Bugünlerde Gazze çok zor günlerden geçiyor. İnsanlar maalesef açlıktan ölüyor. Gıda yardımları yapıldığı esnada üzerlerine ateş açılıyor. Birkaç kilo un için insanları birbirine düşürüyorlar. Masum insanlar açlık bir yana hastalıklardan, silahlardan ve bombalardan dolayı yaşamını yitiriyor. Ve maalesef en çok da çocukların görüntüleri yürek acıtıyor. Bir deri bir kemik kalmış, iskeletleri sayılan çocuklar ölüyor. Bir toplum göz göre dünyanın gözü önünde perişan olmuş durumda. İnsanların evleri yok oldu. Kimisinin annesi, kimisinin babası, kimisinin kardeşi, kimisinin çocuğu yaşamını yitirdi. İnsanlar maalesef kapana sıkışmış durumda. Dışarı çıkamıyorlar çünkü bir abluka söz konusu. İçeriye de yardımlar gelmiyor. Sığınaklar, güvenli bölgeler, ibadethaneler ve hastanelerde bile can tehlikesi devam ediyor. Herkes perişan halde. Bir baba olarak o insanların yaşadıklarını düşündükçe çaresizliği sonuna kadar hissediyorum. 2025 yılında soykırıma şahit oluyoruz. Buna soykırım denilir mi bilmiyorum. Soykırımın da ötesinde bir felaket yaşanıyor. İnsanlar işkenceye maruz kalıyorlar. O kadim ve kutsal topraklar tarihin en kötü dönemlerinden birine tanık oluyor.
Ve bizler sessiziz. Kimseyi suçlamıyorum. Ama maalesef yeteri kadar toplumsal bir tepki de koyamadığımızı düşünüyorum. İspanya, İrlanda ve diğer birçok ülkedeki vicdan sahibi insanları görünce daha da utanıyorum. Hala birçok ülkede insanlar yaşananları kabullenemeyip, en azından gösteri yapıyor. Çünkü ellerinden o kadarı geliyor. Biz toplum olarak üzerimize düşeni yeteri kadar yaptık mı emin değilim. Bundan birkaç ay önce İsmini vermeyeceğim bir şehirde Filistin için yapılan bir yürüyüşte 50 kişinin ancak toplandığını görmüştüm. Gösteri yapmakla sorun çözülüyor mu? Hayır ama safları sıklaştırmaya ve bir farkındalık oluşturmak için böyle organizasyonlara ihtiyaç var ( bu konuda ülkemizde iyi örnekler de var karamsar olmamak lazım). Bu iş siyaset üstü bir mesele. Zaten birçok ülkede bu duruma böyle bakılıyor. Bizde toplumsal bir duruş sergilendiğini düşünmüyorum.
Bu savaş bitse bile, siyonizme karşı duruş sergilemek hem insan olmanın bir gereği hem de bir milli güvenlik meselesi. Yahudiler ya da İsrailliler demiyorum. Çünkü onların içinde de vicdan sahibi insanlar olduğunu biliyorum. Ama siyonizm ve onu destekleyen İsrail hükümetine karşı ulusal bir tepki koymamız şart.
Yaşanan zulme yönelik en etkili tepkilerden biri siyonizme destek olan şirketlerin boykot edilmesi. Boykot meselesini artık hiç duymaz olduk ya da eski popülaritesi azalmış gibi hissediyorum. Geçen gün boykot edilen meşhur markaların yanında, boykotlu ürünlere alternatif gazlı içecek satan evime yakın bir mahalle bakkalının, alternatif ürünleri artık getirmeyeceğini öğrendim. İşte o an derin bir üzüntü ve hayal kırıklığı yaşadım. Yine birkaç ay önce eşim ve kızımla gittiğim bir şehrin, şehir merkezinde yaklaşık on beş-yirmi dakika boyunca hem marketlerde hem de restoranlarda boykot listesinde olmayan bir su bulamadım. Bunlar belki de benim karşılaştığım münferit olaylardır bilmiyorum. Ama bu yaşananlar bir hayli canımı sıktı.
