İslam İktisadı Perspektifinden Bir Değerlendirme
Serdar Özalp((İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku ABD Araştırma Görevlisi))
Günümüz finansal sistemini oluşturan en önemli unsurlardan birisi olan sermaye piyasası araçlarında yatırım, genel olarak düşük fiyattan alıp yüksek fiyattan satarak gelir elde etme ilkesine dayanmaktadır. Mal ve hizmet piyasasında olduğu gibi menkul kıymet piyasalarında da alım-satım işlemleri peşin olduğu kadar kredili şekilde de yapılabilmektedir. Borsalarda işlem yapan yatırımcılar, yapacakları işlemlerle ilgili özkaynaklarının yetersizliği sebebiyle çeşitli işlemlerde bekledikleri yüksek kârı elde edememektedirler. Bu nedenle yüksek kâr elde etmek için nakit kredi yöntemine başvurmaktadırlar. Menkul kıymet alım-satım işlemlerinde kişinin kredi kullanmak istemesinin diğer bir sebebi ise işlem anında kişinin elinde nakit veya menkul kıymetin bulunmaması ya da menkul kıymet bulunsa bile daha fazla kâr elde etmek gibi çeşitli sebeplerle bu menkul kıymetleri elden çıkarmak istememesidir. Bunun sonucu olarak menkul kıymet piyasalarında yatırımcı, iki şekilde borçlanabilmektedir. Birincisi, menkul kıymet satın alımında kullanmak üzere nakdî kredidir; ikincisi ise sahip olunmadığı halde satılmak istenen menkul kıymetlerin borçlanılarak yani ödünç alınarak temin edilmesidir.
Sermaye piyasalarında işleyen düşük fiyattan alıp, yüksek fiyata satarak kâr elde etme prensibi, açığa satış işlemlerinde ters şekilde işlemektedir. Şöyle ki, açığa satış işleminde kişi, fiyatının ileride düşeceğini tahmin ettiği menkul kıymetleri mülkiyetinde olmadan yüksek fiyattan satıp, düşük fiyattan tekrar geri alarak aradaki fiyat farkından kâr elde etmeyi hedeflemektedir. Bu şekilde sermaye piyasalarında ileride değerleneceği düşünülen menkul kıymetlere yatırım yapılarak kâr elde etme yoluna gidildiği gibi, açığa satış işlemiyle de değer kaybedeceği düşünülen menkul kıymetler üzerinde de kâr elde edilebilmektedir.
Borsada Açığa Satış İşleminin Meşruiyet Tartışmaları
Katılımcıların hisse senedi ve opsiyon ticaretini tartıştıkları sosyal haber ve tartışma sitesi olan Reddit’in bir alt grubu/forumu r/Wallstreetbets’te bir grup küçük yatırımcının başlattığı GameStop hisselerinin alımı kampanyasıyla açığa satış işlemi ciddi anlamda gündeme geldi. Elon Musk’ın Twitter üzerinden yapmış olduğu bir paylaşımla da açığa satış işleminin meşruiyeti tartışma konusu haline geldi. (Elon Musk’ın ilgili paylaşımı: “Sahip olmadığınız evleri satamazsınız, sahip olmadığınız otomobilleri satamazsınız ama sahip olmadığınız hisse senedini satabilirsiniz? ‘Shortlamak’ bir dolandırıcılık ve sadece körelmiş nedenlerden dolayı yasaldır.”). Dünyanın önemli birkaç fon şirketinden olan Melvin Capital ve diğer bazı büyük fon şirketleri, GameStop hisselerini açığa satarak kâr elde etmeyi planlamaktaydılar. GameStop fiziki olarak oyun ve ikinci el oyun konsolu satışı yapan bir şirkettir. Pandemi ile birlikte mağazalara müşterilerin gidememesi nedeniyle şirketin satışları azaldı