Anasayfa Araştırma İsrafı Ancak Mümin Bir Bilinç Önleyebilir

İsrafı Ancak Mümin Bir Bilinç Önleyebilir

by

İsraf hayatımızdaki önemli kaçaklardan biridir ve İslam ekonomisi denen bir şey varsa bunun en temel özelliklerinden biri israfın önlemesidir. Bu aslında modern ekonominin de temel meselesidir. Çünkü akıl israfın olmaması gerektiğini söylüyor. Ne var ki, kapitalizm sürekli üretip satmaya dayandığı için, sürekli tüketimin olmasını da ister. Bu noktada akılla arzular çatışır ve arzulara göre hareket edilir. Sonuçta kapitalizm haz ve israf yönünü seçer.

Bir mümin için ‘Allah israf edenleri sevmez’ buyrulmuş olması, meseleyi halletmeye yeter. İsraf Allah’ın verdiği her türlü değerin lüzumundan fazla ve dünyaya da ahirete de yaramayacak şekilde harcanmasıdır. Allah’ın kendi yarattığı tabiatta israfın bulunmaması da kulları için bir işarettir. Yemek israfı, su israfı, zaman israfı, lüks israfı bugün israfın en yoğun olduğu alanlardır. Birey ve yönetim aklı israfı önlemedeki başarısıyla doğru orantılıdır. Bir mümin için aklı sonuna kadar kullanmakla beraber bir de israfın haram olduğuna iman etme gibi bir yaptırım vardır. Bu ikisi birlikte bulunursa problem daha kolay hallolur.

Yakın gelecekte dünyanın başına daha büyük bir dert olacak konulardan biri su israfıdır. Bakın bu yargıda bile meselenin iman boyutunu eksik bırakıyor, sadece çıkar ve menfaat eksenli bir akıl yürütüyoruz. O halde buna imanı da katmak zorundayız ki, problemi halledebilelim.

Meseleyi dert edinen bir imam arkadaşımız, Mahmut Yılmaz Malatya’dan feryat ediyor; “Hocam biz gerekli yerlere ulaşamıyoruz, ulaştıklarımız da bizi dinlemiyor. Lütfen bu konuyu dile getirin” diyor ve kendi gözlem ve tespitlerini anlatıyor:

“Türkiye genelinde bütün resmi kurumlar, okullar, hastaneler, sağlık ocakları, kışlalar, müftülük ve Kur’an kursu binaları ve özellikle de sayıları 140 bini bulan camilerin lavabo ve wc’lerine bakın, yüzbinlerce musluk var. Her kurumda bir musluk arızalı olsa, kaçak su her gün orta büyüklükte bir barajı dolduracak miktara ulaşır.

Oysa beş yıl garantili aç kapa musluklar kullanılsa, belirli aralıklarla kurumlar kendi kontrollerini yapsa, arızalı olanlar değiştirilse, valilikler bunu takip etse. Evet bunlar yapılsa bu hoyratça israfın önü alınır diye düşünüyorum.

Birkaç gün önce özel elektrik dağıtım şirketi görevlileri geldi. İkamet ettiğimiz apartman dairelerinin elektrik sayaçlarını değiştirdiler. Gerekçe, on seneyi dolduran sayaçlar ekonomik olmuyormuş. Nitekim belediyeler de bazen miadını doldurmuş kanalizasyon ve su borularını yeniliyor. Bütün kurumların su şebekelerinin de böyle yenilenmesi gerekir. Bırakın on seneyi, belki kırk yıldır hala yenilenmeyen şebekeler var. Bozulma ve patlamalar olunca etrafın kırılmasıyla yapılan masraf, yenilenmesinin masrafını çok geçiyor.

Geçen hafta görev yapmış olduğum caminin şadırvan ve tuvaletlerindeki musluklar dondu. Açmak için komşum ile birlikte onca uğraştık ama muvaffak olamadık. Eğer bu tesisat döşenirken borulara izolasyon yapılmış olsaydı asla donmazdı.

Her kurumun kendi içinde, ya da hepsini birden ele alan ortak bir kontrol mekanizması kurulsa hem meselenin ciddiyeti görülmüş hem de bu korkunç israfın önüne geçilmiş olur.

Resmi kurumların ve özellikle de camilerin tesisatları en kaliteli yalıtım malzemeleriyle yenilenmelidir. Aksi taktirde su israfının önüne geçemeyiz. Çocuk parklarındaki salıncağın zinciri kopsa park bahçeler müdürlüğü ekipleri gelip hemen tamir ediyor. Su kaçağına sebep olan arızalar da böyle ciddiye alınmalıdır”.

Mahmut Hoca böyle diyor, biz de ekleyelim.

Camiler okullar ve Kuran kursları için bu durum çok daha vahim. Oysa israfı önlemede camiler öncülük etmelidir. Bir derenin kenarında abdest alırken bile israf etmeyin diyen Resulüllah’ın ümmeti bu evrensel mesajı alabilmiş gözükmüyor. Camilerdeki musluklar genellikle hayırseverler tarafından takıldığı için en ucuz piyasa musluklarıdır ve çok çabuk bozulurlar. Sonra akar durur. Oysa Mahmut Hoca’nın dediği gibi en kaliteli musluklar buralara takılmalı ve aç-kapa olmalıdır. Bu arada abdest alan insanımıza su israfının vahametini de anlatmalıyız.

Dikkatimi çeken hususlardan biri şudur: Biz hala camilerimizde abdest aldığımız mekanları bir türlü rahat, temiz ve ergonomik şekilde yapamıyoruz. Bazı yerlerde farklı girişimlerin olduğunu gördüm. Demek ki bu meseleyi dert edinenler var ama henüz tam işe yarar bir mimari şekil oluşturulamadı. Hatta alışveriş merkezleri ve hava alanı gibi yerlerde abdest mahallerine bir temizlik mekânı olarak bakmamız mümkün değil. Çekinmesek aksini söyleyeceğiz.

Kaynak: Yeni Şafak 

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun