Anasayfa Araştırma Kamu Maliyesinin İslam İktisadıyla Zenginleştirilmesi Önerileri 1: İmam Ebu Yusuf Örneği

Kamu Maliyesinin İslam İktisadıyla Zenginleştirilmesi Önerileri 1: İmam Ebu Yusuf Örneği

by

Şükrü Çağrı Çelik

Kamu maliyesi; en temelde kamu harcamaları ve kamu gelirleri arasındaki ilişkilerin, usullerin ve esasların ortaya konulduğu, kamu gelirlerinin ve kamu harcamalarının etkinlik analizlerinin yapıldığı bir bilim dalıdır. Yurt dışında birçok üniversitede iktisat biliminin altında yer alan maliye ilmi, buna karşın ülkemizde kendi başına köklü bir geçmişe sahiptir.

Maliye derslerinin (Kamu Maliyesine Giriş, Kamu Ekonomisi, Bütçe, Vergi Teorisi… gibi) muhteviyatı incelendiğinde önemli bir problem göze çarpmaktadır. Üniversitelerde okutulan derslerin içeriklerinde ve dersle beraber takip edilen kitaplarda İslam İktisadının düşünürlerine ya hiç yer verilmemektedir ya da yer verilse bile çok dar çerçevede ele alınmaktadır (Örneğin çok temel düzeyde İbn-i Haldun’a değinilmektedir). Maliye ilminde göz ardı edilen bu sorun, bilime batı merkezli bakış açısından kaynaklanmaktadır.

Bu sorunun giderilmesi bu alanda çalışma yapan araştırmacıların bir görevidir. Bu alanda yapılacak çalışmaların ulusal ve uluslararası alanda yer bulması elzemdir. Bu yazı bu sorundan yola çıkarak toplumda küçük de olsa bir farkındalık yaratmak için kaleme alınmıştır. Umulur ki deneme tarzında yazılan bu yazı, islamiktisadı.net için yazılacak diğer çalışmalar için cesaret kaynağı olur. Benzer yazıların artması halinde İslam İktisadına olan ilginin artması söz konusu olabilir. İslam İktisadı/İslami Maliye alanında çıkarılacak makaleler, kitaplar, raporlar vb. yaygınlaşırsa ders içeriklerinde de zamanla önemli bir eksiklik giderilmiş olacaktır.

Ebu Yusuf ve Kitabu’l Haraç

Yazılan bu yazı üç devlet başkanına/halifesine kadılık yapmış İmam Ebu Yusuf’un “Kitabu’l Haraç” kitabındaki mali ilkelerin kısaca bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. Ebu Yusuf’un dönemin halifesine yazdığı “Kitabu’l Haraç” kitabı tıpkı Muhammed Şeybani’nin “Kitabu’l Kesb” kitabı gibi maliye alanında yazılan ilk kitaplardan biri olması sebebiyle bir hayli önemlidir.

731(113) yılında Kûfe’de doğan Ebu Yusuf, 798(182) tarihinde altmış dokuz yaşında Bağdat şehrinde vefat etmiştir. Ebu Yusuf’un kaleme aldığı Kitabu’l Haraç isimli eser, halifenin sorduğu 26 soruya verilen fıkhi yanıtlardan oluşmuştur. Bilimin alt dallara keskin şekilde ayrılmadığı ilgili dönemde, kadılık görevinin layıkıyla yapılabilmesi için iktisat, siyaset bilimi, maliye, hukuk gibi alanlarda söz sahibi olmak gerektiği unutulmamalıdır. Bundan dolayı kitabın salt iktisadi bir amaçla yazılmadığının da belirtilmesinde fayda vardır. Yine de kitabın içerisinde vergi teorisi, kamu harcamaları, kamu yönetimi gibi birçok konu açıklanmış, usul ve esaslar ortaya konmuştur. “Ganimetler, feyler, öşür, haraç̧, cizye, zekât, kamu mali yönetimi, vergilemede adalet, vergilemede etkinlik, vergi kaçakçılığı, gümrük vergisi, hükümdarın görevleri, iltizam usulü̈, ortak mallar, alt yapı çalışmaları, devlet yönetiminde adalet, memur seçimi” gibi birçok konu kitapta yer almaktadır. Dönemin şartlarında ekonominin tarıma dayalı olması, kitabın içeriğini de etkilemiştir.

 Ebu Yusuf’un günümüz kamu maliyesi için dikkat çeken görüşlerinden bazıları aşağıdaki gibi gösterilebilir:

  • Kişilerden alınacakların haraçların gelirlerine göre artan bir şekilde olması gerektiğini ifade etmiştir(örneğin 12, 24 ve 48 dirhem gibi). Hatta fakirlerin bu haraçtan muaf tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Piyasa fiyatlarının sürekli değişeceği için, sabit oranlı vergilendirme yapmanın problemlere yol açacağını düşünmüştür.
  • Vergi oranlarının yüksek olması durumunda üreticilerin vergiden kaçınacak yöntemlere başvuracağını ifade etmiştir. Keza verginin üretilen üründen değil, toprağa göre belirlenmesi durumunda da bu durumun geçerli olacağını savunmuştur.
  • Adaletli davranmanın kamu gelirlerini arttıracağını iddia eder. Ona göre “Bereket ve feyz ancak adaletle beraber bulunur, zulüm ile yok olur. Zulüm ve haksızlıkla alınan haraç̧ azalır ve memleketi harap eder.”
  • İltizam sisteminin vergi hasılatını azaltabileceğini ifade eder. Mültezimlerin halka zulüm edebileceğinden endişe ederek halifeyi uyarır. Mültezimlerin devletle yaptığı anlaşmayı düşünerek tahsil etmesi gerekenden daha fazlasını halktan talep edebileceğinden endişelenir. Bunun yanında mültezimlerin halkın sahip oldukları mallara zarar verebileceğini, onlara şiddet uygulayabileceğini ifade eder.
  • Yaşadığı dönemde yeni fethedilen Sevad bölgesinin halkının, iltizam sistemiyle vergilendirilmemesi gerektiğini ifade eder. İltizam sisteminde halktan haraca göre daha fazla vergi alınması durumunda, halkın sırtına aşırı vergi yükü bineceğini düşünür. Bunun neticesinde “Memleketin harap, halkın ise helak olmasından” endişelenir.
  • İltizam sistemi yerine vergi memurlarının görevlendirilmesini önerir. Yine de bu noktada mevcut valiler, amiller ve bunların yakınlarının yaptığı vergi usulsüzlüklerine karşı halifeyi uyarır.
  • Halifenin zekât memurlarını“doğru, iffetli, kalbi hastalıklardan salim, zekât mallarının beyanında senden bir şey gizlemeyecek, mükellefe haksızlık etmeyecek” kişilerden seçmesi gerektiğini ifade etmiştir. Seçilen baş zekât memurlarının il il dolaşarak toplumun yapısına uygun şekilde temsilci seçmesi gerektiğini ve seçilen temsilcilerin halk nazarında kabul edilecek kişilerden olması gerektiğini ifade etmiştir.
  • Görevlendirilen memurların vergileri tahsil ederken karşılaştığı masrafların (memur iaşe ücreti, posta gideri, nakil masrafı gibi) halk tarafından değil beytülmal tarafından karşılanması gerektiğini ifade eder.
  • Kur’an-ı Kerim’de geçen zekât ayetini (Tevbe 9/60) referans göstererek, toplanılan zekât gelirlerinin dönemin koşullarına göre ilgili ayetin ışığında farklı şekillerde dağıtabileceğini ifade eder. Örneğin koşullar icap ederse bütün zekât gelirlerinin sadece fakirlere verilebileceğini ifade etmiştir.
  • Haraç/öşür gelirleri ile zekât gelirlerinin kesinlikle ayrı toplanması gerektiğini ifade etmiştir. Çünkü haraç gelirlerinin bütün Müslümanlara ait olduğunu zekâtın ise yalnızca Kur’an-ı Kerim’de belirtilen alanlara harcanabileceğini belirtmiştir.
  • Dicle ve Fırat nehirleri üzerindeki mevcut su kanallarının genişlemesi ya da temizlenmesinin finansmanı için iki ayrı seçenekte sunmuştur. Buna göre ya kanaldan faydalanan kişiler elde ettiği faydayla orantılı olarak bedenen çalışabilir ya da kanalın temizlenme/genişleme maliyetinin maddi yönden elde edilen faydaya göre pay edilebileceği ifade etmiştir. Bu iki yöntemden hangisinin seçileceğini ise hükümdara bırakmıştır.
  • Ebu Yusuf su kanallarının umuma ait yolları kapatmasından dolayı gelen bir şikâyeti de değerlendirmiştir. Eğer ilgili kanal kadim ise zarar görenler sonradan o yerleşim yerine gelmiştir çıkarımını yapar ve herhangi bir müdahalede bulunulmaması gerektiğini düşünür. Kanal sonradan açıldıysa fayda ve zararlar kıyaslanması gerektiğini ifade eder. Eğer kanalın faydası çok ise müdahalede bulunulmaz ama zarar çok ise kanalın bozulmasını tavsiye eder. Eğer bu kanal hayvanlar ve insanların içme suyu olarak kullandığı bir kanal ise bu durumda zararın faydadan fazla olsa bile bir istisna olarak değerlendirilebileceğini belirtir.

