Anasayfa Analiz İslami Finans Sektörünün Güvenini ve Verimliliğini Artıracak Şeffaflık İhtiyacı

İslami Finans Sektörünün Güvenini ve Verimliliğini Artıracak Şeffaflık İhtiyacı

by

İslami finans, temel imkânlardan yoksun olanları gözetirken ticari işlemler ve özkaynaklardaki adaleti ve şeffaflığı tesis eden etik ve sosyal açıdan sorumlu ticari teamüller tarafından desteklenmektedir.

İslami finans sektöründe çoğunlukla İslami bankalar kendi kaynaklarını aktarmakta ve 2,5 trilyon dolara kadar büyümesi beklenen pazar dilimindeki işletmeleri desteklemektedir.

Daha kapsamlı amaçların gerçekleştirilmesinde kullanılan araçlarsa Şeriat yönergeleri olarak bilinmektedir.

Şeriat kurulları genellikle Şeriat uyumlu işletmeleri ve finansal ürünleri onaylar. Bu kurullar, İslami bankacılıktaki rolleri banka işlemlerinin ve ürünlerinin İslami emirlere uygun olduğunu göstermek olan ikinci yönetim kademeleridir.

Bu kurullar, İslam hukuku alanında uzman Şeriat alimlerinden oluşur. Bu sektörün ilerlemesinde önemli rol oynasalar da bu rolleri aynı zamanda çalışmalarını skandal haline getiren olayları da ortaya çıkarmıştır.

İslami finans kurumlarının Şeriat kurullarında yer alan bu din alimleri hizmetlerine karşılık hatırı sayılır ve ekonomik açıdan geniş ücretler kazanmaktadır.

Bu ücretler ve Şeriat kurullarındaki sınırlı sayıdaki alim, hem alimler hem de İslami finans endüstrisinin işleyişi ve bütünlüğü açısından çeşitli kurumsal yönetim sorunlarını ortaya çıkarmaktadır.

Söz konusu sorunlar şunlardır:

  • Çıkar çatışması: Allah’a olan yükümlülükleri ile özel çıkar arayışı arasında nasıl bir denge kuruyorlar,
  • Manevi zarar: kendi çevreleri ve/veya diğer kurumsal seçkinler arasında bir çevre oluştururken Şeriata uyum sağlamak için ne kadar ciddiyetle çalışıyorlar,
  • Şeriata uygunluktan taviz verildiği ters seçim problemleri.

Bu sorunlar, şahsi kiralarını maksimize ederken onların güvene dayalı rollerini bir kenara bırakmaktan kaçınmalarına, rakip piyasa güçleri arasında bilgi sızıntısına, din alimleri arasında olduğu kadar şirketlerin yöneticileri arasında da gizli anlaşmalara ve belirlenen kurallara uymayan ürünlerin/hizmetlerin onaylandığı olası ters seçim problemlerine neden olabilmektedir.

İyi düşünecek olursak, söz konusu din alimleri, standardizasyonun hâlâ gelişmekte olduğu sektörde zor koşullara rağmen ellerinden gelenin en iyisini yaparken kendilerine aşırı yüklendikleri için methediliyorlar.

Ama belki de din alimleri, en iyi ihtimalle belirsizliklerle dolu ve en kötü ihtimalle ihtilaflı olan bir piyasada utanmazca ellerine geçen fırsatları değerlendiriyorlar. Bu durum, bankalardaki yöneticilerin ürünlerini Şeriata uygunluk rozeti ile damgalamak için alimlerle gizlice anlaşma yaptığı ve daha sonra yapılan hizmet için cömertçe ödeme yaptıkları bir süreçle örneklendirilebilir.

Araştırma Çalışması

Yöneticiyle din alimi arasındaki gizli anlaşmayı incelemek üzere Plymouth Üniversitesinden araştırmacılar, homojen ve temsili bir örneklem seçmek için Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi (KİK) bölgesindeki yaklaşık 50 İslami bankanın yönetim kurulundaki önde gelen din alimlerini araştırdılar.