ve bu da şirket bilançolarını olumsuz yönde etkiledi. Kötü gelen bilançolar sonrası hedge fonları, hisseden çıkmak için satış yapmaya başladı ve bu durum da şirketin hisselerinin değer kaybetmesine neden oldu. Pandemi ile birlikte dijitalleşme ve çevrimiçi satın alımlarının artması da şirketi olumsuz yönde etkiledi ve böylece şirketin iş hacmi azalmaya başladı. Bu gelişmeler üzerine büyük fon şirketleri GameStop’un batacağını düşünerek satış pozisyonu aldılar. Ancak r/Wallstreetbets’te yer alan bir grup küçük yatırımcı ise bazı gelişmelere dayanarak GameStop hisselerinin değerinde yükselme beklediklerini ve bu nedenle alım pozisyonuna geçtiklerini ifade ettiler. Bu durum büyük fon şirketleri ile küçük yatırımcılar arasında bir mücadeleye dönüştü. 19 Ocak’ta hedge fonlarından Citron Research’ün Twitter’dan hisseleri alanlara “enayi” demesiyle bu mücadele daha da büyüdü ve küçük yatırımcıların başlatmış olduğu alım kampanyası üzerine GameStop hisselerinde ciddi bir yükselme meydana geldi. GameStop hissesi uzun süredir 18-19 dolar seviyelerinde işlem görüyordu ancak 12 Ocak tarihinden itibaren ciddi bir kırılma yaşandı ve hisse fiyatları düzenli olarak yükselişe geçti. 400 dolar seviyesine kadar tırmanan hissede büyük fonlar zarar ederken küçük yatırımcıların bir kısmı da kâr elde etti. Elon Musk’ın da Twitter üzerinden r/Wallstreetbets grubuna destek vermesiyle birlikte GameStop hisselerini açığa satan büyük fon şirketleri ciddi anlamda zarara uğradılar. Şöyle ki, açığa satış yapan fonlar arasında bulunan Melvin Capital fon şirketinin 5 milyar dolar zarar ettiği iddia edilmektedir.
GameStop hisseleri üzerinden gündeme gelen açığa satışın işleyişine kısaca değinmekte fayda görmekteyiz. “Sahip olunmayan sermaye piyasası araçlarının satılmasını yahut satışa ilişkin emrin verilmesi” şeklinde tanımlanan (Sermaye Piyasası Araçlarının …,2003) açığa satış işleminde yatırımcı herhangi bir hissenin ileride fiyatının düşeceğini tahmin ettiğinde, açığa satış yoluyla bu durumdan kâr elde etmek ister. Bunun üzerine bu hisselere sahip olmadığı halde açığa satışta bulunur. Açığa sattıktan sonra bu hisseleri aracı kurumu vasıtasıyla ödünç/borç alır ve açığa satış işlemindeki yükümlülüğünü bu şekilde yerine getirmiş olur. Ardından hisse fiyatındaki beklediği düşüş gerçekleştiğinde borcunu kapatmak için açığa sattığı miktar kadar piyasadan satın alarak aradaki farktan kâr elde etmiş olur. Bir örnek üzerinden gösterecek olursak; sahibi olmadığı 100 adet X hissesini birim fiyatı 10 TL’den açığa satan kişi 1000 TL elde etmiş olur. Ardından açığa satış işleminden doğan yükümlülüğünü yerine getirmek için aracı kurum vasıtasıyla 100 adet X hissesini belli bir faiz karşılığında borçlanır. Daha sonra hisse fiyatı 4 TL’ye düştüğünde 100 adet X hissesini 400 TL’ye satın alır ve borcunu kapatmış olur. Burada işlem komisyonu ve borç faizini dışarıda bırakacak olursan mülkiyetinde olmadan 1000 TL’ye sattığı hisseleri düşük fiyattan 400 TL’ye satın alarak 600 TL’lik bir kâr elde etmiş olur.
