Türkler, 700 yıl önce Anadolu’nun kuzey-batı ucunda küçk bir beylikten hareketle, tarihin bildiği az sayıdaki büyük siyasi yapılardan birini oluşturdular. Osmanlı devleti, hakim olduğu coğrafyanın genişliği, kontrol altına aldığı kültürlerin çeşitliliği, kapsadığı zaman diliminin uzunluğu ile yalnız Türk ve İslam tarihinde değil, aynı zamanda Dünya tarihinde de müstesna mevkii ile dikkati çeken bir büyük tecrübedir.
Bu tecrübenin mimarları ona “Devlet-i Aliyye-i Ebed-müddet” yani edebiyen yaşayacak yüce devlet adını vermişlerdi. Oluşturdukları devlete bu adı sadece bir temenni olarak mı düşünüyorlardı, yoksa dayandıkları gerekçeleri de var mı idi? Osmanlı tarihçiliğinin esas meselesi bu sorunun cevabını bulmaktır. Bu cevabın ekonomi ile alakalı olanlarını araştırmanın da iktisat tarihinin temel meselesi olduğunu düşünen Mehmet Genç’in sorduğu ve cevaplandırmaya çalıştığı sorular şunlardır:
Osmanlılar ekonomiye nasıl bakıyorladı? Belirli bir iktisadi dünya görüşleri var mı idi? Bu alanda neler yaptılar, neler yapmadılar?
Bunları araştırdı ve buradan hareketle Osmanlıların kendilerine verdikleri iddialı adın dayanaklarını teşhise çalıştı. Çeyrek yüzyıllık çalışmasının sonuçları bu kitapdadır.
Çağımızın en büyük tarihçilerinden birinin çeyrek yüzyıl boyunca yaptığı araştırmaların muhassalası…
“Osmanlı yükselme ve gerilemesinin ekonomik sebepleri ne idi? Cevaplar bu kitapta… (Taha AKYOL)
“Sual sahibi bir kitap… Multidisipliner bakış açısının hâkimiyeti kendisini hemen hissettiriyor ve esere çok başka bir kıymet boyutu ilave ediyor. (Ahmet Turan ALKAN)
“Son iki yüz yıllık sosyal ve ekonomik dönüşümü, herhangi bir Batı merkezli tarih telakkisine ve bundan üretilen soyut modellere başvurmadan kendi geliştirdiği kavramlarla açıklayan bir eser. (Dr. Erol ÖZVAR )
“Çok tartışılması gereken yanlara sahip bir yapıt… (Dr. Hasan Bülent KAHRAMAN)
“Genç Mehmet bir gün umumi kanaate taban tabana zıt bir yaklaşımla sersemletiyor insanı. (Mustafa ARMAĞAN)
“Okuyun… Ve kitleleri değil, yaptığı işin asaletini düşünen büyük bir ustanın tarihe nasıl kayıt düştüğünü gözlerinizle görün. (Dücane CÜNDİOĞLU)
“İlim dünyamızın yüz akı sayılabilecek… Özün özü bir eser. (Mehmed NİYAZİ)