Mikro ölçekte biz ne yapabiliriz? Açıkçası şöyle bir canlanmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Boykot konusunda bilinç uyandırmak için çok başarılı bazı siteler ve hesaplar var. Unuttuklarım için özür dilemekle birlikte, mesela internet aramalarında ilk sırada gelen bazı siteler şunlar (hiçbirinin sahiplerini tanımıyorum, sayfaları yönetenlerin siyasi ve dini görüşünü bilmiyorum):
- https://boykotdedektifi.org/
- https://boykoturunleri.com.tr/
- https://boykothareketi.com/
- https://www.boykot.co/
- https://www.satmiyoruz.com/
- https://www.instagram.com/yerlivekaliteli/
- https://www.instagram.com/boykot.dedektoru/
- https://www.instagram.com/_boycoott_/
- https://www.instagram.com/temizcanta/
- https://www.instagram.com/temizrecete/
- https://www.instagram.com/yenideneczacilik/
Ama gördüğüm kadarıyla bu sitelerdeki uygulamaların yanında yeni bir yönteme daha ihtiyacımız var. İnsanlar bireysel olarak belirli ürün ve markaları boykot ediyor, hiç boykotlu ürün satmayan işletmeler var. Ama özellikle su, gıda, yemek gibi bazı alanlarda gittiğimiz bazı market ve restorantlar bize farklı bir alternatif sunmuyor. İlla belirli markanın kolası veriliyor. Çünkü o marka en ucuz maliyetten restoranta ürününü sunuyor. Üstüne buzdolabı koyuyor. Üstüne suları da bedava veriyor. Marketleri ve restoranları suçlamıyorum, bazısı bu ürünleri satmaya mecbur kalıyor olabilir. Anlaşılan o ki bazı satıcılar boykot listesinde olmasına rağmen popüler markaları satmayı zorunda hissediyor. Bunun için herkesin kolaylıkla erişebileceği bir uygulama ya da bir web sayfası yapacak bir proje yapmayı öneriyorum.
Bu proje kapsamında esnafa önerim şu: Sen boykot listesindeki ürünü satıyorsun kabul, ama bana boykota alternatif ürün seçeneği de sun. Belki insanların bir kısmı bu durumda diğer markalardan alışveriş yapacaktır. Bu duruma vicdani olarak bakmasan bile en azından karlı bir yatırım olarak yaklaş ve alternatif ürünleri de satmaya başla. Boykotla ilgili farkındalık oluşturmaya çalışan siteler ve sosyal medya hesaplarına önerim de şu: Alternatif ürünleri satan market ve restoranları (bu ikisinden başlamak başlangıç için ideal olacaktır) il il sıralayalım ve haritalar üzerinden işaretleyelim. İnsanlar hiç bilmediği bir yerde bile bu market ve restoranlara ulaşacaktır. Bunun üstesinden gelemezsek il il tablo şeklinde basit bir şekilde de sunabiliriz. Bu konuda ben de elimden geleni yapmak istiyorum. Değerli okuyuculara önerim de şunlar: İlk olarak ısrarla alışveriş yaptığımız yerlerde boykot listesinde olmayan ürünleri soralım. Daha sonrasında ise bu proje ancak bir ekip işi olabilir. Yaşadığınız şehirlerdeki karşılaştığınız market ve restoranlarda boykot ürünlerine alternatif ürünler satanları bir link üzerinden paylaşacağımız form aracılığıyla bize gönderin (Sözü edilen form henüz oluşturulmamıştır, yeteri kadar gönüllüye ulaşabilirsek bu faaliyete geçecektir). Biz de ilgili sitelerle paylaşalım. Belki sonraki süreçte de denetim amaçlı gönüllülere ulaşabiliriz. Yine okuyucular arasında sürece herhangi bir şekilde katkıda bulunabilecek (site dizaynı, verilerin temizlenmesi, verilerin doğruluğunun kontrolü, denetim, marketlerle iletişim, toptancılarla konuşma, iletişim, duyuru ya da yeni fikirler) kişiler varsa gönüllüler bizimle iletişime geçebilir.
Bu fikrim romantik bir hayal mi yoksa gerçekten gerçekleştirilebilir bir uygulama mı? Bu projede gönüllü olarak katkıda bulunmak isteyenler varsa aşağıdaki linkteki formu doldurabilirler. Eğer gerçekleştirebilirsek ne mutlu, yeterli gönüllüye ulaşamazsak da en azından iyi niyetli bir deneme yapmış oluruz. Saygılarımla
https://forms.gle/DHQWMZ5Cj9mKJdbt9
* Şükrü Çağrı Çelik islamiktisadi.net için yazdı.