Ahmet Ulusoy
Darbe girişimi öncesi son yazımızda (15 Temmuz 2016) negatif faiz politikasını değerlendirmiş ve zekatla buluştukları noktayı belirtmeyi bir sonraki yazıya bıraktığımızı söylemiştik. Bugünkü yazımızda kaldığımız yerden devam ederek negatif faizin zekatla ilişkisini inceleyen önceki yazıyı tamamlayalım.
**
Negatif faizle ilgili yazımızda dünya ekonomisinin ¾’ünün negatif faiz bölgesinde yer aldığına, uygulamanın arkasında yatan temel etkenin yaygın durgunluk olduğuna değinmiştik.
Yine negatif faizin ticari bankaların parasını merkez bankalarında tutması karşılığında faiz geliri elde etme yerine faiz ödemesi (depolama karşılığı) gerektiren bir uygulama olduğunu belirtmiştik.
**
Teoride negatif faizin şirket ve hane halkı kredi faizlerini düşürmesi gerekirken uygulamada pek düşürmemiş.
Negatif faizlerin batık kredilerden daha az maliyetli olacağı düşüncesiyle bankalar hala kredi verme noktasında isteksiz davranıyor.
Avrupa bankaları negatif faizi mevduat sahiplerine yansıtmamış, kar marjlarını düşük tutarak bu maliyeti karşılamıştır.
Joseps Stiglitz, konuyla ilgili bir makalesinde küresel krizden bu yana yanlış politikalarla ekonomilerin tedaviye çalışıldığını, uygulanan negatif faizlerin de yatırımları artırmadığını, özellikle KOBİ’lerin kullandığı kredilerde de bir değişme olmadığını belirtiyor.
Yen ve Euro’da ki gelişmeler dikkate alındığında negatif faizin kurlar üzerinde istenilen (değeri azaltıcı) bir etki yapmadığı da görülmektedir.
**
Özellikle Euro alanı ülkelerinde ve Japonya’da negatif faiz ve diğer uygulamalarla piyasaların canlanması ve enflasyonun yüzde 2 sınırına yaklaşması için para politikası olabildiğince gevşetilmiş, ama sonuç yok.
Yani, para politikalarıyla parayı piyasaya sürme (özellikle bankalara transfer etme) pek işe yaramamış.
Zaten faizlerin en dip seviyede olduğu (Finansçı Bill Gross tahvil faizlerinin son 500 yılın en düşük seviyesinde olduğunu söylemiş) bir ortamda negatif faizin bankaları daha riskli yatırımlara yönelttiği ve finansal balonu şişirdiği dillendiriliyor (özellikle AB ülkelerinde nurtopu gibi bir yeni ekonomik kriz beklentisi oluşmaya başladığı müjdesini (!) de verelim).
**
Negatif faizin de para politikasının etkinsizliğine çare olması zor görünüyor.
İş yine maliye politikasına düşüyor.
Hükümetler, kamu harcaması yoluyla çevreye duyarlı yenilenebilir enerji, enerji tasarruf edici teknoloji, inşaat sektörü, ulaşım alt yapısını iyileştirme, vergi indirimleri, özel sektör yatırımlarını teşvik eden, ar-ge ve inovasyon odaklı yatırımlar ile (maliye politikaları) büyümeyi artırıp işsizliği önleyecek talep artışını daha kolay harekete geçirecektir.
**
Negatif faizden beklenen, iç talebi (tüketim ve yatırımları) canlandırmasıdır.
Negatif faizden beklenen etkinin bir benzerini İslam dininin temel müesseselerinden olan zekatın gördüğüne de değinmek gerekiyor.
**
Bilindiği gibi zekat bir servet vergisi ve genel olarak yüzde 2.5 (1/40) olarak uygulanıyor.
Zekatın sosyal ve diğer işlevlerinin yanında bir o kadar da önemli olan ekonomiyi yönlendirme etkisi vardır.
İslam inancında zekata fakirlerin (ihtiyaç sahiplerinin) hakkı olarak bakılmakta ve gerekirse zorla (vergi gibi) alınabileceği belirtilmektedir.
**
İslam dini iktisadi canlılık getirme, işsizlikle mücadele etme, piyasadaki durgunluğu giderme, zordaki esnafın işlerini çevirebilme rolü için paranın hareketlenmesini, saklandığı yerden özgürce dolaşmasını öngören argümanlar geliştirmiştir.
Bu argümanlardan en önemlisi nisaba (belirli bir zenginlik değerine) ulaşıldığında nakit paranın her sene zekatının verilmesinin farz kılınmasıdır.
Paranın stoklanmasına karşı yapılan en önemli hamledir bu.
Yüzde 2.5 olarak belirlenen zekat insanı kazanmaya, parasını gelir sağlayacak şekilde harcamaya (yatırıma) teşvik etmektedir.
Aksi takdirde zekat serveti yiyip bitirecektir.
**
Yüzde 2.5 zekata karşılık en yüksek negatif faiz uygulayan İsviçre’deki oran yüzde -1.5 dur.
Negatif faizde amaçlanan, ekonomik aktiviteleri canlandırmaktır (durgunluğa karşı).
İslam dini ise zekatla bir yandan sosyal adaleti sağlamaya çalışırken, diğer yandan ticaret hacmini genişletmeyi amaçlamaktadır.
Zekat müessesiyle, İslam dini, dünyanın deneme yanılmayla ulaştığı deflasyonu önleme (genişletici politikalar-negatif faiz gibi), parayı gerçek amacı doğrultusunda kullanma politikalarını asırlar öncesinde uygulamıştır.
Bakalım kapitalist sistem zamanla İslam ekonomisinin hangi alanlarını, kurumlarını-uygulamalarını yeni bir keşif/politika gibi dünyaya sunmaya devam edecek.
Kaynak: http://www.yenisafak.com/yazarlar/ahmetulusoy/negatif-faizin-zekatla-bulumas%C4%B1-2-2030911