yapıldı. Artık bu alanda fazlasıyla küçük eylemlerin gerçekleştirilme vakti. İşin finans boyutunda üretilen en meşhur kurumlar iyileştirmeye hala ihtiyaç duyan ve bunu vatandaşa şeffaf bir şekilde göstermesi gereken katılım bankaları. Ancak küçük eylemler grubunda sayılamaz maalesef. Katılım bankaları, bir katılım bankası genel müdürünün ifadesiyle, son derece kurumsal, büyük ve karmaşık bir yapıya sahip. Bu büyüklükte adımlardan ziyade sayıca fazla ama küçük, bölgesel, insanların dertlerine daha çok dokunabilen, esneklik kabiliyeti daha fazla kurumlara ihtiyacımız var.
Peki, bu küçük eylemler neden mi önemli? Payot’un tabiriyle: “Çünkü küçük şeyleri küçümseyen, yok olmaya mahkûmdur.” Bu küçük çabalar neden mi bu kadar değerlidir? Çünkü hiçbiri kaybolmayacaktır da o yüzden.
İslam iktisadı alanında yapılan çalışmalar her geçen gün artıyor. Bu alanda bu zamana kadar hareketten ziyade tefekkür gerçekleştirildi veya daha kötüsü tefekkür etmeden harekete geçmeye kalkanlar oldu. Olması gereken önce hakkıyla bir tefekkür sonrasında bunu eyleme geçirmektir. Tefekküre hareketi eklemek önemlidir. Unutulmamalıdır ki ani çıkışların büyük düşüşleri olur. Mütevazı, küçük bir tohum niteliğinde olan eylemler büyük hareketlere dönüşürler. Bugün İslam iktisadını yeniden düşünmek (Rethinking of Islamic Finance) kavramı literatürde, üstelik bu alanda en çok çalışmanın gerçekleştiği Malezya’da, yer ediyorsa oturup tekrar bir düşünmek, tefekkür etmek sonrasında da buna hareketi eklemek gerekli olabilir.