Restoranların, okulların ve otellerin kapanmasıyla birlikte Amerika’nın en büyük tarım üreticileri, artık satamadığı milyonlarca gıdayı çöpe atıyor.
Wisconsin ve Ohio eyaletlerinde çiftçiler satamadıkları binlerce litre taze sütü gübre çukurlarına ve kıyılara döküyor. Yine Idaho eyaletinde bir çiftçi satamadığı 1 milyon pound değerindeki soğanlarını gömmek için büyük hendekler kazdı. Güney Florida’da da traktörler olgunlaşmış sebzelerle dolu tarlaları sürüyor.
Ülkede yaşanan salgın sonrası marketlerdeki izdiham ile gündeme gelen ABD’de şimdi de çiftçiler salgının farklı bir etkisini gözler önüne seriyor. Şuandan itibaren satmalarının çok zor olduğunu düşündükleri on milyonlarca pound değerindeki yiyecek ve içecek, çöpe atılıyor.
Restoran okul ve otellerin kapanması, çiftçilerin mahsullerinin de yarısından fazlasını alıcısız bıraktı. İnsanların evlerinde kaldığı bu günlerde temel gıda maddelerine olan ihtiyaçta da artış söz konusu olsa da, bu artış restoran, otel ve okul gibi kurumların salgın öncesi taleplerini telafi etmekten oldukça uzak.
Çöpe atılan miktarlar ise gerçekten korkutucu seviyelere ulaştı. Ülkenin en büyük süt kooperatifi olan Dairy Farmers of America’nın açıklamasına göre çiftçilerin her gün 3.7 milyon galon taze sütü döktüğü tahmin ediliyor. Tek bir tavuk işlemcisi her hafta 750.000 yumurtayı çöpe atıyor.
Çiftçilerin çoğu ellerindeki fazla ürünleri gıda bankasına bağışladıklarını dile getirse de, bu bankaların alabileceği ürün kapasitesi, kolay bozulabilen süt ve sebze gibi ürünlerin fazlalık miktarının sadece bir kısmını oluşturuyor.
Meyve, sebze ve sütleri gıda bankalarına veya diğer ihtiyaç duyan kurumlara yönlendirmek, gelirlerinde ciddi azalma olan çiftçiler için oldukça maliyetli gözüküyor. Ayrıca çiftçiler, birçok uluslararası müşterinin de salgınla mücadele ettiği şu günlerde fazla yiyeceği ihraç etmenin pek de mümkün olmadığını söylüyorlar, bu durum yapılan ihracatı da kârsız hale getiriyor.
R.C.’nin sahibi Paul Allen, Güney Florida ve Georgia’daki çiftçilerin milyonlarca kilo fasulye ve lahanayı imha etmelerini “Büyük kırıklığı” şeklinde yorumladı.
Taze gıdaların devasa miktarda yok edilmesi – birçok Amerikalının maddi olarak acı çektiği ve milyonların aniden işsiz kaldığı bir dönemde – küresel bir salgının standartlarına göre bile özellikle distopik bir olay olarak önümüzde durmakta. Bu durum ayrıca virüsün neden olduğu ekonomik belirsizlik içerisinde tarım gibi ekonominin devasa sektörlerinin sürece hızla adapte edilip nasıl yönetilmesi gerektiği meselesinin de hayli zor olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu süreç içerisinde çiftçiler bir yandan da, bir sonraki hasat zamanında sürecin normale dönmesini umarak, yeniden ekim işlemlerini gerçekleştiriyor. Ancak sürecin bu şekilde devam etmesi durumunda, benzer senaryo tekrar yaşanabilir.
Kaynak: The New York Times