İKAM’ın yeni direktörü Dr. Sercan Karadoğan ile yakın zamanda gerçekleşen 9. İslam İktisadı Atölyesi ve 4. İslam İktisadı Ödülleri vesilesiyle İslam iktisadı alanına dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Hem alana dair konuştuğumuz hem de İKAM özelindeki faaliyetleri ve projeleri konuştuğumuz bu keyifli sohbeti siz okurlarımızın beğenisine sunuyoruz.
Hocam hoşgeldiniz, yakın zamanda başarılı bir atölye programı gerçekleştirdiniz. İKAM bunu sistematik olarak her yıl başarılı bir şekilde yapıyor ve hem Türkiye’den hem de dünyadan dikkate değer bir ilgi ve katılımın olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda İslam iktisadı atölyeleriyle hedeflenen nedir? Neden bunun her sene yapılmasını önemsiyorsunuz?
Teşekkürler davetiniz için. Önemli ve güzel bir soru. İKAM’ın düzenlediği İslam iktisadı atölyeleri, yeni inşa edilen bir alana bir tür zemin teşkil etmeyi hedeflemektedir. Şu anda biraz parçalı bir görüntü gösteren alandaki birikimi ve potansiyeli belli bir hedefe yönelterek bir İslam iktisatçıları ağı oluşturmak da bunun çıktılarından birisidir. Zira burada bir düşünsel ve pratik alanın inşası söz konusu. Bu yüzden bir sistematiğin olması ve birikimin de bu sistematikle oluşacağını inanıyoruz. Bu konuyu belki ileride araştırma kuruluşları bağlamında da açacağız ama bu noktada şunu söylemek isterim bir araştırma merkezinin temel amacı, mevcut bilgi müktesebatını geliştirmek ve yeni açılımlar üretilmesi için sistematik olarak ilgili konu başlıklarını ele almaktır. İKAM da atölyelerle buna katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Ödüller alanda çalışma yapan kurum ve kişilerin tanınırlığını ve bilinirliliğini sağlayarak, kenarda köşede kalmış çalışma ve araştırmaları kitlelerin dikkatine sunmaktadır.
Yine benzer şekilde, 2018’den bu yana her yıl düzenli olarak verilen İslam İktisadı Ödülleri de bu amaca hizmet etmektedir. Ne demek istiyorum, aslında şunu. Alanda halihazırda yapılan çalışmaların bireysellikten ya da bireysel çabadan öteye geçerek, kurumsallaşmasına, sistematikleşmesine ve birikim oluşturmasına imkân verebilmek için, sürekliliği olan, ilgiyi belli bir noktaya çeken faaliyetlere ihtiyaç vardır. Ödüller de bu minvalde, alanda çalışma yapan kurum ve kişilerin tanınırlığını ve bilinirliliğini sağlayarak, kenarda köşede kalmış çalışma ve araştırmaları kitlelerin dikkatine sunmaktadır. Yani, böyle bir faaliyet olmadığı takdirde kenarda köşede kalacak olan kişi, kurum ve çalışmaların gün yüzüne çıkmasını, onların takdir görmesini ve diğer gelecek çalışmalar için de motive edici bir güç olmasını arzu ediyoruz. Bunu en iyi akademik çalışma yapanlar anlayacaktır. Akademik çalışma zor, meşakkatli ve yıpratıcı bir süreçtir. Akademik çalışma yürüten araştırmacı binbir zorlukla bir çalışma ortaya koymaktadır. Bu emek mahsulü ürünü de kendisi için değil, belli bir amaca, hedefe, kitleye veya soruna dair zihninde bazı fikir ve düşünceler olduğu için yapmaktadır. Dolayısıyla biz burada hedefle kitleyi buluşturuyoruz ve teşvik edici bir mekanizma sunuyoruz.
Bu soruyu biraz daha açma adına soruyorum. Ödüllerin verilirken ve ödül kategorileri belirlenirken temelde hangi kriterler üzerinden gidiliyor?
Az önce söylediğimden devam ederek bu soruya cevap vereyim. Araştırma süreçleri özellikle de doktora tezi yazım süreci zorlayıcıdır. Kişinin belki de hayatında karşılaşacağı en önemli zorluklardan birisi bile olabilir. Bu noktada, sonradan gelecek araştırmacılara aslında hangi tür çalışma, araştırma ve tezlerin takdir ve ilgi gördüğünü işaret ederek, iyi bir çalışma yapmanın kriterlerini de üstü kapalı olarak göstermiş oluyoruz. Dolayısıyla araştırmacı kişi veya kurum, bu örneklik üzerinden kendi çalışma ve araştırmasını geliştirebiliyor. Ödül kategorileri belirlenirken de ödül sahipleri belirlenirken de hep bu amaç akılda tutularak karar veriliyor. Örnek teşkil edecek kişi ve kurumlar; çalışmayı yapan ile çalışmanın gerçek hayattaki tutarlılığı ve özdeşliği önemli belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor. Mesela bu sene katkı ödülü kategorisinde ödül alan Abdul Azim Islahi bunun net ve somut bir örneği; Islahi zor bir alana dair sistematik, yoğun çaba ve emek isteyen bir çalışma disiplinine sahip. Eğer biz Islahi’nin çalışmalarını ön plana çıkartmazsak, Islahi’nin çalışmalarının kıymeti, bunların birikime katkısı ve en nihayetinde de sürekli, istikrarlı bir çalışmanın nasıl yapılacağı gibi noktalar karanlıkta kalacaktır. Yani biz zaten kıymetli olan bir cevherin herkesin görebileceği şekilde göstermiş oluyoruz. Böylece herkes bu cevherden kendi payına düşeni alabiliyor.
Atölye ve ödüller bahislerinden sonra, biraz daha alana dair ve özellikle de İKAM’ın misyonu, vizyonu ve projeleri bağlamında sorular sormak istiyorum izninizle. Bu bağlamda İKAM’a geçmeden önce bir soruyla başlamak istiyorum. Sizce İslam İktisadı ve finansı nedir? Ya da İslam iktisadı ve finansının genel bir tanımını yapabilir miyiz?
İslam iktisadıyla ilgili en önemli sorunlardan birisi tanım, kapsam ve metodoloji konusunda bir uzlaşının olmamasıdır.
Genel olarak İslam iktisadı ve finansını, İslami öğretileri ve ilkeleri temel alarak iktisadi sorunlara ve meselelere çözüm üretmeye çalışan bir alan olarak tanımlayabiliriz. Ancak İslam iktisadıyla ilgili en önemli sorunlardan birisi tanım, kapsam ve metodoloji konusunda bir uzlaşının olmamasıdır. Bu da alanın gelişiminde ve standartlaştırılmış, herkesçe kabul edilmiş bilgi üretiminde zorluğa, ders sistematiği (müfredat) oluşturulmasında aksaklıkların yaşanmasına neden olmaktadır. Burada üç farklı yaklaşım söz konusu esasında: fıkıh-tarih ekolü; güncel finans-bankacılık ekolü; ve teori-metodoloji ekolü. Araştırma kurumları da bu noktada devreye girmektedir. Farklı yaklaşımların kendi sistematiklerini üretmelerine imkân verecek ve onları biraz da buna zorlayacak bir faaliyet sunmaktadırlar.
Türkiye’de İslam İktisadı Alanında Çalışan Araştırma Kurumları hangileridir?
Üniversiteler bünyesinde 10; bağımsız-STK olarak 7 araştırma merkezi bulunuyor. Bunlara dair ayrıntılı bir liste ve İslam iktisadı ve finansı faaliyet gösteren tüm kurumların tasnifli bir şekilde yer aldığı bir kurum haritası da islamiktisadi.net sitesinde mevcuttur. Dileyenler oradan tüm kuruluşlara çok rahat bir şekilde ulaşabilecektir.
Araştırma kurumlarının temel gayesi ve hedefi nelerdir?
Araştırma enstitüleri, belirli bir konuda araştırmacı ve bilgilendirici araştırma yürütmeye odaklanan özel olarak organize edilmiş kuruluşlardır. Bir araştırma enstitüsü, bir işletme veya işletmeler grubu, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, tabandan örgütlenen vatandaş dernekleri veya yüksek öğrenim kurumları tarafından özel olarak finanse edilebilir veya bağış yapılabilir. Tüm tecessümlerinde, araştırma enstitüsünün amacı, belirli bir konu hakkında mevcut bilgi müktesebatını artırmak ve bu bilginin en iyi şekilde nasıl kullanılacağına dair olasılıkları genişletmektir.
Düşünce/araştırma kuruluşlarının önceliği, araştırmanın yanında politika önerileri geliştirmektir. Düşünce/araştırma kuruluşları, var olan bilgi müktesebatını toparlayacak, sistematize edecek ve alandaki mevcut sorunlara dair kapsamlı, geniş ve dışarıdan bir bakış ile politikalar üretebilecek bir yapılanmaya sahiptir.
İKAM’ın kuruluş amacı ve misyonu nelerdir?
İKAM, kapitalizmle ile gelişerek büyüyen mevcut iktisadı sisteme alternatif adil, helal kazancı teşvik eden, insana ve insan emeğine saygılı bir sistemin oluşması için uzun soluklu, derinlikli, bütünlüklü, nitelikli akademik çalışmalar ile külli bir birikim ortayı koymayı amaçlamaktadır.
İKAM’ın gerçekleştirdiği faaliyetler nelerdir ve gelecek yıllarda ne tür faaliyetler planlanmaktadır?
İlk etapta alandaki sorun alanlarının tespitine ve alanın gelişimine katkı sunacak çeşitli çalıştaylar ve toplantılar tertip edildi. Bu programlar ile hem disiplin içindeki çözüm bekleyen sorunlar, hem de uygulama alanındaki aksaklıklar konuların uzmanları ve akademisyenler tarafından etraflıca tartışıldı. Bu programlardan bazılarını saymak gerekirse, Müfredat çalıştayı (2017), Dünyada ve Türkiye’de İslam iktisadı ve Finansı Lisansüstü Müfredat Çalıştayı (2017), Eğitim Çalıştayı (2017), Türkiye ve Malezya’da İslam İktisadı ve Finansı Eğitim Çalıştayı örnek verilebilir. Bunların yanında araştırmacıların ihtiyaç duyacağı donanım ve eğitimler, projeler geliştirildi. İslam iktisadı bibliyografyası, uluslararası atölyeler, uluslararası araştırmacı projesi, araştırma raporları, working paper, çalıştay ve temel eğitim programları ve faaliyetleri düzenlendi ve buralarda ciddi bir birikim ve temel oluşturuldu. Gelecek yıllarda bu faaliyetleri daha da geliştirerek devam ettirmeyi hedefliyoruz. Halihazırda devam eden büyük projeler olarak ise şunları sayabiliriz:
- İslam İktisadı Bibliyografyası: içinde; 3644 makale, 1978 kitap, 712 kitap bölümü, 1500’den fazla tez, rapor, konferans bildirisine erişim mümkün. Sadece Türkiye’de değil dünyada da en büyük ve geniş İslam iktisadı kaynakçasına sahip olan İslam İktisadı Bibliyografyası özellikle son 40 yılda üretilmiş makale, dergi, kitap bölümü, rapor, konferans bildirisi ve tez olarak 8.000’den fazla eserin künye bilgisini içeren bir veri tabanı. Her bir eserle ilgili oluşturulan en az 5 anahtar kelimenin yanında, araştırmacılar bu bibliyografya sayesinde—finans, düşünce tarihi, fıkıh, uluslararası iktisat, maliye gibi—çok geniş bir alan başlığı kategorisinde arama yaparak ilgili literatürlerdeki tüm eserlere rahatça ulaşabilecekler. Her ay güncellenen veri tabanına sahip bibliyografya ile kullanıcılar literatürdeki güncel metinlere de rahatlıkla erişebilecekler. Arama motoru ise kullanıcılara, anahtar kelime, başlık, alan, konu ve tarihe göre arama yapma ve farklı filtrelerle aramaları özelleştirebilme imkânı sunuyor.
- İGİAD ile ortaklaşa yürütülen İş Ahlakı Endeksi Projesi hazırlık aşamasında: bu proje kapsamında iş ahlakıyla ilgili temel sorun alanlarını tespit edebilmeye imkan verecek ve ülkeler arasında karşılaştırıma yapılmasını sağlayacak bir endeks hazırlıyoruz.
- İslam İktisat Tarihi Projesi hazırlık aşamasında; bu proje kapsamında İslam İktisat Tarihi projesi, İktisat literatüründe genellikle görmezden gelinen ve “Kayıp Halka” olarak adlandırılan döneme ışık tutarak zengin birikimi bu alanda çalışma yapan araştırmacı, akademisyen ve ilgililerin istifadesine sunmayı amaçlamaktadır. Projede, İslam’ın doğuşundan günümüze kadar gerçekleşmiş olan önemli olaylar ve kurumlar ile âlim ve mütefekkirler ve onların öne çıkan eserleri bir iktisat tarihi perspektifi içerisinde sistematik ve kronolojik bir sıra içerisinde maddeler halinde hazırlanacaktır. İslam iktisat tarihini ve İslam iktisat düşüncesini bir süreklilik içerisinde takip ederek aktarmayı hedefleyen proje, böylece okuyuculara ve araştırmacılara bütünlüklü bir perspektif sunacaktır. Proje veri tabanında ilk etapta toplam 692 madde kaynağı girilmiştir. Bunların önemli bir kısmını İslam iktisat tarihinin şekillenmesine katkı sunmuş önemli kişiler ve eserleri oluşturmaktadır. Proje veri tabanında toplam 249 kişi, 190 kitap, 112 olay, 81 kurum, 30 yazın ile çeşitli akitler ve dergiler bulunmaktadır.
- Bunun yanında yani bu faaliyetlere ek olarak önümüzdeki sene için, İslam iktisadı eğitim ve araştırmalarını geliştirmek ve bilgiyi standartlaştırmak için bir açık kaynak ders platformu kurmayı hedefliyoruz. Bu platform sayesinde öğretici ve öğrencinin ayrı ayrı erişimlerine imkân verecek bir altyapıyla herkes için en üst düzey çıktı ve fayda hedefleniyor. Öğreticiler buradan ihtiyaç duydukları ders planlarına, materyallerine ve örnek-sorulara ulaşabilecek; öğrenciler de yine aynı şekilde üretilmiş olan ders materyallerine, programlarına, kitaplarına rahat bir şekilde erişebilecektir. Böylece İslam iktisadı alanındaki dağınıklığın aşılarak, belirli zorunlu ve temel düzeydeki dersler için standart konu bütünlüğüne ulaşılmış olacaktır.
Araştırma Kurumlarının (İKAM) üniversitelere ve kamu otoritesine destekleri ve ortak projeleri olmakta mı? Somut sonuçlara ulaşıldı mı?
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin stratejik planlama ekibi ile anket çalışmaları yapılarak sorun ve öneriler paylaşılmıştır. Halihazırda İKAM yayınladığı raporlar ve özellikle politika notları ile kamu otoritesine desteklerini ve önerilerini sürdürmektedir. Ancak burada da alanın çok hızlı büyümesinden kaynaklanan düzenleme ve standartlaştırma sorunları devam etmektedir. Alanda birbirleriyle bağlantılı birçok sorun ve aksaklık bulunduğu için bunların eş zamanlı çözümü mümkün olmuyor. Yine de, aşamalı bir şekilde bu sorun alanlarının tespiti ve somut çözüm önerileriyle de bu süreçlere katkı sunmaya ve politika yapıcı ve karar vericilere raporlarla bu noktada destek olmaya devam ediyoruz.
Dünya ile kıyasladığımız zaman Türkiye’deki Araştırma Kurumlarının etkinliğini nasıl görmektesiniz?
Türkiye’deki araştırma kurumlarının çalışmaları daha yerel kalmaktadır. Bunun nedeni bu kuruluşların henüz kendi iç dizaynlarını tamamlamamış olmalarıdır. Bu kuruluşların birçoğunun son birkaç senede kurulduğu göz önüne alındığında bu olağan ve normal karşılanabilir. Bu noktada bir başka sorun uluslararası düzeyde entegrasyonun ve iş birliğinin zayıf olmasıdır. Bu anlamda, güncel uluslararası faaliyetleri ve etkinlikleri de takip etmek ve bunlarla koordine-ortak çalışmalar gerçekleştirmek önemli olacaktır. Ekonomi bilimi içindeki tartışmalar takip edilirse mesela orada ciddi bir yenilenme ve ayrışma olduğu görülecektir. Dolayısıyla burada güzel bir imkân bulunmaktadır. İktisadın yeniden gözden geçirilmesi, iktisat eğitiminde yeniliğe ve çoğulculuğa gidilmesi noktasında bir talep olduğunu görüyoruz. Bunun için yeni araştırma merkezleri ve düşünce kuruluşları faaliyet gösteriyorlar. Dolayısıyla bu değişimin en önemli yapı taşlarından birisi araştırma merkezleri olarak durmaktadır. Bu noktada yapılacak tüm çalışma ve faaliyetler ilgili merkezlerin örnek ve önder olmalarını sağlayacaktır. Bu yüzden, güncel ulusal ve uluslararası tüm çalışma ve etkinliklerin takip edilmesi ve eksikliklerin tespit edilerek ortak projeler geliştirilmesi alanın geleceği açısından belirleyici olacaktır.