Görüleceği üzere kendisinden yaklaşık bin yıl sonraki maliyeciler tarafından dile getirilen düşüncelerin benzerlerini, yaşadığı dönemin şartları elverdiğince ele alan Ebu Yusuf’un hak ettiği değeri görmediği açıktır. Maliye tarihinde önemli bir konumda olan Ebu Yusuf’un maliye teorisinde daha sık zikredilmesi gerekmektedir.

Kaynakça

  • İmam Ebu Yusuf, Kitabu’l-haraç (çev. A. Özek), (1973), İstanbul Üniversitesi Maliye Enstitüsü Hisar Yayınevi.
  • Çelebi, A. Kemal ve Şükrü Çağrı Çelik,(2018) Klasik İslam Düşüncesinde Kamu Maliyesi: Ebu Yusuf Örneği, ss.683-691, MCBÜ Yayınları Yayın No: 34
  • Bal, Oğuz,(2014) İslam İktı̇ sadı’nın Kilometre Taşlarından Ebû Yusuf’un İktı̇ sadi Düşüncesi,
Türkiye İslam İktisadı Dergisi, Cilt 1, Sayı 2, ss. 1-41
  • Duran, Bünyamin, (2017) Din ve Kapitalizm, Lambert Academic Publishing,
  • Kallek, Cengiz (1997) Ebu Yusuf’un İktisadi Görüşleri, İslam Araştırmaları Dergisi,sayı 1, ss.1-18
  • Siddiqi, M. Nejatullah ve S. M. Ghazanfar. (2001),”Early medieval Islamic economic thought: Abu Yusuf’s (731-798 AD) economics of public finance.” History of Economic Ideas ,ss.13-38
  • Uslu, Rıfat, (2013) İmam Ebû Yusuf’un Hayatı ve Kitabu’l Harac’ı, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 22, ss. 403-429.
  • Yeşilyurt, Şahin,(2015), İmam Ebu Yusuf’un Kamu Maliyesi Alanına Katkısı, Maliye Dergisi Sayı 169, ss.97-117

Benzer Yazılar

Görüşlerinizi Paylaşabilirsiniz

    Mail Bültenimize Abone Olun