Çalışmaları, İslami bankaların Şeriat yönetim kurulundaki neredeyse her ikinci koltuğun önde gelen 20 din aliminden biri tarafından doldurulduğunu ortaya koyuyor.

Şeriat bankalarındaki bu alim yoğunluğunu “Şeriat Alimi Yerleştirme” (ŞAY) olarak adlandırıyorlar ve bunun İslami bankalara özgü olduğunu belirtiyorlar.

Din alimlerinin yüksek yoğunluğu, Müslüman müşterileri memnun etmek için kullanılıyor olabilir.

Gizli anlaşmanın aksindeki görüş, ikisi arasındaki ilişkinin dikkatli bir şekilde incelenmesini gerektiriyor. Bunu yapmak için Plymouth Üniversitesi araştırmacıları, KİK bölgesindeki İslami bankaların vekalet maliyetiyle ŞAY arasındaki ilişkiyi incelemişler.

Buldukları sonuçlar, Şeriat kurullarında önde gelen din alimi oranının artmasıyla vekalet maliyetlerinin de artma eğiliminde olduğunu gösteriyor.  (Bu çalışma Economics Letters dergisinde yayımlanacaktır.)

Araştırmacılar, İslami bankalardaki temsilcilerin kendi seçtikleri din alimleri aracılığıyla gündemlerini takip etmeleri için açık bir alanın olduğu sonucuna varıyor.

Araştırmacıların çıkarımları, iç yönetişim mekanizması verimli olduğunda yöneticilerin hissedar olmayan dış paydaşları imkân dahilinde kendi çıkarları için kullandıkları fikrini desteklemektedir.

Çalışma, şirketlerin yönetim kurullarındaki bağımsız yönetim kurulu üyelerinin sayısı ile iç mekanizmanın etkisini ölçmekte ve buldukları sonuçlar, çalışmadaki İslami bankaların yönetim kurullarında bağımsız yönetim kurulu üyelerinin artmasıyla vekalet maliyetlerinin düşme eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Yine de kritik sorular İslami bankalarda Şeriat kurullarının düzenlendiği sağduyulu ve etik yönlerle ilgili.

Plymouth araştırmacılarının kanıtları her iki tarafın da bu belirsiz durumu kendi çıkarı için kullandığını açıkça gösteriyor. Bu durum, büyümenin yanı sıra güveni korumak için İslami bankacılık sektöründe daha fazla dikkatle incelenmeyi ve açıklığı gerektiriyor.

Aksi takdirde sektör; şeffaflığın olmamasına, maddi ve dini çıkar gözetme rollerine sahip kilit paydaşların kendi varlığını sürdürme eğilimlerine dair endişeler arasında küçülebilir.

İslami bankaların karşılayabileceği güveni artırmaya yönelik bir başka önemli tedbir ise yöneticilerin ve din alimlerinin ücret paketlerini ve kazançlarını açık ve şeffaf bir şekilde sunan uygulamalar benimsemektir.

Bu, Şeriat kurulu toplantılarının sıklığına ilişkin ayrıntıları, din alimlerine onaylamaları için gönderilen sözleşmelerin sayısını, türünü ve karmaşıklığını ve KİK bölgesindeki İslami bankalarda pek çok Şeriat kurulu koltuğunu işgal ettikleri için sınırlarını göz önünde bulundurarak din alimlerinin rollerine ilişkin durum tespitini içermelidir.

Tüm bu ayrıntılar İslami bankalarda daha iyi bir yönetim düzeni geliştirmek için yönetim ve uyum yöntemlerinin dikkatle incelenmesini geliştirecektir. Böylece yöneticilerin ya da mal sahiplerinin din alimleriyle gizlice anlaşma yapabilecekleri ortamın oluşması engellenmiş olur.

Üstelik bu, açıklık ve birçok müşterinin bankalarda aradığı müşterilerin inanç ve etik değerleriyle tutarlıdır.

islamiktisadi.net için çeviri: Dilanur Kantoğlu

Kaynak: The Express Tribune

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun