Şükrü Çağrı Çelik
Bu haftayı finans piyasasındaki ciddi dalgalanmalarla ve kriz korkusuyla geçirdik. Pazartesi günü ABD’de yaşanan olaylar kimilerince kara pazartesini andıran birtakım gelişmelerdi. New York Borsası endekslerinde sert oynaklıklar meydana geldi. Nitekim geçen hafta cuma gününde başlayan aşağı yönlü seyir kısa sürede Dow Jones Sanayi ve Standard & Poor’s 500 endekslerinin bu sene başından elde ettikleri tüm kazançları birkaç gün içinde kaybetti. Hafta başındaki kayıplar ortalama %4 civarındaydı. ABD’de yaşanan bu gelişmeler kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Özellikle Asya borsalarında bu kayıpların daha yüksek gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Ardından dünya piyasasında kısmi bir toparlanma ve tekrar bir düşüş yaşandı. Örneğin ABD S&P 500 endeksinin son bir haftalık gelişimini grafikte görebiliriz. Örnekleri çoğaltmak mümkün ama diğer borsalarda da benzer dalgalanmalar yaşandığı için ve amacımızı da saptırmamak adına sadece bir tanesinin grafiği yazıda yer alıyor.
Kaynak: İnvesting.com
Borsa’da yaşanan bu gelişmeleri başta bitcoin olmak üzere kripto paraların birçoğunda önemli miktarda düşüşler takip etti. Bunun yanı sıra VIX korku endeksi bir anda 40 seviyelerine çıktı.
Bu korku endeksleri yatırımcıların risk alma iştahını gösteriyor. Krizler sırasında bu endekslerde ciddi sıçrayışlar meydana geliyor.((Fatih Özatay 27.9.2017, https://www.dunya.com/kose-yazisi/balonlar-buyuyor-mu/383358, (Erişim Tarihi: 09.02.2018) ))
Yaşananları Ekim 1987’deki kara pazartesine benzeten yazarlar da vardı.(( Yaşar Erdinç, 06.02.2018 https://www.bilgeyatirimci.com/2018/02/06/black-monday-kara-pazartesi/, (Erişim Tarihi: 09.02.2018) )) Bir anda akıllara son yaşanan 2008 küresel krizi geldi. Peki bu yaşanılanların nedeni nedir?
Medya ve internette yayımlanan haberler ve köşe yazılarında son yaşanan gelişmelerin nedenine dair birtakım teoriler ortaya kondu. Şahsi kanaatim, anlatılanların bardağı taşıran son damlalar olduğu yönünde. Peki sorun gerçekte nerede?
Bana göre sorunun asıl kaynağı iki türlü olarak sınıflandırabiliriz. Aşırı likitide kaynaklı yaşanan sorunlar ve emeksiz yemek yeme güdüsü.
Sorunun ilk kaynağı aşırı likitide kaynaklı şişen fiyatlar. Küresel kriz sonrası Merkez Bankaları piyasaya çok büyük miktarda para sürdü. Bunun sonucunda özellikle gelişmekte olan ülkelere ciddi miktarda sıcak para girdi. Bu aşırı likitide birçok varlıkta balon oluşturdu. Özellikle borsalarda fiyatların yükseldiğini görüyoruz. ABD’de toparlanmayla beraber Merkez Bankalarının yavaş yavaş geniş para politikalarından vazgeçmesi sistemi riskli kılmakta. Hatta Merkez Bankalarının önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planladığı bilanço küçültme hamleleriyle beraber birçok ülke açısından sıkıntılı bir dönemin bizleri bekleyeceğini söyleyebiliriz.
Bir diğer neden ise emeksiz yemek yeme güdüsü. İnsanoğlu açgözlü şekilde reel karşılığı olmayan işlemler yapıyor. Hatırlanacağı üzere son krizde de buna benzer türev menkul kıymetler kaynaklı sorunlar nedeniyle çıkıp bütün dünyayı etkilemişti. (Bu arada yeri gelmişken belirteyim krize yol açan finans kurumlarının kriz sonrası daha güçlü çıktığını unutmamak gerekiyor, bu durum her zaman yeni bir risk barındırıyor)
Genel olarak finans piyasasında gözlemlenen bu güdü (şikâyetim insanların para kazanma güdüsünde değil bunu emeksiz şekilde yapmak istemelerinde) şimdi ise kripto paralarda karşımıza çıkıyor.
Lale krizinden bu yana en büyük çılgınlık olarak nitelendirebileceğimiz bitcoin ve diğer kripto paraların bu kadar revaçta olması beni hayrete düşürüyor. Kripto para kavramına karşı değilim ve de geleceğin parasının bu olabileceğini düşünüyorum. Ama günümüz kripto paralarının birçoğu bir kaos ortamında gelişimini sürdürüyor. Kısa sürelerde çok yüksek oynaklıkların yaşandığı bu paralara olan talep, büyük oranda az emek çok kazanç hayaliyle spekülasyon amaçlı yapılıyor. (Manipülasyonla karıştırılmasın)
Artan teknoloji ile bu paraların avantajlarını yadsıyamayız. Lakin karşılığında bir emek, arz, üretim olmadan çıkan para sorun oluşturur. Burada Gazali’nin para hakkındaki görüşünün bize ışık tutacağını düşünüyorum. Gazali’ye göre para eşyanın aynadaki görüntüsü gibidir. Bu kadar çok spekülasyonun olduğu ortamda yapılan işlemlerin neredeyse reel piyasada hiç karşılığı yok.
Sözün özü bu iki davranışla hareket eden insanların ekonomileri yeni bir krize sürüklemesi içten bile değil. Mahfi Eğilmez(( Mahfi Eğilmez, 06.02.2018 http://www.mahfiegilmez.com/2018/02/piyasalar-karst.html, (Erişim Tarihi: 09.02.2018) )) bu haftada yaşanan olaylardan da görüleceği gibi 2018 yılının bu tarz dalgalanmaların çok yaşanacağı bir yıl olacağını öngörüyor.
Tüm bunların yanında ekonomik gelişmelerin yanında siyasi gelişmelerde yeni bir küresel krizi meydana getirebilir potansiyelde. Avrupa’da aşırı uçlu partilerin artan desteği, ABD’de Trump, Kuzey Kore’de Kim Jong-Un’un takındığı tavırlar ve Türkiye olarak güney sınırımızda yaşanan gelişmeler siyasal belirsizliklerin daha da büyümesine neden oluyor.
Önümüzdeki günlerin bize neler getireceğini bekleyip göreceğiz. 2008 Küresel Krizi sonrası kapitalist ekonomik düzenin tıkandığına yönelik bir inanış başlayıp farklı alternatifler arayışlar gündeme gelmişti. Yine bu dönemde toplumda İslam İktisadına bir yöneliş olduğunu söyleyebiliriz (Burada İslam İktisadı kapitalist ekonomik düzenin bir alternatifidir anlamı çıkarılmasın, İslam İktisadını alternatif ikincil bir sistem görmek yanlıştır). Fakat mevcut düzen bir şekilde yoluna devam etmişti. Olası yeni bir kriz bu tarz arayışların tekrardan ciddi boyutta tartışılmasına yol açacaktır. Burada kritik soru şu:
İslam İktisadı çalışmaları (teori ve pratikte) bu yeni döneme hazır mı?