“Petrol fiyatları savaşı” ve pandeminin üst üste binen dinamikleri bölgesel yansımaları açısından yakından takip edilmeli. Salgın üretim sektörlerinde emsali görülmemiş bir durgunluğa sebep oldu ve Çin’in temposu düşmek bilmeyen üretimini kesintiye uğrattı ki dünyanın geri kalanı da aynı durumu takip etmek durumunda kaldı. Bu durum petrole olan talepte dramatik bir düşüş olacağı anlamına geliyor. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) petrol fiyatlarını korumak için arz kesintisi yapma önerisi Rusya tarafından geri çevrildi ve böylece üç yıllık OPEC+ ittifakının çökmesiyle “petrol fiyatları savaşı” başladı.

Yaşananlar neticesinde Suudi Arabistan kendi pazar payını genişletmeye yönelik bir stratejiyle üretimini arttırdı. Ancak petrolün şu anki düşük fiyatı (varil başına 20 dolar civarı) Suudi Arabistan’ın kendi bütçesinde denge sağlaması için gerekli miktarın (82 dolar) oldukça altında. Riyad ayrıca Hac ve Umre’den sağlanan gelirlere de büyük ölçüde bağımlı durumda fakat bunların ikisi de pandemi sebebiyle muhtemelen ciddi şekilde etkilenecek. Bu durum, Suudi Arabistan’ı finansal plânlarını gözden geçirmeye zorluyor.

Döviz rezervleri Suudi Arabistan’ın mevcut krizin kısa ve orta vadedeki etkilerini gidermesini sağlayacaktır ancak uzun vadeli etkiler oldukça kritik ve hem toplumsal hem de siyasal düzeyde istikrarı bozma potansiyeli taşıyor. Vizyon 2030 programı, Suudi Arabistan’ın pürüzsüz bir şekilde reformları uygulamaya geçireceği ve gerçekleşmesi tahmin edilen küresel ölçekteki talep düşüşünden önce petrole olan bağımlılığını azaltacağı bir on yıla sahip olacağı fikri üzerine kuruluydu. Pürüzsüz bir geçiş süreci, Suudi Arabistan’daki toplumsal sözleşmenin aniden bozulmaması için çok önemli. Ancak kriz öncesinde dahi hedeflerine ulaşmakta zorlanan Vizyon 2030 şimdi ciddi meydan okumalarla karşı karşıya. Petrol fiyatlarına dair savaştan dolayı oluşacak bütçe açığı, Suudi Arabistan’ı reform plânları, Yemen’deki maliyetli savaş ve genel olarak dış politika konularına ilişkin ciddi kararlar almaya zorlayacak. Reform plânlarını kurtarmak için kendi içine yönelmesiyle birlikte, Suudi yönetiminin dış politikada daha az agresif olmasını bekleyebiliriz. Ancak bu durum Yemen’deki savaşa son vermek için Husilerle bir anlaşma müzakere edebilme kabiliyetlerine son derece bağlı olacak.

Petrol fiyatlarının yıl sonunda kısmen yükseleceği iyimser bir senaryoda dahi bu fiyatların gelecekteki durumuna ilişkin şüpheler zaten büyük kayıplar yaşayan Aramco’nun hisselerini etkileyecek. Benzer bir şekilde, mevcut küresel ekonomik daralma, Suudi ekonomisinin istikrarına yönelik şüpheler ve Suudi karar alma mekanizmalarının pervasızlığı, Vizyon 2030 için çok önemli olan yabancı yatırımları uzaklaştıracaktır.