İslam İktisadı çalışmalarında halen eksik kalan taraflar var mı? Genç araştırmacılara önerileriniz var mı?
Genç araştırmacıların birkaç uzmanlık alanında kendilerini geliştirmeleri ve çalışmalarında farklı yaklaşım ve ekolleri de dikkate alarak, kıyaslayarak ve karşılaştırarak öğrenmeleri onları hem bir adım öne çıkaracaktır hem de alanın dar tartışmalardan sıyrılarak genişlemesine ve daha kapsamlı bir muhtevaya sahip olmasına imkân verecektir.
İslam iktisadı çalışmaları genel olarak güncel finans ve bankacılık tartışmaları ve uygulamaları üzerinden ilerlemektedir. Bu, alanın kapsamının daralmasına ve bütünlüklü sistemsel yaklaşım ve çözümler üretilmesine engel olmaktadır. Alan içerisinde iktisat tarihi, iktisat felsefesi ve iktisat sosyolojisi alanındaki çalışmalar yetersiz durumdadır. Günümüz itibariyle ise bu tarz çoğulcu ve disiplinler arası çalışmaların daha çok önem taşıdığını ve böyle bir yönelimin olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden genç araştırmacıların birkaç uzmanlık alanında kendilerini geliştirmeleri ve çalışmalarında farklı yaklaşım ve ekolleri de dikkate alarak, kıyaslayarak ve karşılaştırarak öğrenmeleri onları hem bir adım öne çıkaracaktır hem de alanın dar tartışmalardan sıyrılarak genişlemesine ve daha kapsamlı bir muhtevaya sahip olmasına imkân verecektir.
Sercan Karadoğan Kimdir?
2007 yılında başladığı lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İngilizce iktisat bölümünde 2011 yılında tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesinden sosyoloji lisans derecesi de bulunan Karadoğan, yüksek lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesinde Uluslararası Ekonomi Politik alanında yaptığı “Sosyalist Ekonomilerde Hesaplama Tartışması” başlıklı tezi ile 2014 yılında tamamlamıştır. Doktora eğitimine 2015 yılında Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsünde başlamıştır. Bu programı 2021 yılı Temmuz ayında savunduğu “Ahlak Bağlamında Kapitalizm ve İslam Ekonomisi Karşılaştırması” başlıklı teziyle başarıyla tamamlayarak Ortadoğu Ekonomi Politiği ana bilim dalında doktora ünvanı almıştır.
2014 yılında SETA Ekonomi bölümünde çalışmalarını yürütmüş sonrasında aynı yıl Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde de araştırma görevlisi olarak göreve başlamıştır. 2018-2019 yılları arasında Durham Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Merkezinde misafir öğretim üyesi olarak doktora çalışmalarına devam etmiştir. TÜBİTAK doktora-sırası araştırma proje desteği kapsamında hazırladığı“Ahlakın Sosyo-Ekonomik Yapıya Etkisi: Ajan Tabanlı Simülasyon Modellemesiyle İslam Ekonomisi ve Kapitalist Ekonominin Karşılaştırmalı Analizi” başlıklı araştırma projesini Prof. Mehmet Asutay’ın danışmanlığında başarıyla tamamlamış ve sonrasında 2019 yılı Kasım ayında Türkiye’ye dönmüştür. Karadoğan, 2019-2021 yılları arası Maruf Eğitim, Araştırma ve Dayanışma Vakfında akademik koordinatörlük ve akademik danışmanlık görevlerini yürütmüştür.
Sercan Karadoğan 2021 yılı Haziran ayından itibaren İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı çatısı altında bulunan İKAM’da Kıdemli Araştırmacı olarak çalışmaya başlamış, Ağustos ayından itibaren de İKAM Direktörlük görevini devralmıştır. Editör, çevirmen ve araştırmacı olarak birçok proje, akademik faaliyet ve yayın çalışması içerisinde bulunan ve gönüllü ve profesyonel olarak STK’larda aktif görev alan Karadoğan iyi düzeyde İngilizce bilmektedir. Evli ve 2 çocuk babasıdır.
Ana ilgi ve çalışma alanları arasında karşılaştırmalı ekonomi politik, iktisat sosyolojisi, ahlak ve ekonomi, iktisadi düşünce tarihi ve kapitalizm tarihi bulunmaktadır.
İslam İktisadı Araştırma Merkezi web adresi: https://ikam.org.tr/