Açığa satış işleminin piyasada likidite sağlaması ve fiyat etkinliğinde hareketi artırması gibi çeşitli olumlu katkılarının yanında manipülasyon ve yasak bir işlem olan içeriden öğrenenlerin ticaretine sebebiyet vermesi açısından olumsuz etkilerinin olduğu da ifade edilmiştir. Nitekim açığa satışın çeşitli dönemlerdeki krizlerin sebepleri arasında gösterilmiş olması işlemin olumsuz yönünün en büyük kanıtı olarak görülmektedir. Buna örnek olarak 1929 yılındaki Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan krizin ardından 1930 yılında açığa satış işleminin yasaklanmasını isteyen çeşitli konuşmaların olması verilebilir (Özalp, 2020:3). Yine 2008 ABD krizinin ardında da çeşitli hisselere açığa satış yasağı getirildiği bilinmektedir. Türkiyede’de SPK tarafından 16.10.2019, 28.02.2020 ve 02.03.2020 tarihli kararları ile açığa satış işlemini bir süre yasakladığı, 01.07.2020 tarihinde bu yasağı kaldırdığı bilinmektedir (Spk, 2021).
Açığa satış işlemlerinin piyasada çok artması durumunda sürü piyasası etkisi oluşturarak fiyatların normalin üzerinde düşmesine sebep olduğu ifade edilmiştir. Bu durum açığa satış işleminin manipülasyon için kullanılması anlamına gelmektedir (Yılmaz, 1996:85; Kulak, 2020:30). Nitekim kişi, açığa satış yöntemini kullanarak fiyatının düşmesini istediği hisse senetlerini büyük miktarda açığa satarak manipülatif bir harekette bulunmuş olmaktadır. Açığa satış işlemlerindeki temel amacın fiyatının düşmesi beklenen menkul kıymetler üzerinden gelir elde etmeye çalışmak olduğu için açığa satış işlemini gerçekleştirenler ilgili menkul kıymetleri piyasaya sürdüklerinde arz, pozisyonlarını kapatmak için satın aldıklarında ise talep oluşturmuş olurlar (Sevtap, 1991:2). Piyasaların düşüşe geçtiği ve bu yönde devam edeceği beklentisinin oluştuğu dönemde açığa satış işlemlerinin yapılması piyasanın düşüş eğilimini daha da hızlandıracağı ifade edilmiştir(Yılmaz, 1996:84-85; Karabacak, 2001:31-32).
Açığa satış işlemleriyle ilgili olumsuz diğer bir husus ise piyasada bulunan menkul kıymetlerin fiyatını yapay olarak düşürebilmesidir. Nitekim bu durum açığa satış yapanlar tarafından asılsız söylentilerle bir menkul kıymetin fiyatını aşağıya çekmek şeklinde olabilir. Bu durumda diğer yatırımcılar söz konusu menkul kıymeti satmaya çalışacaklar ve açığa satış işlemi yapanlar pozisyonlarını kapatıp haksız kazanç sağlayabileceklerdir (Karabacak, 2001:32).
Açığa satış işlemi manipülatif bir işlem özelliğini barındırmasının yanında içerden öğrenenlerin ticaretine (insider trading) sebep olmasından dolayı da eleştirilmiştir (Yılmaz, 1996: 87). Nitekim SPK tarafından yeni mevzuatta “bilgi suistimali” olarak kavramlaştırılan içeriden öğrenenlerin ticaretiyle ilgili bilgi verildikten sonra ceza olarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılabileceği” ifade edilmiştir (Sermaye Piyasası Araçlarının…, 2003). Bu anlamda içeriden öğrenenlerin ticaretinin açığa satış şeklinde yapılması, şirket hakkında olumsuz bilgilere sahip olan çalışanların/içeridekilerin şirketin hisselerini açığa satış ile satmaları durumunda ortaya çıkmaktadır (Aksoy, 2008:44-45). Bu şekilde haksız kazanç elde edilmesini engelleme amacıyla şirket yöneticilerinin, ortaklarının, çalışanlarının aynı şirketin hisselerini açığa satmaları yasaklanmakta, piyasanın yanlış bilgilendirilmesine engel olmak amacıyla belirli durumlarda kamuya açıklama yapma zorunluluğu getirilmektedir.
İslam Hukuku Açısından Açığa Satış İşlemi
Piyasa olumsuz denecek birçok etkisinin yanında İslam hukuku açısında da çeşitli problemleri bünyesinde barındırmaktadır. Açığa satış işleminin mantığını oluşturan mülkiyette olmayan menkul kıymetlerin satılması durumu İslam hukuku açısından yasaklanan bir işlemdir. Nitekim İslam hukukunda akde konu olan şeyin (ma‘kûd aleyh/mahallü’l-akd) satıcının mülkiyetinde olması şartı aranmaktadır. Dolayısıyla mülkiyette olmayan şeyin satılması İslam hukuku açısından yasaklanmış (bâtıl) bir işlem olarak görülmektedir (Özalp, 2020:77-92). İlgili menkul kıymetler henüz temin edilmeden aracı kurum tarafından açığa satış işleminin başlatılması zaten mülkiyette olmayan malın satımının en büyük göstergesidir. Kişi elinde olmayan menkul kıymeti açığa satmakta ve takas süresine kadar piyasadan tekrar satın alarak yahut aracı kurum veya Takasbank Ödünç Pay Piyasası (ÖPP) üzerinden borç alarak işlemi tamamlamaktadır. Bu durum işlemin temelini mülkiyette olmayan menkul kıymetlerin satımının oluşturduğunu göstermektedir.
İslam hukukunda kural olarak bir akitte başka bir akdin veya yapılan ilk akdin içeriğine (muktezasına) aykırı olacak şekilde taraflardan birisinin menfaatine olacak şekilde bir şartın yer alması caiz değildir. Ayrıca şayet borç karşılığında böyle bir durum şart koşulursa bir akitte iki akit yapılmasının yanı sıra burada elde edilen gelirin faiz/riba olacağı da ifade edilmiştir. Bu kapsamda açığa işleminin tamamlanması için Takasbank ÖPP’den ilgili menkul kıymetler temin edildiğinde menkul kıymetleri ihraç eden şirketin temettü ve rüçhan hakkı dağıtması halinde bu gelirin açığa satış yapan kişi tarafından menkul kıymetlerin asıl sahibine ödeneceğine dair şart koşulmaktadır (Özalp, 2020:62-64). Ödünç/borç (karz) çerçevesinde yapılan bir akit üzerine ödünç veren lehine olacak şekilde ve yapılan borç (karz) akdinin genel yapısına aykırı bu şartları içermesi İslam hukuku açısından işlemin mahzurlu olduğunu göstermektedir.
Bununla birlikte açığa satışı yapılan hisse senetleri aracı kurum vasıtasıyla ödünç alındığında, ödünç/borç işlemine karşılık belli miktarda faiz ödenmektedir. İslam hukukunda ilke olarak borç (karz) verene menfaat şartını içeren bir borç (karz) akdi câiz görülmemiştir. Açığa satış işleminde ödünç alınan hisselere karşılık ödenen ücretin faiz olması sebebiyle İslam hukukunda kesin olarak yasaklanmıştır. Açığa satış işlemi de bünyesinde bu tür bir faizi barındırması sebebiyle İslam hukuku açısından uygun olmayan (caiz olmayan) bir işlemdir (Özalp, 2020:115-120).
Sonuç
Menkul kıymet piyasalarında uygulanan ve kredili bir işlem olarak karşımıza çıkan açığa satış işlemi temelde sahibi olunmayan menkul kıymetlerin satımı şeklinde uygulanmaktadır. Günümüz piyasalarına etkisi bakımından çeşitli dönemlerde gündeme gelen açığa satış işlemi, son olarak GameStop şirketinin hisseleri üzerinden gündeme gelmiştir. Yukarıda da ele aldığımız üzere işlemin, piyasaya çeşitli yönleriyle olumsuz etkilerinin olduğu bilinmektedir. Gerek kriz dönemlerinde gerekse krizlerin etkisini azaltmak adına ilgili kuruluşlar tarafından işlemin kısıtlanması veya yasaklanması yoluna gidilmesi piyasalara olan olumsuz etkilerinin en büyük göstergesidir. Piyasa açısından yaptığımız bu değerlendirmenin yanında İslam hukuku açısında da birçok fıkhî problemi bünyesinde barındırmaktadır. Mülkiyette olmayan hisse senetlerinin satılması bunların başında gelmektedir. Bununla birlikte ÖPP üzerinden açığa satış işleminden doğan takas yükümlülüğünü yerine getirmek için ilgili hisse senetleri ödünç alındığında, ödünç (karz) akdinin yapısına aykırı olacak şekilde ödünç verenin lehine çeşitli şartlar içermesi de kural olarak İslam hukuku açısından yasaklanmış bir işlemdir. Ayrıca ilgili hisse senetleri aracı kurum vasıtasıyla ödünç alındığında, yapılan bu borç işlemine karşılık belli miktarda faiz ödenmektedir. Dolayısıyla belitmiş olduğumuz bu problemlerden dolayı açığa satış işlemi genel mahiyeti itibariyle İslam hukuku açısından mahzurlu bir işlem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bünyesinde birçok işlem ve uygulamayı barındıran borsa, İslam iktisadı çalışmaları için önemlidir. Nitekim bünyesinde pay, borçlanma araçları, vadeli işlem ve opsiyon, kıymetli madenler ve kıymetli taşlar piyasaları ile bu piyasalara ait birçok ürün ve sözleşmeyi barındırması bakımından borsa; İslam iktisadı çalışmaları için zengin bir yapıya sahiptir. Borsada uygulanan işlemler, hukukî bir zemine dayanmakla birlikte, bu işlemlerin uygulanışı, birçok fıkhî konuyu ve problemi beraberinde getirmektedir. Bu işlemlerden birisi olan açığa satış işlemi için de aynı durum söz konusudur. Bu çalışmanın yanı sıra, açığa satış işlemi dahilinde daha ayrıntılı bilgiye İktisat Yayınlarından çıkan açığa satış işleminin bir finansal ürün olarak fıkhî açıdan tahliline yoğunlaşan Borsada Açığa Satış: İslam Hukuku Açısından Bir Değerlendirme kitabından erişebilirsiniz.
KAYNAKÇA
Aksoy, M. (2008) Açığa Satış, Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri Türkiye ve Dünya Uygulamalarının Karşılaştırılması, (doktora tezi), Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Karabacak, S. (2001) Açığa Satış İşlemleri, Ankara: Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Yeterlik Etüdü.
Kulak, F. (2002). Menkul Kıymet Piyasalarında Açığa Satış ve Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri: Teori, Yasal Esaslar ve Muhasebeleştirilmesine Eleştirel Bir Yaklaşım, (Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü, İstanbul.
Özalp, S. (2020) Borsada açığa satış İslam hukuku açısından bir değerlendirme. İstanbul: İktisat Yayınları.
Sermaye Piyasası Araçlarının, Kredili Alım, Açığa Satış ve Ödünç Alma ve Verme İşlemleri Hakkında Tebliği. T.C. Resmi Gazete (25168, 14 Temmuz. 2003).
Sermaye Piyasası Araçlarının, Kredili Alım, Açığa Satış ve Ödünç Alma ve Verme İşlemleri Hakkında Tebliği. T.C. Resmi Gazete (6362, 14 Temmuz. 2003).
Sermaye Piyasası Kurulu Duyurular. (2021). Erişim Adresi https://www.spk.gov.tr/Duyuru/Goster/20200630/1
Taşkıran, S. (1991). Açığa Satış İşlemlerinin Düzenlenmesi, Ankara:Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Araştırma Raporu.
Yılmaz, C. (1996). Sermaye Piyasasında Kredili Menkul Kıymet Alımları, Açığa Satış ve Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri: Teori ve Türkiye Uygulaması, (Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü, İstanbul.